Yazar "Önem, Erinç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anatomical Landmarks of Mandibular Edentulous and Dental Mandibles(2018) Şener, Elif; Önem, Erinç; Akar, Gülcan Coşkun; Gökmen, Figen; Özer, Mehmet Asım; Pınar, Yelda; Mert, Ali…Öğe Bisfosfanat kullanımına bağlı çene kemiğinde gelişen osteonekroz: etyoloji, risk faktörleri, tanı kriterleri ve tedavi alternatifleri.(2012) Soğur, Elif; Önem, Erinç; Şen, B.Güniz Baksı…Öğe Changes in the fractal dimension, feret diameter, and lacunarity of mandibular alveoler bone during initial healing of dental implants(2012) Önem, Erinç; Şen, Bedriye Güniz Baksı; Sogur, Elif…Öğe Dental İmplantoloji'de mental foramenler arası bölgedeki 3D volümetrik radyoanatomik landmarkları(Ege Üniversitesi, 2016) Önem, Erinç; Şener, ElifBu çalışmanın amacı, mandibular insiziv kanal ve lingual foramenin varlığı, sayısı ve boyutlarını dental volümetrik tomografi (DVT) görüntüleri ile incelemektir. Bu amaçla 31 adet kuru insan mandibulası mandibular alt kenar yer düzlemine paralel konumda yerleştirilerek DVT ile görüntülendi. Tüm görüntüler mandibular insiziv kanal varlığı, boyutları ve antero-posterior uzunluğu yönünden değerlendirildi. Ek olarak, lingual foramenlerin varlığı, sayısı, lokalizasyonu ile labial ve lingual yükseklikleri saptandı. Lingual foramenler genial tüberkülün üstünde veya altında yer almasına göre sınıflandırıldı. Gözlenme sıklığı, lokalizasyonu yükseklik ve çap gibi boyutları DVT görüntüleri kullanılarak belirlendi. İnsiziv kanal görüntülerin %58'inde belirlendi. İnsiziv kanalın ortalama çapı 2,79±0,85mm iken ortalama uzunluğu 2,88 ±1,40mm olarak ölçüldü. Otuzbir mandibulada toplam 60 lingual foramen saptandı. Bunların 28'i (%47) genial tüberkülün üstünde; 32'si ise (%53) altında yer almaktaydı. Lingual foramene ait kanalların sayısı 1 ila 3 arasında idi. Tek kanal oranı %30, iki kanal ve üç kanal oranı da sırasıyla %50 ve %20 idi. Kanalların ortalama lingual çapı 0,68±0,31mm, labial çapı ise 0,63±0,35mm bulundu. Mandibulanın alt sınırına göre belirlenen ortalama labial ve lingual yükseklikler sırasıyla 10,57±3,12mm ve 9,53±1,77mm olarak saptandı. Mandibular insiziv kanal, lingual foramen ve ilişkili sinir damar paketleri sayı, lokalizasyon ve boyutları açısından değişkenlik göstermektedir. Buna göre, bu anatomik yapıların varlığı ve özellikleri kişi bazında belirlenmeli böylece komplikasyon riski önlenmelidir.;Digital volumetric tomography, mandibular incisive canal, lingual foramen.;Dijital volümetrik tomografi, mandibular insisiv kanal,lingual foramen.Öğe Dento-maksillofasiyal yapılardaki radyolüsent ve radyoopak görüntü veren lezyonların analizi:(Ege Üniversitesi, 2013) Baksı Şen, B. Güniz; Lomçalı, Günnur; Önem, Erinç; Özalp, EsinEge Üniversitesi Dis Hekimligi Fakültesi Agız, Dis ve Çene Radyolojisi Klinigine basvuran hastalardaki dento-maksillofasiyal lezyon prevalanslarının dijital panoramik radyografiler kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıstır. Lezyonların cinsiyet, yas ve lokalizasyonlarına göre dagılımları degerlendirilmistir. Çalısmada Aralık 2010 ve Haziran 2011 yılları arasında Ege Üniversitesi Dis Hekimligi Fakültesi Agız, Dis ve Çene Radyolojisi klinigine çesitli sikayetlerle basvuran 2687 hastaya (1569 erkek,2118 kadın) panoramik filmler kullanılarak ait 8249 lezyon saptandı. Lezyonlar yas, cinsiyet ve lokalizasyonlarına göre degerlendirildi. En fazla saptanan patolojilerin prevalansı sırasıyla ; % 41 gömük disler, % 18 yaygın ve lokal alveoler kemik kaybı, % 15 periapikal patolojiler, % 15 radiks ve artık kök