Yazar "Öztürk, Şafak" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cosmetic aspects in minimally invasive parathyroidectomy: Is minimally invasive approach superior?(2018) Makay, Özer; Erol, Varlık; İçöz, Gökhan; Öztürk, Şafak; Akdemir, Övünç; Akyıldız, MahirAim: the aim of this study was to determine whether minimally invasive parathyroid surgery has any positive impact on cosmesis. Materials and Methods: This case control study included 28 parathyroidectomized patients, who had been operated between January 2006 – December 2008. All patients were called back for at least 8 months after surgery. Demographics were recorded. Minimally invasive parathyroidectomy versus conventional parathyroidectomy were compared by means of skin features (using Fitzpatrick’s classification), results of patient and independent observer scar assessment scales and photographic scar analysis by the blinded plastic surgeon. Results: There were no differences in demographics and Fitzpatrick’s classification between both groups. As expected, incision length of the minimal invasive group was significantly shorter (2.6±0.5cm vs. 4.9±1.0 cm, p=0.02). Meanwhile, no significant difference in objective outcomes of patients between groups was recorded. There was also no significant difference in photographic scar analysis between groups, while independent observer scar assessment scale scores were better in the minimal invasive group (p=0.03). Conclusion: Although superior results of an independent observer, assessment of cosmesis by the plastic surgeon and the patient him/herself revealed no superiority of the minimally invasive approach, when compared to conventional parathyroid surgery.Öğe Pankreas kanserlerinde preoperatif rezektabilite kararında yaş, ASA skoru, bilirubin ve albumin değeri, radyolojik görüntüleme yöntemleri ve CA 19-9 değerinin rolü(Ege Üniversitesi, 2011) Öztürk, Şafak; Çoker, AhmetGiriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı anabilim dalımızda opere edilen pankreas kanserli hastalarda preoperatif yaş, ASA skoru, CA 19-9, albumin, bilirubin, radyolojik görüntüleme yöntemleri ve vasküler invazyonun rezektabiliteyi öngörmedeki rolünün literatür ile karşılaştırılması ve risk değerlendirmesinin yapılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, 2003-2008 yılları arasında, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği'nde tedavi edilen pankreas kanserli hastalar retrospektif olarak incelendi. Çalışmada, hastalara ait klinik verilerin preoperatif rezektabiliteye karar vermedeki rolü ve risk değerlendirilmesi amaçlandı. Genel bilgiler için hastaların demografik verileri kaydedildi. Klinik veriler olarak hastaların palyatif ya da kürabl cerrahi olup olmadıkları, hastaların yaşı, hastaların ASA değerleri, hastaların preoperatif görüntüleme yöntemleri, preoperatif albumin ve bilirubin değerleri kaydedildi. İstatistiksel analizler Statistical Package for Social Sciences(SPSS) programı 15.0 versiyonu kullanılarak yapıldı. Preoperatif rezektabilite belirteçlerinden hastaların yaşı, ASA değeri, CA 19-9 değeri ve tanı aracı ve radyolojik vasküler invazyon değerlendirilmesi ile rezektabilite arasındaki ilişki Pearson Chi-Square testi ile karşılaştırıldı. Hastaların albumin ve bilirubin değeri ile rezektabilite arasındaki ilişki Fisher's Exact Test ile karşılaştırıldı. Risk faktörlerinin değerlendirilmesinde ilk 30 gün içerisinde olan mortalite kullanıldı. P değeri <0.05 anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya alınan toplam 130 hastanın dermografik verileri incelendiğinde, ortalama yaşın 62,5±13 olduğu görüldü. Kadın/Erkek oranı, 0,7/1 olarak hesaplandı. Preoperatif radyolojik görüntüleme yöntemi olarak, en sık kullanılan yöntem Doppler USG olarak belirlendi. Hastalara, pankreas başı yerleşimli olanlara çoğunlukla whipple operasyonu ya da pilor koruyuculu pankreatikoduodenektomi uygulandı. Pankreas gövde ve kuyruk yerleşimli olanlara distal pankreatektomi ya da genişletilmiş distal pankreatektomi uygulandı. Rezeksiyona uygun olmayan hastalara ise palyatif prosedürler uygulandı ya da sadece laparotomi sonrasında operasyon sonlandırıldı. ASA skorlamasına göre 35 hasta ASA-I olarak, 47 hasta ASA-II olarak, 6 hasta ASA-III olarak değerlendirildi. 5 hastanın albumin değeri 2,5 g/dl değerinin altında,120 hastanın ise 2,5 g/dl değerinin üzerinde tespit edildi. 70 hastada CA 19-9 değeri 300 U/ml altında, 10 hastada CA 19-9 değeri 300-800 U/ml arasında, 13 hastada CA 19-9 değeri 800 U/ml üzerinde tespit edildi. 68 hastada bilirubin değeri 15 mg/dl değerinin altında, 14 hastada bilirubin değeri 15 mg/dl değerinin üzerinde tespit edildi. 13 hastada vasküler invazyon saptandı, 95 hastada vasküler invazyona rastlanmadı. Hastaların yaşının operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruptaki oranları ve prediktiviteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. (p=0,324) Hastaların operasyon öncesi ASA skorlarının operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruptaki oranları ve prediktiviteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. (p=0,417) Hastalarda kullanılan tanı yöntemleri ile operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruplar arasındaki ilişki ve prediktivite değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. (p=0,494) Hastaların albumin değerleri ile operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruplar arasındaki ilişki ve prediktivite değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. (p=0,585) Hastaların CA 19-9 değerleri ile operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruplar arasındaki ilişki ve prediktivite değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,158) Hastaların bilirubin değerleri ile operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruplar arasındaki ilişki ve prediktivite değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,682) Hastaların radyolojik görüntüleme yöntemleri ile vasküler invazyon olup olmaması ile operabl ve palyatif cerrahi yapılan gruplar arasındaki ilişki ve prediktivite değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,579) Hastaların rezeksiyonlu cerrahi ile palyatif cerrahi sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,585) Hastaların yaşı ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,862) Hastaların ASA skorları ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,411) Hastalarda kullanılan görüntüleme yöntemleri ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,615) Hastaların operasyon öncesi albumin değerleri ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,870) Hastaların operasyon öncesi CA 19-9 değerleri ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,072) Hastaların operasyon öncesi bilirubin değerleri ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,565) Hastalarda radyolojik vasküler invazyon saptanması ile operasyon sonrası ilk 30 günlük mortaliteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı.(p=0,559) Sonuç: Pankreas kanserli hastalarda preoperatif olarak incelenen yaş, ASA skoru, radyolojik görüntüleme yöntemleri, CA 19-9, albumin ve bilirubin değerleri rezektabiliteyi öngörmede ve ilk 30 günlük risk değerlendirmesinde istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur.
