Yazar "Akil, İpek" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocukluk çağı kronik karaciğer hastalıklarında kemik mineral dansitesi ölçümleri(1998) Aydoğdu, Sema; Akil, İpek; Darcan, Şükran; Öztürk, Cihad; Köse, Timur; Yağcı, Raşit V.Bu çalışma Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji ve Beslenme Bilim Dalı'nda kronik karaciğer hastalığı tanısı ile izlenen, dördü kolestatik, 30 hastada (16 kız, 14 erkek-yaş ortalaması 12.3 yıl) hepatik osteopeni varlığının biyokimyasal, radyolojik ve kemik mineral dansitesi (KMD) ölçümleri ile belirlenmesi ve ileriye yönelik tedavi protokollerinin değerlendirilmesi amacı ile planlandı. Yaş ortalaması 13.6 yıl olan 20 sağlıklı çocuktan (dokuz kız, 11 erkek) kontrol grubu oluşturuldu. Tüm hastalarda, serum kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, osteokalsin, insulin benzeri büyüme faktörü, idrar hidroksiprolin ölçümleri yapıldı. Hasta ve kontrollerde KMD ölçümleri XR-26 (Norland) kemik dansitometri cihazı ile dual enerji x-ray absorbsiyometri (DEXA) yöntemi ile yapıldı. Hastalar Child-Pugh sınıflamasına göre A (20 hasta) ve B+C (10 hasta) gruplarına ayrıldı. Serum osteokalsin düzeyleri hastaların tümünde normalin altında idi (ortalama 6.45 ng/ml). Hasta grubunun vertebral ve femoral KMD ölçümleri kontrollerden istatistiksel olarak anlamlı düzeylerde düşük bulundu (p=0.01 ve 0.003). Child A grubu KMD ölçümleri, L3 lateral bölgesinde kontrol grubundan anlamlı düşüklük gösteriyordu. Çalışma grubunun en düşük KMD ölçümleri kolestatik hastalarda saptandı. Sonuç olarak; hepatik osteopeni çocukluk çağı kolestatik ve nonkolestatik kronik karaciğer hastalıklarının önemli bir komplikas-yonudur. Bu oluşumda, düşük osteoklasin düzeylerinin işaret ettiği kemik "turnover" yavaşlaması etkin bir faktördür. Hastaların izleminde serum osteokalsin düzeyleri ve KMD ölçümleri yol göstericidir. Tanı aşamasından itibaren, osteopeninin önlenmesine yönelik destek tedavi verilmesi önemlidir.Öğe Farklı ortamlardaki oyuncaklarda bakteri kolonizasyonu sıklığı(2004) Akil, İpek; Yılmaz, Özge; Egemen, Ayten; Gazi, Hörü; İkizoğlu, Tarkan; Değerli, Kenan; Sürücüoğlu, SüheylaOyuncaklar çocuğun fiziksel, motor ve psikososyal gelişimi ve erişkin bir birey olmasını sağlayan oyunun ayrılmaz parçasıdır. Çok çeşitli işlevleri olan oyuncakların sağlık sakıncası oluşturmaması gerekir. Bu çalışmanın amacı farklı ortamlarda bulunan ve kullanılan oyuncaklarda patojen mikro-organizma kolonizasyonunun araştırılmasıdır. Üç hastane, 15 kreş, 25 evdeki oyuncaklardan bulundukları yerlerde alınan toplam 285 sürüntü örneğinin bakteriyolojik ve mikolojik incelemesi yapılmış ve izole edilen bakterilerin antimikrobiyal direnç özellikleri standart disk difüzyon yöntemi ile araştırılmıştır. Kültür alınan 285 oyuncağın %31'inde üreme vardı; bu oran hastaneden alınanlarda %38.6, kreşten alınanlarda %28.7 iken evden alınanlarda %23.3 olarak saptandı. Bu yerler