Yazar "Öztürk, Münir" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Airborne pollen grains of Manisa(2005) Ay, Güngör; Öztürk, Münir; Bıçakçı, AdemManisa ilinin atmosferik polenleri, iki yıllık periyotta (1990-1991) Durham cihazı kullanılarak çalışılmıştır. İki yıllık sürede 55 taksona ait toplam 8858 adet polen tespit edilmiştir. Bunların 5148'i 1990, 3710'u ise 1991 yılında tanımlanmıştır. Toplam polen miktarının % 78.60'ı odunsu, % 20.17'si otsu ve % 1.23'ü ise tanımlanamamıştır. Çalışılan bölgede, sırası ile Pinus spp., Gramineae, Cupressaceae I Taxaceae, Olea spp., Quercus spp., Platanus spp., Morus spp., Casuarina spp., Plantago spp. ve Chenopodiaceae I Amaranthaceae taksonlarma ait polenler yoğun olarak bulunmuştur. Çalışma süresince en fazla polene Mart ile Mayıs arasında rastlanmıştır.Öğe Batı Anadolu'da yayılış gösteren Capparis L. türlerinin ekolojisi üzerinde araştırma(Ege Üniversitesi, 1993) Özdemir, Filiz; Öztürk, MünirBu çalışmada, Batı Anadolu'da yayılış gösteren Capparis türleri incelenmiştir. Güzel görünüşlü çiçekleri, diken halini almış stipülleri çok tohumlu etli kapsüla tipi meyveleri ve ginofor yapısının bulunmasıyla tipik olan Capparis genusundaki taksonomik karşılıklara açıklılık getirilmeye çalışılmıştır. Sonuçta, Batı Anadolu'da C.spinosa ve C.ovata türlerinin yayılış gösterdiği, varyete düzeyinde bir ayırım yapmanın ise doğru olmayacağı kanısına varılmıştır. Bu sonuçlar morfolojik ve anatomik bulgularca da desteklenmiştir. Dünya üzerinde geniş yayılış gösteren bu bitkiler, yüksek ısıya ve kuraklığa dayanıklıdırlar. Genellikle bünyesi kumlu-tınlı, hafif- orta alkali topraklarda yetişirler. Bu toprakların kireççe ve organik maddece zengin olduğu, tuzluluk etkisinin ise olmadığı saptanmıştır. Çalışılan lokalitelerden alınan bitki örneklerinin ve toprak örneklerinin, azot ve fosforca zengin olduğu bulunmuştur. Bitki örneklerindeki azot, fosfor, potasyum miktarları ile toprak örneklerindeki azot, fosfor, potasyum miktarları arasında ilişki olup olmadığı istatistiki olarak incelenerek regrasyon eğrileri ve korelasyon katsayıları elde edilmiştir. C.spinosa ve c.ovata türlerinin toprak üstü kısımlarının özellikle çiçek tomurcuklarının proteince zengin olduğu saptanmıştır. Çalıştığımız türlerin tohumdan ve vejetatif tohumlardan üretimleri araştırılmıştır. En iyi çimlenme sırt tarafından delinip GA3 uygulanan tohumlarda görülmüştür. Birçok ülkeye ihraç edilen Capparis çiçek tomurcukları, hem ilaç, hem de çeşni olarak kullanılmaktadır.Öğe Batı Anadolu'da yayılış gösteren Inula graveolens'in autekolojisi hakkında araştırmalar(Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1975) Öztürk, MünirBu araştırmada, Akdeniz Bölgesi vejetasyonunun tipik bir elementi olan ve ekonomik yönden oldukça önemli olduğu halde değerlendirilemeyen, Inula graveolens'in ekolojisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu tür Akdeniz Bölgesinde geniş yayılış gösterir. Ayrıca Avusturalya, Hindistan, Pakistan, Afganistan, İran ve Güney Afrika'da da yetiştiği rapor edilmektedir. Türkiye'nin Güney, Batı ve Kuzey yörelerinde, denize paralel olarak uzanan bir şerit halinde yoğun kümeler teşkil ettiği gözlenmiştir. Yıllık sıcaklığın uzun süre düşük derecelerde kaldığı bölgelerde (Orta Anadolu ve Doğu Anadolu'da) bitki yetişmemektedir. Bu durum I.graveolens'in kurakçıl bir bitki olduğunu ve yalnızca kurak peryodun uzun sürdüğü ve ortalama sıcaklığın uzun sürdüğü ve yüksek olduğu bölgelerde yetiştirilebileceğini göstermektedir. I.graveolens yaz mevsiminde çiçeklenen tek yıllık bir bitki olup yeterli oranda tohum hasıl edilebilmektedir. (12283-62193/10 m2)Oldukça geniş bir ekolojik amplitüde sahip olan bu tür, deniz kenarları, taşınmış topraklar, şişen killer, taş araları, silisli topraklar, nadasa bırakılmış tarlalar, çöplükler, yol kenarları ve nadiren sulak yerler gibi farklı tabiat koşullarında ve 0 ile 700 m arası yükseklikte yetişebilmektedir. Bitkinin genellikle açık habitatlarda çok iyi yetiştiği gözlenmiştir. Böyle yerlerde ya tamamen dominant, yada dominant elementlerden birini teşkil