Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Ömür, Özgür" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    8F-FDG PET/CT Findings of Non-Hodgkin Lymphoma Involving the Whole Genitourinary System
    (2018) Oral, Aylin; Yazıcı, Bülent; Ömür, Özgür
    A sixty-two-year-old male patient underwent orchiectomy and was diagnosed with diffuse large B-cell lymphoma in the testicle and spermatic cord. 18F-FDG positron emission tomography/computed tomography (PET/CT) scanning was performed for initial staging. 18F-FDG PET/CT scan revealed multiple hyper-metabolic lymphadenopathies, lung lesions and mass lesions in the adrenal glands and kidneys. in addition, diffuse increased 18F-FDG uptake suggesting lymphomatous infiltration on the right testicle, prostate and left testicular veins were detected. the genitourinary system involvement is extremely rare in extranodal lymphomas and to the best of our knowledge this is the first case in the literature having 18F-FDG accumulating lesions in all genitourinary system structures.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of gated myocardial perfusion SPECT, echocardiography and equilibrium radionuclide ventriculography in the evaluation of left ventricle contractility
    (2014) Hatipoğlu, Filiz; Burak, Zeynep; Ömür, Özgür
    Amaç: Çalışmamızda, sol ventrikül (SV) fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ‘miyokart perfüzyon gated SPECT’ (GSPECT) yönteminin güvenilirliği araştırıldı, GSPECT ile hesaplanan sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) ortalaması planar ‘equilibrium gated radyonüklid ventrikülografi’ (ERVG) ve ekokardiyografi (EKO) ile elde edilen değerlerle karşılaştırıldı. Çalışma planı: Koroner arter hastalığı (KAH) şüphesi olan miyokart perfüzyonu ve SV fonksiyonlarının değerlendirilmesi için iki gün Tc99m-MIBI protokolü ile GSPECT ve ERVG görüntülemeleri yapılan 48 hasta geriye dönük olarak incelendi. GSPECT Myometrix yazılımı ile SVEF, Cedars-Sinai Quantitatif Gated SPECT (QGS) analiz programı ile duvar hareket ve kalınlık skorları belirlendi. ERVG görüntülemesinde sol ön oblik görüntüleri kullanılarak SVEF değerleri hesaplandı. GSPECT ve ERVG görüntülerinde; SV duvar hareketleri görsel olarak değerlendirilerek skorlandı. Olguların EKO ile belirlenen SVEF değerleri ve duvar hareket bilgileri ile karşılaştırıldı. Bulgular: Olguların GSPECT ile hesaplanan ortalama SVEF ile ERVG verileri arasında iyi derecede korelasyon bulundu. EKO ile ölçülen nümerik SVEF değeri olan 30 olgunun; GSPECT ve EKO ile hesaplanan SVEF değerleri arasında belirgin fark olmadığı görüldü. Kırk sekiz hastadan elde edilen 240 segment incelendiğinde, görsel duvar hareketleri açısından GSPECT ile ERVG arasında %77.5 segmentte, GSPECT ile EKO arasında %75.4 segmentte uyum saptandı. Görsel olarak normokinetik segmentlerde hesaplanan hareket ve kalınlık skorları, kontraksiyon kusuru izlenen segmentlere oranla belirgin yüksek bulundu. Sonuç: GSPECT’in SV fonksiyonlarının değerlendirilmesi amacıyla klinik pratikte güvenle kullanılabileceği, kantitatif olarak hesaplanan duvar hareket ve kalınlık skorlarının görsel değerlendirmeyi desteklediği düşünülmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Contribution of 18F-FDG PET/CT to Staging of Head and Neck Malignancies
    (2018) Ceylan, Yeşim; Ömür, Özgür; Hatipoğlu, Filiz