olarak belirlendi. Gömük dislerin % 82'sini 20 yas dislerinin olusturdugu saptandı. Alveoler kemik kaybı gözlenen olguların % 76'sında yaygın alveoler kemik kaybı oldugu, periapikal patolojilerin ise % 83'ünün apikal periodontitis (granülom) oldugu izlendi. Radiks ve artık köklerin dagılımında ise grubun % 66'sını agız ortamına açık radikslerin olusturdugu gözlendi. Çalısmamızdan elde edilen bulgular toplumumuza ait hasta grubunun lezyon profilini göstermesi açısından önem tasımaktadır. Ancak Türk toplumunda agız dis saglıgının durumunu degerlendirmek ve iyilestirmeye yönelik düzenlemelere ısık tutması bakımından farklı sosyo-ekonomik düzeylerden hastaları içeren, çalısmamıza benzer genis populasyonlarda yapılacak arastırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.;Maksillofasiyal patoloji, Prevalans, Agız Dis Saglıgı, Oral Epidemiyoloji, Retrospektif Çalısma.;Maxillofacial Pathology, Prevalance, Oral Health, Oral Epidemiology, Retrospective Study.Öğe Effect of exposure paramaters on the radiopacity of root canal sealers(2013) Önem, Erinç; Şen, Bedriye Güniz Baksı; Şen, Bilge Hakan…Öğe Ege Bölgesinde Yaşayan Çocukların Yaş Tayininde Williems ve Demirjian Yöntemlerinin Karşılaştırılması(2021) Turhal, Irmak; Önem, Erinç; Tuğsel, ZuhalGiriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı yaş tayininde uygulanabilirliği kolay olan Williems yönteminin Demirjian yöntemine göre doğruluğu ve güvenilirliğini Ege Bölgesi Türk çocuk popülasyonunda araştırmaktır. Williems yöntemi, Demirjiyan yöntemi ve kronolojik yaş arasında yaş gruplarının hiçbirisinde anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Sonuç olarak pediatrik popülasyonda yaş tayini için yöntemin kolay olması ve gerçek yaşa yakın sonuçlar vermesi nedeniyle Williems yöntemi önerilmektedir. Yöntem ve Gereçler: Ege Bölgesi’nde yaşayan yaşları 5-15 arası değişen 2000 (1000 erkek, 1000 kız) çocuk hastanın panoramik radyografileri retrospektif olarak incelendi ve yaşları Williems ve Demirjiyan yöntemleriyle hesaplandı. Cinsiyet ve yaşa göre ayırılan gruplar ile kronolojik yaş ve yöntemler arasındaki karşılaştırmalar eşleştirilmiş t-testi ile değerlendirildi. Bulgular: Williems yöntemi, Demirjiyan yöntemi ve kronolojik yaş arasında yaş gruplarının hiçbirisinde anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Tartışma ve Sonuç: Sonuç olarak pediatrik popülasyonda yaş tayini için yöntemin kolay olması ve gerçek yaşa yakın sonuçlar vermesi nedeniyle Williems yöntemi önerilmektedir.Öğe Ege Bölgesinde yaşayan çocukların yaş tayininde Williems ve Demirjian Yöntemlerinin karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, 2019) Önem, ErinçBu çalışmanın amacı yaş tayininde uygulanabilirliği kolay olan Williems yönteminin Demirjian yöntemine göre doğruluğu ve güvenilirliğini Ege Bölgesi Türk çocuk popülasyonunda araştırmaktır. Ege Bölgesi'nde yaşayan yaşları 5-15 arası değişen 2000 (1000 erkek, 1000 kız) çocuk hastanın panaromik radyografileri retrospektif olarak incelendi ve yaş tayinleri Williems ve Demirjiyan yöntemleriyle hesaplandı. Cinsiyet ve yaşa göre ayırılan gruplar ile kronolojik yaş ve yöntemler arasındaki karşılaştırmalar eşleştirilmiş t-testi ile değerlendirildi (p=0.05). Williems yöntemi, Demirjiyan yöntemi ve kronolojik yaş arasında yaş gruplarının hiçbirisinde anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05), Sonuç olarak pediatrik popülasyonda yaş tayini için yöntemin kolay olması ve gerçek yaşa yakın sonuçlar vermesi nedeniyle Williems yöntemi önerilmektedir.;Yaş Tayini, Panoramik Radyografi, Demirjiyan Yöntemi.;Age Estimation, Panoramic Radiography, Demirjiyan Method.