eder. Bazen de bu habitatlarda saf topluluklar halinde bulunur. Genellikle kumlu tınlı ve tınlı topraklarda yetişir. Yetiştiği topraklar ya kireççe fakir veya bünye + marn tipindedir. Çoğunlukla pH'sı nötr veya zayıf alkali olan bu topraklar orta veya kuvvetli tuzluluk dereceleri gösterirler. Topraklardaki CaCO3 ve Ca++ arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunduğu ve bunların birbirlerine bağlı olarak geliştiği saptanmıştır. Diğer taraftan bitkide mevcut olan K+ ile Mg++ arasında, negatif yönlü bir ilişkinin varlığı Mg++ ile Ca++ ve K+ ile Ca++ arasında ise bir ilişkinin bulunmadığı saptanmıştır. Bitki ile toprakta mevcut olan K+, Ca++ ve Mg++ miktarlarının birbirleriyle olan ilişkileri incelendiğinde; bunların sadece K+ ile K+ arasında istatistiki bakımdan bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Biotik etmenlerin I.graveolens üzerinde etkileri çok azdır. Tohumların papuslu ve hafif oluşu nedeniyle rüzgar, su, yağmur ve hayvanlar tohum dağılımında önemli bir rol oynamakta, bu durum ise bitkinin yoğun olarak ve geniş bir alana yayılmasını sağlamaktadır. Belirli lokalitelerde bitkinin verimliliğinin yüksek, diğerlerinde ise düşük olduğu gözlenmiştir. Değerlerin yüksek oluşu, biotik müdahalelerin bulunmaması, toprak neminin düşük oluşu ve habitatın açık olmasına dayandırılabilir. Tohumlar bir dormansi göstermezler ve uygun şartlar altında derhal çimlenirler. Çimlenme genellikle ışıkta olup optimum çimlenme 16/8 saatlik ışık peryodu ve 250 de olmaktadır. Karanlık ve düşük ısılarda yok denecek kadar az bir çimlenme olmaktadır. Bu nedenle, tohumların ışığa ihtiyaç gösteren (fotofilik) tipte olduğu sonucuna varılmıştır. Bazı kimyasal maddeler tatbik edildiğinde tohumların karanlıkta bile çimlendiği gözlenmiştir. Ayrıca bu bitki tohumlarının bir yıl süreyle çimlenme yeteneklerini muhafaza ettikleri de saptanmıştır. Heliofit bir bitki olması nedeniyle, I.graveolens hayat devresini kıştan önce tamamlayarak, soğuk periyodun oluşturduğu zararlardan kendisini korumaktadır.Öğe İzmir (Narlıdere, Karşıyaka ve Buca ilçelerinin) atmosferinde polen dağılım takviminin belirlenmesi(Ege Üniversitesi, 1998) Güvensen, Aykut; Öztürk, MünirBu araştırma İzmir iline bağlı Buca, Narlıdere ve Karşıyaka ilçelerinde 2 Kasım 1996 ve 25 Ekim 1997 arasında gravimetrik yöntem kullanılarak gerçekleştirilen bir aeropalinolojik çalışmadır. Bu amaçla sözü edilen ilçe merkezlerine biri yerden 1.60 cm'e diğeri ise yaklaşık 20 m yükseklikteki binaların çatısına Durham aracı yerleştirilerek preparatlar haftalık olarak değiştirilmiştir. Bir yıllık sürede toplam 76 taksona ait polen saptanmıştır. Bunlardan 31 tanesi odunsu bitkilere, 45 tanesi ise otsu bitkilere aittir. Odunsu bitkiler arasında atmosferdeki polen yoğunluğu en fazla olan 4 takson; sırasıyla Pinus, Cupressecae/Taxaceae, Quercus ve Oleaceae iken otsu polenler arasında çok yaygın görülen 3 takson ise Gremineae, Plantago ve Chenopodiaceae/Amaranthaceae'dir. Ayrıca bu çalışmada bitkilerin tozlaşma zamanları ile meteorolojik veriler arasında ilişki kurularak polen takvimleri hazırlanmıştır. Elde edilen sonuçlar polene bağlı alerjik hastalıkların tanı ve tedavisinde çok yararlı olacaktır. Anahtar sözcükler: Polen Takvimi, Alerjen Polen, İzmirÖğe Manisa yöresinin polinizasyon takviminin belirlenmesi(Ege Üniversitesi, 1993) Ay, Güngör; Öztürk, MünirBu aeropalinolojik çalışma, Manisa yöresinde 1990 ve 1991 yıllarında gravimetrik yöntem uyarınca "Durham aracı" kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla Manisa İli kent içinde üç, Turgutlu ilçesinde iki ve Nuriye Kasabasında iki istasyon seçilerek, buralara Durham araçları yerleştirildi. Üzerlerine polenleri tutmak gayesi ile gliserin-jelatin ariyiği sürülen lamlar, bir hafta süreyle bu araçlar üzerinde bırakılıp, iki yıl boyunca her hafta periyodik olarak yenileiyle değiştirildi. Laboratuara getirilen lamlar, safraninli gliserin-jelatin montaj materyali yardımıyla 20 x 20 mm'lik lamelle kapatılarak daimi prepat haline getirildi ve araştırma mikroskobunda incelemeye alındı. Sonuçlar, temel olarak cm2deki