    Objectives: Accurate staging of head and neck cancer (HNC) plays an important role in patient management as well as protection of functional characteristics of the head and neck region. Our aim was to investigate the contribution of 2-[18F]fluoro-2-deoxy-d-glucose (FDG) positron emission tomography/computed tomography (PET/CT) as part of HNC staging to clinical evaluation and treatment planning. Methods: Clinical records of 138 HNC cases who has undergone 18F-FDG PET/CT imaging were retrospectively reviewed. Sixty-five cases who had accessible clinical follow-up data were included in the study group, and their PET/CT and conventional imaging findings were evaluated. Results: in the case group with a PET/CT and magnetic resonance imaging (MRI) for evaluation of primary lesion the sensitivity rates for PET/CT and MRI were calculated as 91.3% and 82.6%, the positive predictive values (PPV) as 91.3% and 82.6%, specificity as 71.4% and 42.8%, and the negative predictive value (NPV) as 71.4% and 42.8%, respectively. in terms of metastatic lymph node evaluation, the sensitivity was calculated as 100% and 88.8%, the NPV as 100% and 83.3%, respectively. the PPV and specificity was 100% for both modalities. in the case group with CT for primary lesion evaluation, the sensitivity and PPV were found as 95.2% and 100% for PET/CT, and as 85.7% and 94.7% for CT, respectively. in metastatic lymph node evaluation, the sensitivity was found as 100% for PET/CT and 50% for CT, and the PPV, specificity and NPV were determined as 100% for both methods. PET/CT findings resulted in a change in ‘tumor, node, metastasis’ staging in 5 cases. Conclusions: PET/CT in HNC contributes to staging, thus playing a role in treatment planning, especially in patients with locally advanced disease.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Diyabetes Mellitus'ta miyokard perfüzyon sintigrafisinin ve Tc-99m MIBI akciğer uptake'inin klinik önemi
    (Ege Üniversitesi, 2001) Ömür, Özgür; Özcan, Zehra
    ÖZET Diyabetes mellitus, tüm toplumlarda sık görülen ve ciddi sağlık sorunlarına neden olan kronik bir hastalıktır. Diyabetik olguların yaklaşık % 80'i kardiyovasküler sistem hastalıklarından kaybedilmekte ve bu hastaların büyük bir bölümü, kardiyolojik açıdan semptom tanımlamamakta ya da nonspesifik yakınmalarla karakterize olmaktadır. Koroner arter hastalığına ait komplikasyonlar gelişmeden, erken dönemde tam mümkün olduğunda, bu olgulardaki mortalite ve morbiditenin önemli ölçüde azalacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, diyabetik olgularda koroner arter hastalığının erken tanısını mümkün kılan tarama testlerinin belirlenmesi ilgi odağı olmaktadır. Miyokard perfuzyon sintigrafîsi, henüz kardiyak iskemik semptomlar ortaya çıkmadan önce miyokardiyal patolojileri saptayabilme, bunun yanında iskemik hastalığın yaygınlığını ve lokalizasyonunu da belirleyerek, prognostik açıdan önemli fonksiyonel verilere ulaşma imkanı tanıdığından ön plana çıkmaktadır. Anjiyografî ile saptanan koroner stenozun fonksiyonel sonuçlarını değerlendirebilmek gibi, diğer kardiyolojik incelemelerden oldukça üstün bir yönü olduğu da vurgulanması gereken bir konudur. Çalışmamızda, Tc-99m MIBI ile elde edilen miyokard perfuzyon sintigrafisinin (MPS), diyabetes mellitus'taki kardiyovasküler komplikasyonların tanısı ve asemptomatik koroner arter hastalığını ortaya çıkarabilmekteki başarısını araştırmak ve elde edilen bulguları, diyabetik olmayan olgularla karşılaştırmak amaçlandı. Ayrıca, Tc-99m MIBI'nin akciğer uptake'inin koroner arter hastalığı (KAH) derecesi ile ilişkisi ve diyabetik olgulardaki olası uptake farklılığı incelendi Elli diyabetik, 35 nondiyabetik olmak üzere 85 olgu çalışmaya