Öğe Farklı çözünürlükteki fosfor plak görüntülerinin arayüz mine defektlerinin tanısı üzerindeki etkisi.(2012) Önem, Erinç; Sen, B. Gunız Baksı…Öğe Farklı Endikasyonlar İçin Hazırlanan Dental Volümetrik Tomografi Raporlarının İçeriğinin Değerlendirilmesi(2022) Baydar, Oguzhan; Önem, Erinç; Sener, Elif; Şen, Bedriye Güniz BaksıGiriş ve Amaç: Farklı diş hekimliği fakültelerinden elde edilen dental volümetrik tomografi (DVT) raporlarının biçimsel formatları ile endikasyona-özgü içeriklerinin değerlendirilmesi. Yöntem ve Gereçler: Sıklıkla DVT reçetelenen endikasyonlardan kemik-içi lezyonlar, gömülü dişler, implant planlaması ve endodontik patolojiler için yazılan DVT raporlarının içeriğinde bulunması gereken parametreler, derleme makaleleri ve birlik raporları rehberliğinde listelenerek özel rapor içerik formları oluşturuldu. Yirmi altı diş hekimliği fakültesinden elde edilen 200 rapor farklı endikasyonlar için gruplandırılarak format ve içerikteki parametrelerin varlığı/yokluğu yönünden değerlendirildi. Bulgular tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle değerlendirildi. Bulgular: Raporların %91’i yapılandırılmış formatta idi. Demografik bilgiler (%91,5) ile cihaz özellikleri (%56,5) en sık raporlanan parametreler iken, klinik bulguların %22,5 oranında raporlandığı bulundu. Kemik-içi patolojilere ait raporlarda, lezyonun biçimsel ve boyutsal özelliklerinin sırasıyla %42 ve %46 oranında raporlandığı görüldü. Gömülü dişlere ait raporlarda diş konumunun %92 oranında yazıldığı gözlendi. İmplant planlaması için hazırlanan raporlarda vital dokularla ilişkilerin %64 oranında yazıldığı saptandı. Endodontik kökenli patolojiler için hazırlanan raporlarda ise kök-kanal morfolojisine ait değerlendirmelerin %20 oranında yazıldığı gözlendi. Tartışma ve Sonuç: DVT raporlarının yazımında yapılandırılmış format tercih edilmektedir. İçerikte bulunması gereken bilgiler yönünden en yetersiz raporların endodontik kökenli patolojiler için hazırlandığı gözlendi. Farklı endikasyonlara ait raporlarda mutlaka bulunması gereken parametrelerin standardize edilmesi ve ortak bir terminoloji geliştirilmesi için eğitim müfredatının revizyonu önerilmektedir.Öğe Farklı görüntü netleştirme algoritmalarının farklı ışın dozlarında elde edilen periapikal radyografilerde çürük saptanabilirliği üzerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2014) Baksı Şen, B. Güniz; Önem, ErinçBu çalışmanın amacı, farklı ışın dozlarında elde edilen periapikal radyografiler üzerindeki aproksimal çürüklerin saptanabilmesinde farklı görüntü netleştirme işlemlerinin etkinliğini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. 45 sağlıklı premolar dişin asite maruz bırakılmadan önce radyografileri elde edildi ve kontrol grubu olarak belirlendi. Standart olarak oluşturulan mine pencereleri 80 saat asitle temas ettirildi. Dişlerin fosfor plak görüntüleme sistemi ile 0,08 sn ve 0,12 sn ışınlama süreleri kullanılarak radyografileri elde edildi. Orjinal görüntülere "keskinleştirme (sharpen), lineer olmayan ışık ve kontrast ayarı (exp2) (gri skala başvuru çizelgesinin değiştirilmesi ile)" filtereleri uygulandı. Görüntüler 5 gözlemci tarafından demineralizasyon sahalarının varlığı yönünden değerlendirildi. Orijinal görüntüler ile işlem uygulanmış dijital görüntülerden elde edilen skorlar çürük tanısındaki etkinlikleri yönünden ROC (receiver operating characteristics) eğrilerinin altında kalan alanların (Az) karşılaştırılması iki yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak gerçekleştirildi. Değerler arası ikili karşılaştırmalar post hoc ve eşleştirilmiş t-testi kullanılarak yapıldı (p=0.05). Gözlemciler arası uyum Cohen's Kappa (m) analizi kullanılarak değerlendirildi. 