haftalık polen çeşitlerini ve konsantrasyonlarını gösteren tablo ve grafikler halinde belirtildi. Ayrıca, çalışma yöresi ile ilgili iklimsel verilerin polen konsantrasyonları ile ilişkisi ortaya kondu. Bunun yanında yörenin polen takvimleri de hazırlandı. Elde edilen sonuçlara göre, Manisa Yöresinde familya, cins ve tür düzeyinde toplam 58 taksona ait polen belirlenmiştir. Bunların 34'ü ağaç ve ağaçsı, 24'ü ise otsu bitkilere aittir. Bu rakamlar 1990 yılında 28 ağaç, 20 otsu; 1991'de ise 34 ağaç, 23 otsu şeklinde idi. İki yıl içerisinde en fazla taksona 55 tane ile Manisa (Merkez)'da rastlanmış, bunu 50 tane ile Turgutlu ve 43 tane ile de Nuriye takip etmiştir. Çalışma yöresi genelinde cm2ye düşen ortalama yıllık polen adedi 4435 olup, bunun %76,5'Öğe Pollen analysis of honeys from Hatay/Turkey(2018) Altay, Volkan; Karahan, Pınar; Karahan, Faruk; Öztürk, MünirThis study presents pollen analysis of natural honey produced in Hatay province in Turkey. Honey samples were collected from 15 different localities in 2013 around Hatay and its environs. the pollen analysis was carried out using microscopical analysis. in all 100 taxa belonging to 40 different families were determined. Apiaceae, Asteraceae, Brassicaceae, Fabaceae, Lamiaceae, Poaceae, Rosaceae and Trifolium were the most represented taxa. in honey samples, dominant pollen types were from Fabaceae and Petroselinum crispum while Apiaceae, Asteraceae, Brassicaeae, Fabaceae, Rosaceae, Lamiacea, Lathyrus sp., Erica manipuliflora, Arbutus andrachne, Olea europaea and Citrus aurantium were recorded as secondary taxa. Among the 15 honey samples, only three samples collected from Üçgüllük (H01 honey sample), Kale (H02 honey sample), and Bektaşlı villages (H07 honey sample) were unifloral, because of having only one dominant and trace pollen, others were determined as multifloral honeys. the highest number of pollen was observed in the samples from Üçgüllük Village (96113 pollen grain).Öğe ROS Homeostasis and Antioxidants in the Halophytic Plants and Seeds(Mdpi, 2023) Pirasteh-Anosheh, Hadi; Samadi, Maryam; Kazemeini, Seyed Abdolreza; Öztürk, Münir; Ludwiczak, Agnieszka; Piernik, AgnieszkaReactive oxygen species (ROS) are excited or partially reduced forms of atmospheric oxygen, which are continuously produced during aerobic metabolism like many physiochemical processes operating throughout seed life. Previously, it was believed that ROS are merely cytotoxic molecules, however, now it has been established that they perform numerous beneficial functions in plants including many critical roles in seed physiology. ROS facilitate seed germination via cell wall loosening, endosperm weakening, signaling, and decreasing abscisic acid (ABA) levels. Most of the existing knowledge about ROS homeostasis and functions is based on the seeds of common plants or model ones. There is little information about the role of ROS in the germination process of halophyte seeds. There are several definitions for halophytic plants, however, we believed halophytes are plants that can grow in very saline environment and complete their life cycle by adopting various phenological, morphological and physiological mechanisms at canopy, plant, organelle and molecular scales. Furthermore, mechanisms underlying ROS functions such as downstream targets, cross-talk with other molecules, and alternative routes are still obscure. The primary objective of this review is to decipher the mechanisms of ROS homeostasis in halophytes and dry seeds, as well as ROS flux in germinating seeds of halophytes.Öğe Sdudies on the Effects of Growth Substances on the Germination and Seedling Growth of Brassica oleracea L.var.acephala(Kara lahana).(1994) Öztürk, Münir; Eşiyok, Dursun; Özdemir, Fırat…Öğe Şehir planmasında ekolojik verilerin değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 1998) Sayar, Aslı; Öztürk, MünirBu çalışmada Muğla kentinde hızlı nüfus artışı ve kentleşme eğilimleri incelenerek, ekolojik yönden önemli biyotoplar üzerinde durulmuştur. Anahtar sözcükler: Biyotop, Kentleşme, Nüfus, Bitkiler