dahil edildi Tüm olgulara, Tc-99m MIBI iki gün protokolü ile miyokard perfüzyon SPECT çalışması uygulandı. Stres çalışması sırasında, enjeksiyondan 30 dakika sonra anteriyor planar toraks imajı alınarak Tc-99m MIBI'nin akciğer tutulumu incelendi Elde edilen sintigrafik bulgular, olguların klinik bilgileri, anjiyografik ve diğer kardiyolojik tetkik sonuçları ile korele edildi Miyokardiyal patolojinin yaygınlığını belirleyebilmek amacı ile semikantitatif skorlama yönteminden faydalanıldı ve her olgu için bir defekt skoru (DS) elde edildi Tc-99m MIBI akciğer uptake'i ise, sağ akciğer ve sol ventrikülden ilgi alanları çizilerek kantifiye edildi ve akciğer/kalp sayımlan oranlandı (A/K). Elli diyabetik olgunun 24'ü (% 48), 35 diyabetik olmayan olgunun ise 13'ünde (% 37) MPS'de perfüzyon anomalileri saptandı. DS, diyabetiklerde ortalama 6.13±3.48, 72nondiyabetiklerde 4.77±3.77 idi. Anjiyografik bulgularla da desteklenen KAH sıklığının DM'lilerde, nonDM'lilerden anlamlı derecede yüksek olduğu görüldü ve kardiyolojik açıdan spesifik semptom tanımlamayan (asemptomatik kabul ettiğimiz) diyabetik olgularımızın % 47.8'inde pozitif bulgular elde etmemiz, DM'de miyokard perfüzyon sintigrafisinin önemini göstermekteydi. MPS'de patoloji saptanan KAH yönünden asemptomatik diyabetik olgularda, elde edilen bulguların anjiyografik olarak da desteklenmesi, gizli perfüzyon anomalilerini ortaya çıkarmada MPS'nin duyarlılığının bir kanıtı olarak göze çarptı. DM'lilerde defekt skoru da, genel olarak ele alındığında nondiyabetik olgulardan yüksekti. Bu, diyabette ciddi KAH sıklığının da diyabetik olmayanlardan daha yüksek olduğunu düşündürmekteydi. Kardiyak semptomatoloji tanımlamayan, fazla sayıda hasta içermeyen fakat önemli bir olgu grubumuzu da, kardiyak nedenlere bağlı olmayan cerrahi girişimler öncesinde peroperatif riski değerlendirmek amacı ile başvuran olgular oluşturmaktaydı. Bu gruptaki 6 olgunun 3 'ünde (% 50), sintigrafîk olarak miyokardiyal perfüzyon anomalileri saptandı. Pozitif sonuçlar elde edilen hastalarımızdan ikisini, periferik vasküler hastalık tanısı alan olguların olması dikkat çekiciydi Anjinal yakınma tanımlanmasa da, peroperatif riski çok yüksek olan bu olguların, cerrahi girişim öncesinde MPS ile kontrolünün önemi ortaya çıkmaktaydı. Anjiyografik bulgular ile korele edildiğinde, koroner arter hastalığı tanısında MPS'nin sensitivitesi diyabetiklerde % 94, diyabetik olmayan olgulada % 100, spesifitesi ise her iki grupta % 100 bulundu. Olgu grupları arasında, MPS sensitivite ve spesifite değerlerinin, anlamlı bir farklılık göstermediği gözlendi Akciğer/Kalp oranı (A/K), tüm çalışma popülasyonunda 0.23-0.64 değerleri arasında değişmekteydi (ortalama 0.40±0.09). MPS pozitif olan olgularda ortalama A/K değeri 0.44±0.09, normal olarak değerlendirilenlerde 0.38±0.07 idi Aynı zamanda, A/K değerinin, miyokardiyal patolojinin yaygınlığının göstergesi olan DS'ye paralel artış göstermesi, Tc-99m MIBI akciğer tutuluşunun da diğer bir miyokardiyal perfüzyon ajanı olan Tl-201'de olduğu gibi, sol ventrikül disfonksiyonunun bir belirleyicisi olabileceğini düşündürmekteydi Bu nedenle, Tc-99m MEBI ile elde edilen miyokard perfüzyon sintigrafilerinde, özellikle prognostik değerlendirmenin önemli olduğu hastalarda A/K oranının kullanılabileceği düşünüldü. Bu tez çalışmasında incelenen diğer bir parametre de diyabetik olgulardaki Tc-99m MIBI akciğer tutuluşu ile, diyabetik olmayan olgular arasındaki olası faklılıklar ve A/K değerinin, diyabetik komplikasyonlar ve diyabet süresi ile ilişkisi idi. Diyabetik olgu grubunda ortalama A/K değeri 0.44±0.08, diyabetik olmayanlarda 0.35±0.08 bulundu. A/K 73oranı, diyabetik komplikasyonlar ve diyabet süresi ile anlamlı bir ilişki göstermemekteydi Diyabetik olgularda elde ettiğimiz A/K değerlerinin, diyabetik olmayanlardan yüksek oluşu, diyabetin akciğer tutuluşunu belirlemede Tc-99m MIBI akciğer uptake'inin potansiyel bir rolü olabileceği düşündürmekle birlikte, bu yönde yapılacak daha ayrıntılı araştırmalara gereksinim olduğu sonucuna varıldı. 74