arasındaki üreme oranlarındaki farklılık anlamlı bulundu. Tüm kültürler içinde %33.3 ile koagülaz-negatif stafilokok ve %24.1 ile Staphylococcus aureus en sık üreyen mikroorganizmalardı. Oyuncak tiplerine göre ayrıldığında; %42.8 ile en sık tüylü oyuncaklardan alınan kültürlerde üreme saptandı; bu oranın yıkanamayan oyuncaklarda %39.7 iken yıkanabilen oyuncaklarda %28.5 olduğu görüldü. Kültür alınan tüm yerlerde üreyen mikro-organizmalarda en yüksek direnç oranı %90-100 ile penisiline karşıyken en az direnç oranı ise vankomisin ve teikoplanine karşıydı. Bu oranlar göz önüne alındığında, oyuncaklarda patojen mikro-organizma saptanabileceği ve bunların hastalardan tekrar tekrar infekte olarak hasta bir çocuktan diğerine İnfeksiyon taşıyıcısı potansiyeli olabileceği görülür. Oyuncakların bu İnfeksiyon zincirindeki yeri ve günümüzde hastane infeksiyonlarmın önemi akılda tutularak hasta ya da çok sayıda çocuk tarafından kullanılan oyuncaklar açısından özel çözümler getirilmelidir.Öğe İdrar yolu enfeksiyonlu çocuklarda sefiksim tedavisinin idrar NAG atılımına etkisi(2004) Akil, İpek; Yazıcı, Püreda; Yılmaz, Özge; Polat, Muzaffer; Ulman, Cevval; Kutay, Fatma Z.İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) çocukluk çağının en sık bakteriyel enfeksiyonlarından biridir. Üçüncü jenerasyon sefalosporinler arasında yer alan ve geniş antibakteriyal spektruma sahip olan sefiksimin İYE'nun oral yoldan tedavisinde etkinliği kanıtlanmıştır. Bu çalışmada İYE'lu çocuklarda sefiksimin idrar elektrolit atılımları ve proksimal tübüler fonksiyo¬nun duyarlı bir göstergesi olan N-asetil-beta-D-glukozaminidaz (NAG) atılımına etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya İYE tanısı konan ve sefiksim tedavisi başlanan yaşlan 5-156 ay arasında değişen (medyan yaş: 72 ay) 24 kız, 2 erkek İYE'lu çocuk çalışma grubu olarak alınırken; kontrol grubu olarak son bir ay içinde antibiyotik kullanmamış olan 17 çocuk (yaş dağılımı 8-156 ay arasında, medyan yaş 82 ay, 6 kız, 11 erkek) alınmıştır. İYE'lu hastaların sefiksim tedavisi öncesi ve 10 günlük tedaviden sonra, ayrıca kontrol grubunun açlık spot ilk idrar örneklerinde sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, ürik asit, fosfor (Na, K, Ca, Mg, Ürik Asit, P) düzeyleri ve NAG aktiviteleri ölçülerek sonuçlar idrar kreatinine (Kre) oranlanarak hesaplanmıştır. İdrar NAG aktivite ölçümü idrara jel filtrasyonu uygulandıktan sonra paranitrofenol yöntemi ile yapılmıştır. Kontrol grubu ile tedavi öncesi hasta grubunun sonuçlan non-parametrik, Mann Whitney U testi ile; hasta grubunun tedavi öncesi ve tedavi sonrası değerleri Wilcoxon Signed Ranks testi ile karşılaştınlmıştır.Çalışmanın sonuçlarında spot idrarda Na, K, Ca, Ürik Asit, Mg, P'un idrar kreatinine oranları ve NAG/Kre oranları İYE'lu çocuklarda tedavi öncesinde kontrol grubuna oranla farklı bulunmamıştır (p>0,05). İdrar elektrolit ve NAG atılımları da hasta grubunda tedavi sonrasında tedavinin başlangıç düzeylerine oranla farklı değildi (p>0,05).Sonuç olarak, oral yoldan günde tek doz olarak kullanılan ve bu şekilde tedavi uyumu yüksek olan sefiksimin renal tübüler fonksiyonlarda değişiklik yaratmadığı saptandı. Bu sonucun tedavinin güvenilirliğinin belirlenmesi açısından önemli olduğu düşünüldü.Öğe İdrar yolu enfeksiyonunda lökositlerin trombosit aktive edici faktör (PAF) yanıtı(2001) Akil, İpek; Mir, Sevgi; Hüseyinov, AfigBu çalışmada idrar yolu enfeksiyonlu (İYE) çocuklarda lökositlerin trombosit aktive edici faktör (PAF) sentez ve salgılama aktivitesi değerlendirilerek akut inflamatuvar yanıtın başlatılması ve ilerlemesinde PAF'ın İYE patogenezindeki rolü araştırılmak istenmiştir. Çalışmaya İYE'lu 33 çocuk (32 kız, 1 erkek, yaş ortalaması 6.5 ± 2.8 yıl) alındı. Yirmi iki sağlıklı çocuktan (6 erkek, 16 kız, yaş ortalaması 5.7 ± 3.1 yıl) kontrol grubu oluşturuldu. İYE'lu çocuklar 38.5°C ve üzerinde ateş yüksekliği, C-reaktif protein ve sedimantasyon yüksekliği ve DMSA sintigrafi bulgularına göre alt ve üst İYE olarak gruplandırıldı. Endojen plazma ve idrar PAF düzeyleri solid faz ekstraksiyon yöntemi ile purifikasyon sonrası RIA ile ölçüldü. Periferik kan ve idrardan elde edilen lökositler invitro uyarılarak intrasellüler ve ekstrasellüler PAF düzeyleri ölçüldü. İYE'lu çocuklarda idrar ve plazma endojen PAF düzeyleri (762.5 ± 531.8 pg/ml, 334.3 ± 184.0 pg/ml), kontrol grubuna oranla belirgin olarak artmış bulundu (190 ± 9.0 pg/ml, 74 ±16 pg/ml, p<0.001). Üst İYE'da idrar PAF düzeyleri alt İYE'a göre yüksek bulundu (1217.8 ± 489.8 pg/ml, 427.1 ± 205.7, p=0.002). Çalışma gruplarının periferik kan lökositlerinin in vitro uyarısı sonucu ölçülen intrasellüler ve ekstrasellüler PAF düzeyleri İYE'da kontrol grubuna oranla artmıştı (p<0.05). İYE'lu hastaların idrar lökositlerinin periferik kan lökositlerine oranla artmış intrasellüler ve ekstrasellüler PAF salgılama kapasitesi olduğu bulundu (p<0.05). İYE'da in vitro uyarı sonrası sentezlenen PAF'ın büyük oranda intrasellüler olarak kaldığı saptandı. İYE'da lökositlerin üriner epitele infiltrasyonu ile başlayan inflamatuvar yanıt sırasında lökositlerin duyarlanmasında PAF'ın etkili olduğu düşünüldü. Başta lökositler olmak üzere çeşitli hücreler tarafından sentezlenebilen PAF otokoid bir mediator olarak lökosit kemotaksisini ve aktivasyonunu stimüle edici etkiye sahiptir. Özellikle intrasellüler PAF kendisini metabolize eden enzim (PAF asetil hidrolaz) aktivitesinden kurtularak otokrin etkisi yanı sıra parakrin ve ekzokrin etkileri ile inflamatuvar reaksiyonunun başlamasında olduğu kadar sürdürülmesinde de etkili olabilmektedir.Öğe THE ROLE OF ANTIMICROBIAL POLYPEPTIDES FOR THE PREDICTING OF URINARY TRACT INFECTION: UTILISE STUDY(Springer, 2023) Yildirim, Zeynep Yuruk; Afonso, Alberto Caldas; Akil, İpek; Aksu, Bağdagül; Alpay, Harika; Atmis, Bahriye; Aydog, Ozlem[No abstract available]