0,08 sn'de orjinal görüntülere ait ortalama Az değeri 0,95 (0,03) iken onu sırasıyla keskinleştirme filtresi için 0,99 (0.01) ve lineer olmayan ışık ve kontrast ayarı (exp2) için 0.87 (0.04) değerleri takip etmekteydi. 0,12 sn ışınlanmış fosfor plak görüntüleri için bu değerler ise sırasıyla 0.95 (0.03), 0.98 (0.02) and 0.88 (0.04) olarak hesaplandı. Orjinal görüntülerin sensitivite ve spesifite değerleri her iki ışınlama seviyesinde 0,84 ve 0,96 olarak bulundu. Keskinleştirme filtresi için her iki ışınlama seviyesinde sensitivite değeri orjinal görüntülerden yüksek spesifiteleri ise benzerdi. Exp2 filtresi için sensitivite spesitifite değerleri diğer sistemlere göre düşüktü. Orjinal, keskinleştirme filtresi ve exp 2 arasında her iki ışınlama süresinde de bir fark olmadığını gösterdi (p>0.05). Aproksimal çürüklerin saptanabilirliğinde her iki ışınlama süresinde de orjinal ve keskinleştirme filtresi uygulanan görüntülerin Az değerlerinin exp 2 uygulanan görüntülere gore istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu görüldü (p<0.05). Diğer taraftan, orjinal and keskinleştirme filtresi uygulanan görüntülerde çürük saptanabilirliği açısından anlamlı bir fark bulunmamaktaydı (p>0.05). Gözlemci içi uyum her iki ışınlama seviyesinde ve tüm görüntüleme tiplerinde "Orta-İyi" aralığında olduğu gözlendi (0.47-0.85).;Demineralizasyon, radyoloji, diagnoz, dijital radyografi, radyografik görüntü iyileştirme.;Tooth demineralization, radiology, diagnosis, digital radiography, radiographic image enhancement.Öğe İritasyon fibromunun tedavisinde multidispliner yaklaşım: Olgu Sunumu.(2009) Önem, Erinç; Akar, Gülcan Coşkun; Efeoğlu, Candan; Türkoğlu, Oya; Lomçalı, Günnur…Öğe Işınlama parametrelerinin alveoler kemik mikro-strüktürü üzerine etkisinin dental volümetrik tomografi ve mikro-bilgisayarlı tomografi ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 2022) Önem, Erinç; Şen, Güniz Baksı; Baydar, OğuzhanKüçükbaş hayvanlardan elde edilen alveoler kemik örneklerinin, farklı kilovolt değerleri ile elde edilen DVT görüntüleri üzerinde trabeküler ve kortikal kemiğe ait kantitatif yapısal analizler olan morfometrik ölçümlerin altın standart kabul edilen mi-BT görüntüleri üzerindeki ölçümler ile karşılaştırılmasıdır. Yöntem: Araştırmada dişli koyun mandibulalarından elde edilen 45x100 mm boyutlarında 10 adet kemik örneği kullanılacaktır. Kemik örneklerinin her biri öncelikle DVT ile 3 farklı kilovoltta (kVp) (65, 70, 75 kVp), daha sonra mi-BT ile görüntülenecektir. Elde edilen görüntüler üzerinde hem trabeküler hem de kortikal kemiğe ait standart ilgi alanları (Region of interest, ROI) oluşturulacak ve her iki farklı kemikte 3'er ROI olmak üzere toplam 6 ROI'de ölçümler gerçekleştirilecektir. On adet örnekten 3 farklı kVp ile alınan 30 DVT ve 10 mi-BT olmak üzere toplam 40 görüntüdeki 240 ROI (30 görüntü x 6 ROI=180 DVT, 10 görüntü x 6 ROI =60 mi-BT) üzerinde trabeküler kemiğin mikro-strüktürüne ait morfometrik parametrelerden 1-fraktal boyut (FB) 2- kemik hacmi (BV) 3- kemik oranı (BV/TV), 4- trabeküler sayısı (Tb.N), 5- trabeküler kalınlık (Tb.Th), 6- trabeküler boşluk sayısı (Tb.Sp), 7- kemik yüzey oranı (BS/TV), ile kortikal morfolojik parametrelerden 1- kortikal kalınlık (Ct.Th), 2- ortalama kesit alanı (Tt.Ar) ölçümleri Image J yazılımı kullanılarak 3 radyolog tarafından gerçekleştirilecektir. Elde