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    EKG-gated miyokardiyal perfüzyon sintigrafisi ile miyokardiyal viabilite saptanması
    (Ege Üniversitesi, 2010) Akgün, Ayşegül; Ömür, Özgür
    Koroner arter hastalıgında viabl miyokardı infarkt dokusundan ayırt etmek, revaskülarizasyon sonuçlarının öngörülmesi ve tedavi yaklasımının belirlenmesinde çok önemlidir. Bu çalısmada sublingual nitrat uygulaması ile yapılan Tc-99m MIBI Gated SPECT'in viabilite tanısındaki yerini arastırmak amaçlandı. Koroner arter hastalıgı tanısı olan 50 hasta (11 kadın, 39 erkek; ortalama yas: 61.7±8.3) çalısmaya alındı. Tüm olgular rest-nitrat Tc-99m MIBI Gated SPECT, ekokardiyografi ve anjiyografi ile degerlendirildi. Elli hastada sol ventrikül (LV) myokardına ait toplam 250 segmentin fonksiyonel parametreleri vizüel ve kantitatif olarak incelendi. kiyüzelli segmentin 165'inde normal perfüzyon saptanırken, 44'ünde reversibl, 41'inde irreversibl perfüzyon defekti mevcuttu. >%50 koroner arter darlıgı anlamlı kabul edildiginde, perfüzyon defekti saptanan toplam 85 segmentin 59'unda segmenti besleyen koroner arterde anlamlı darlık saptandı. Myokard perfüzyon sintigrafisinde (MPS) perfüzyon defekti olmayan 165 segmentin 105'inde anlamlı koroner arter stenozu yoktu. Gated SPECT ile ekokardiyografi bulguları karsılastırıldıgında, QPS/QGS programıyla hesaplanan ortalama Ejeksiyon Fraksiyonu (EF) degeri (43.8±29.5) ile ekokardiyografik verilerden elde edilen (46.3±29.5) arasında anlamlı fark saptanmadı. MPS'de irreversibl perfüzyon defektleri olan olgularda ortalama EF (39.2±9.4) genel grup ortalamasından (43.8±29.5) anlamlı düsüktü. 250 segmentin 219'unda Gated SPECT ve EKO ile elde edilen LV fonksiyonel verileri uyumlubulundu. Rest-Nitrat Tc-99m MIBI Gated SPECT'in viable myokardiyumun arastırılmasında perfüzyon ve LV fonksiyonlarının bir arada degerlendirilebilme avantajı sunan, güvenilir bir yöntem oldugu sonucuna varıldı.;Tc-99m MIBI, Myocardial perfusion scintigraphy, Nitrate.;Tc-99m MIBI, Myokard perfüzyon sintigrafisi, Nitrat.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Scintigraphic Methods to Evaluate Alterations of Gastric and Esophageal Functions in Female Obesity
    (2014) Ömür, Özgür; Erdoğan, Mehmet; Özkılıç, Hayal; Yılmaz, Candeğer
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Serous Papillary Ovarian Type Tumors of the Testis: Two Rare Cases
    (2021) Gökmen, Erhan; Almuradova, Elvina; Ömür, Özgür; Topcu, Sevgi; Karateke, Murat; Şen, Sait; Kumbaracı, Banu Sarsik
    Ovarian type epithelial high-grade and borderline tumors are rare in the testis and paratesticular tissue in men. Onlyabout 40 cases reported in the literature to date and a few of them were metastatic. Due to rarity, there is no exactconsensus in the optimal management of these patients. Herein we report two cases; first with a high-grade metastaticserous papillary carcinoma and another with a borderline serous papillary cystadenoma of testicular tissue.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim