Yazar "Özgören, Ozan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Major Vascular Neurocognitive Disorder: A Reappraisal to Vascular Dementia(2017) Kumral, Dursun Emre; Özgören, OzanVasküler demans veya majör vasküler nörokognitif bozukluk (NCD), tüm demans hastalarının %17-20'lik bir kısmını oluşturur ve Alzheimer hastalığından sonra ikinci en sık görülen demans tipidir. Vasküler demans, çoklu büyük alanlı ya da laküner infarktlara bağlı serebral kan akımındaki azalmayla ortaya çıkan, bilişsel yetilerde ani başlangıçlı veya basamaklı azalmayla karakterize ilerleyici bir hastalıktır. Sıklığına ve klinik önemine rağmen halen vasküler demans terminolojisinde farklılıklar bulunmaktadır. Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013 yılında yayımladığı Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı-5'te (DSM-5), vasküler demans yerine "majör vasküler NCD" tanımına yer vermiştir. Bu makalede, vasküler demans risk faktörleri, patofizyolojisi, güncel tedavi modaliteleri yanı sıra, DSM-5'te yer alan majör vasküler NCD de tanım ve tanısal kriterler yönünden ele alınmıştırÖğe Prenatal stres oluşturulmuş sıçanlarda şizofreni ile ilişkili mekanizmaların gen ekspresyonu açısından incelenmesi(Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Özgören, Ozan; Kanıt, LütfiyeErken yaşam dönemlerinde maruz kalınan prenatal stresin beyin fonksiyonlarını etkilediği ve yetişkinlik döneminde ortaya çıkan çeşitli hastalıklara zemin hazırladığı yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Şizofreni genetik ve çevresel etmenlerin birlikte rol aldığı, beynin gelişimsel bir bozukluğu olarak kabul edilmektedir. Şizofreniyi tetikleyen süreçler ve hastalığın gelişim mekanizmaları henüz tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır. Prenatal stresin şizofreni başta olmak üzere birçok nöropsiyatrik hastalığın etyolojisinde rol oynadığı düşünülmektedir. Çalışmamızın amacı deksametazon uygulanması ile oluşturulan prenatal stres modelinde şizofreni aday genlerinin ekspresyonlarındaki değişimlerin incelenmesidir. Çalışmamızda prenatal stres modelinin oluşturulması için hamile sıçanlara hamileliklerinin üçüncü trimestırının başlangıcından (14. gün) hamileliklerinin son gününe (21. gün) kadar 1 ml/kg/gün serum fizyolojik, 0.1 mg/kg/gün ve 0.2 mg/kg/gün deksametazon i.p. olarak verilerek kontrol, D1 ve D2 grupları oluşturulmuştur. Uygulama alan hamile sıçanlar doğum yaptıktan sonra erkek yavruları 3 aylıkken dekapite edilmiştir. Erkek yavrulara (n=5) ait hipokampüs örnekleri gen ekspresyonu çalışmaları için kullanılmıştır. Bu örneklerde şizofreni aday genleri olduğu düşünülen nikotinik reseptör alfa 7 alt birimi (CHRNA7), nikotinik reseptör alfa 4 alt birimi (CHRNA4), reelin (Reln), distrobrevin bağlayan protein 1 (Dtnbp1), nörogulin 1 (Nrg1), kalsinörin A (PPP3CA), sinapsin II (Syn2), sinapsin III (Syn3), katekol-O-metiltransferaz (Comt), G-protein sinyalizasyon düzenleyicisi 4 (Rgs4), disrupted-in-schizophrenia-1 (Disc1) genlerinin ekspresyonları incelenmiştir. Bu amaçla sırasıyla hipokampüs örneklerinden total RNA izolasyonu, total RNA'dan cDNA sentezi (revers transkripsiyon), real-time PCR ile mRNA düzeylerinin analizi yapılarak mRNA ekspresyonlarındaki değişim 2-∆∆CT yöntemine göre hesaplanmıştır. Prenatal strese maruz kalan deksametazon gruplarında; Nikotinik reseptör alfa 7 altbirimi (CHRNA7), Nikotinik reseptör alfa 4 altbirimi (CHRNA4), Reelin (Reln), Distrobrevin bağlayıcı protein 1 (DTNBP1), Nörogulin 1 (NRG1), Sinapsin 2 (SYN2), Sinapsin 3 (SYN3), Katekol-O-metiltransferaz (COMT) genlerininin ekspresyonları kontrol grubuna göre anlamlı ( p<0.05) bir biçimde azalmıştır. Kontrol ve deksametazon grupları arasında G-protein sinyalizasyon regülatörü 4 (RGS4), Disrupted-in-schizophrenia-1 (Disc1), kalsinörin A (PPP3CA) genlerinin ekspresyonları açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Çalışmamızda prenatal stres modeli olarak deksametazon uygulamasının; şizofreniye zemin hazırlayan hücresel yolaklar, reseptörler ve enzimleri içeren aday genlerden olan nikotinik reseptör alfa 7 ve alfa 4 alt birimleri, sinapsin 2 ve 3, nörogulin 1, katekol-O-metil transferaz, distrobrevin bağlayan protein 1 ve reeline ait mRNA ekspresyonlarını değiştirerek etkili olabileceği ortaya konmuştur.