edilen değerler; tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, grup-içi karşılaştırmalar eşleştirilmiş örneklem testi, parametreler arası ilişki ise korelasyon analizi ile karşılaştırılacaktır. Gözlemciler arası uyum için Kappa testi kullanılacaktır. Araştırmamızdan elde edilecek sonuçlar ışığında; farklı kilovoltaj kullanılarak elde edilen DVT görüntülerinin kemik kalitesinin/miktarının belirlenmesine etkisi saptanarak, klinisyenlere bu amaca yönelik en avantajlı kilovoltaj değeri önerilebilecektir.;Kemik mikrostrüktürü, dental volümetrik tomografi, mikro-bilgisayarlı tomografi.;Bone microstructure, dental volumetric tomography, micro-computed tomography.Öğe Işınlama parametrelerinin kanal patlarının radyoopasitesi üzerine etkisi.(2012) Önem, Erinç; Şen, B.Güniz Baksı; Şen, B. Hakan…Öğe Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografide Rastlantısal Bulgular(2019) Önem, Erinç; Alpöz, Esin; Dündar, Nesrin; Tuğsel, Emine Zuhal…Öğe Maksiller molar dişlerde kanal duvarı kalınlığının dental volümetrik tomografi ile değerlendirilmesi(2020) Şen, Bedriye Güniz Baksı; Önem, Erinç; Turhal, Irmak; Şen, HakanAmaç: Bu çalışmanın amacı, maksiller 1. ve 2. molar dişlerde kanalların interradiküler bölgeye olan uzaklığını dental volümetrik tomografi (DVT) ile ölçmekti.Gereç ve Yöntemler: 100 adet maksiller 1. ve 2. molar dişe ait DVT görüntüleri retrospektif olarak incelendi. Aksiyel kesitlerde furkasyon seviyesinin 2 mm altından, tüm kanalların sınırından interradiküler bölgeye olan en kısa mesafe ölçülerek kaydedildi.Gruplar arasındaki farklar iki yönlü varyans analizi kullanılarak karşılaştırıldı. İkili karşılaştırmalar için ise Tukey HSD testi kullanıldı (p=0,05).Bulgular: Maksiller 1. ve 2. molar dişlere ait ölçümler grup olarak değerlendirildiğinde aralarında istatistiksel bir fark olmadığı gözlendi (p>0,05). Bununla beraber, kanalların furkasyona uzaklıkları birbirleriyle ikili olarak karşılaştırıldığında, hepsinin arasında istatistiksel fark olduğu saptandı (p=0,00).Sonuç: Bulgular klinik açıdan değerlendirildiğinde, maksiller molar dişlerin distobukkal veya palatinal kanallarında güvenli mesafe mevcuttur. Ancak, özellikle MB2. kanallarında strip perforasyon ve vertikal çatlak gibi komplikasyonlara neden olmamak için dikkatli olmak gerekir.Öğe Mandibular molar dişlerde kanal duvarı kalınlığının dental volümetrik tomografi ile değerlendirilmesi(2021) Şen, Bedriye Güniz Baksı; Turhal, Irmak; Şen, Hakan; Önem, ErinçAmaç: Bu çalışmanın amacı, mandibular 1. ve 2. molar dişlere ait kanalların interradiküler bölgeye olan uzaklığını dental volümetrik tomografi (DVT) üzerinde ölçmektir.Gereç ve Yöntem: Seksen hastaya ait mandibular DVT görüntülerindeki 50 adet 1. molar ve 50 adet 2. molar diş retrospektif olarak incelendi. Aksiyel kesitlerde bifurkasyon seviyesinin 2 mm altından, tüm kanalların dış sınırından interradiküler bölgeye olan en kısa mesafe kanal duvar kalınlığı ölçülerek kaydedildi. Ölçümler 2 radyolog tarafından yapıldı ve her alan için aritmetik ortalama alındı. Gruplar arasındaki farklar iki yönlü varyans analizi kullanılarak karşılaştırıldı. İkili karşılaştırmalar için ise Tukey HSD testi kullanıldı (p=0.05).Bulgular: Mandibular 1. ve 2. molar diş kanallarına ait ölçümler grup olarak değerlendirildiğinde aralarındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlendi (p=0.009). Buna göre, 1. molar dişlerin kanalları interradiküler bölgeye, 2. molar dişlere göre daha yakındı. Kanal duvarı kalınlıkları, her bir molar grubunun kendi içerisinde birbirleriyle ikili olarak karşılaştırıldığında, meziobukkal (MB) kanalın en düşük değere sahip olduğu gözlendi (p<0.05). Distal kanalın bifurkasyona uzaklığı MB ve meziolingual (ML) kanallardan daha fazlaydı (p=0.000). Distobukkal (DB) ve distolingual (DL) kanallar arasında ise herhangi bir istatistiksel fark saptanmadı (p>0.05).Sonuç: Mandibular 1. molar dişlerin kanallarının interradiküler bölgeye ortalama uzaklıkları, 2. molar dişlere göre daha azdı. Tüm mandibular molar dişlerdeki kanalların interradiküler bölgeye ortalama uzaklık değerleri açısından sıralanışları MBÖğe Mandibular simfiz bölgesinin bukko-lingual açı ve morfolojisinin sefolometrik radyografi ve volümetrik tomografi ile karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, 2021) Önem, Erinç; Şen, Güniz Baksı; Baydar, Oğuzhan; Turhal, Rukiye IrmakBu çalışmanın amacı mandibuler simfiz bölgesinin bukkal- ve lingual eğimi ile ilgili bölgedeki diş-inklinasyon açısı ile bukkal, lingual kortikal ve total kemik kalınlığı ölçümlerinin sefalometrik radyografi (SR) ve dental volümetrik tomografi (DVT) ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesidir. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı'nda farklı nedenlerle hem sefalometrik radyografi hem de DVT endikasyonu bulunan 15 yaş üstü 100 hasta çalışmaya dahil edildi. Görüntüler üzerinde simfiz bölgesinin morfolojik özellikleri hakkında bilgi veren ve özellikle implant planlaması açısından önem taşıyan bukkal, lingual ve diş-inklinasyon açıları ile radyolojik kök-apeksi seviyesinde bukkal ve lingual kortikal ve total kemik kalınlığı ölçümleri gerçekleştirildi. SR'de ölçülen değerler magnifikasyon düzeltmesi yapılarak değerlendirilirken DVT ölçümleri değiştirilmeden kullanıldı. Ölçümler ve görüntüleme yöntemleri eşleştirilmiş t-testi ve Wilcoxon-t testi ile karşılaştırıldı. (p<0, 05). Lingual kortikal kemik kalınlığı dışındaki tüm parametrelere ait ölçümlerin normal dağılıma sahip olduğu görüldü. Bukkal eğim ve diş-inklinasyon açıları ile bukkal-kortikal kemik ve totalkemik kalınlığı ölçümlerinde görüntüleme yöntemleri arasında fark olduğu görüldü (p<0, 05). Ancak, lingual eğim açısı ve lingual kortikal kemik kalınlığı ölçümleri arasında fark olmadığı saptandı (p>0, 05). SR, lingual eğim açısı ve lingual kortikal kemik kalınlığı ölçümleri açısından simfiz bölgesinin morfolojisini yansıtmada güvenilir olarak kabul edilse de simfizin bukkal eğim ile diş inklinasyon açısının ve bölgedeki total kemik kalınlığının belirlenmesinde yetersiz kalmaktadır. Buna göre; implant cerrahisi ve/veya greft operasyonları öncesinde mandibuler simfiz bölgesinin DVT ile görüntülenerek değerlendirilmesi önem taşımaktadır.Öğe Tükürük Bezi Kanalı Karsinomu: Nadir Görülen Bir Olgu Sunumu ve Literatür Taraması(2022) Baydar, Oguzhan; Alpöz, Esin; Önem, Erinç; Berber, Veysel; Buyuktalanci, Dilara OzyigitTükürük bezi kanalı karsinomu (TKK) malign epitelial tükürük bezi tümörlerinden olup sıklıkla parotis bezinde, nadir de olsa minör tükürük bezlerinde gözlenir. Tüm tükürük bezi neoplazmlarının %2’sini oluşturmaktadır. Primer minör TKK tanısında ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) sıklıkla kullanılan görüntüleme yöntemleridir, ancak hastalığın kesin tanısında histopatolojik inceleme altın standart olan kabul edilmektedir. Minör TKK olguları çoğunlukla palatinada, daha az sıklıkla dilde, dudakta, bukkal mukozada ve retromolar trigonda lokalizedir. Bu olgu sunumunda, 64 yaşında bir erkek hastada alt çene posterior bukkal mukozada saptanan TKK’nin klinik önemi radyolojik ve histopatolojik bulgular ışığında tartışılmaktadır.