Yazar "Çeltik, Ülgen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hepatoblastom tedavisinde ve prognozunda radyolojik ve histopatolojik ipuçları(Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2019) Çeltik, Ülgen; Ergün, OrkanAmaç: Wnt/Beta-katenin sinyal iletim yolu, karaciğer gelişimi ve rejenerasyonunda önemli görevlere sahip bir yolaktır. Bu yolakta meydana gelen anormal bir aktivasyonun hepatoblastom gelişimine neden olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada hakkında sınırlı sayıda çalışma olan, beta-katenin proteininin hücre içi ekspresyon özelliklerine göre hepatoblastom hastalarının prognozunu belirlemedeki yerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Mayıs 2004-Kasım 2018 yılları arasında kliniğimizde hepatoblastom nedeni ile opere edilen olguların demografik özellikleri, PRETEXT evreleri, risk sınıflamaları, radyolojik özellikleri, histopatolojik özellikleri, adjuvan-neoadjuvan kemoterapi (KT) protokolleri, KT yanıtları, nüks ve sağ kalım oranları geriye dönük olarak değerlendirildi. Radyolojik görüntülerine ulaşılan olgular radyolog tarafından vasküler tümör tutulumu açısından tekrar değerlendirildi. Olgular beta-katenin proteininin sitoplazmik ya da nükleer ekspresyonuna göre iki gruba ayrıldı. Bulgular iki grup arasında karşılaştırmalı olarak Fisher-Exact testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. p değeri <0.05 anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışma süresi içerisinde kliniğimize yönlendirilen toplam 41 hasta mevcuttu. Olgulardan dördü dosya kayıtlarına ulaşılamadığı için çalışma dışı bırakıldı. Kalan 37 (E/K: 22/15) olgunun dördünde beta-katenin ekspresyonu negatif, üçünde beta-katenin özellikleri belirtilmemişti. 2 olgu KT toksisitesi nedeni ile tedavi sırasında kaybedildi. On altı hastada sitoplazmik, 12'sinde ise nükleer beta-katenin pozitifliği saptanan toplam 28 olgu değerlendirmeye dahil edildi. Grupların PRETEXT evreleri, risk grupları, KT yanıtları, cerrahi özellikleri, nüks ve sağkalım oranları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Beta-katenin Sitoplazmik (n) Nükleer (n) p Ortanca yaş (ay) 18 ay (+/-) 16 ay (+/-) PRETEXT (n:28) 1 0 1 2 4 5 3 7 5 4 5 1 Hepatik Ven Tutulumu (n:26) 0.016 V+ 11/14 3/12 V- 3/14 9/12 Portal Ven Involvement (n:26) 0.45 P+ 6 4 P- 8 8 Risk sınıflaması (n:28) >0.05 Standart 1 4 Yüksek 15 8 Kemoterapi yanıtı (n:27) 0.0046 KT yok 2/15 4/12 ≥%50 4/15 8/12 <%50 9/15 0/12 Transplantasyon (n:8/28) 7/16 1/12 0.035 Sonuç: Çalışmamızda, sitoplazmik beta-katenin ekspresyon özelliklerine sahip olguların daha yüksek oranda hepatik ven tutulumu gösterdiği, daha düşük KT yanıtına sahip olduğu ve geniş cerrahi rezeksiyon ve nakil ihtiyacı olduğu görülmüştür. Bu sonuç literatürde sitoplazmik beta-katenin ekspresyonunun prognoza etkisinin gösterildiği ilk çalışmadır.Öğe Retrospective Comparison of Moderate and Severe Diaphragmatic Eventration in Children: Efficiency of Radiological Classification(2018) Dökümcü, Ülküm Zafer; Çeltik, Ülgen; Divarcı, Emre; Özcan, Coşkun; Erdener, Hakkı AtaAim: Diaphragmatic eventration (DE) is a congenital or acquired elevation of the hemi-diaphragm. the indications for surgery may be challenging because clinical symptoms do not always correlate with radiological severity. We aim to identify the factors for the necessity and the efficiency of thoracoscopic diaphragmatic plication (TDP) in children with DE. Materials and Methods: A retrospective cross-sectional analysis of patients treated for DE (April 2006-August 2017) was performed. Demographics, type of DE, laterality, associated malformations and clinical symptoms were evaluated. Patients were grouped in two groups (moderate and severe) according to their diaphragmatic elevation levels on X-ray at admission. the severe DE group (SDE, n=14) had a DE of more than 2 vertebral bodies whereas the DE was 2 vertebral bodies or less in the moderate DE group (MDE, n=16). the groups were then compared regarding the necessity of TDP. the efficiency of TDP was analyzed by comparison of the outcome of patients who underwent TDP with that of conservative management. Results: There were 30 DE cases with a median age of 13.75 months. DE was acquired in 5 patients. the right side was the dominant side (21/30). the most common clinical symptoms were pneumonia (21) and respiratory distress (7) while 6 cases were asymptomatic. Acquired DE and respiratory distress were significantly higher in the SDE group. Four patients (25%) in the MDE group and 13 patients (92.9%) in the SDE group required TDP (p=0.000). the total number of cases of pneumonia was significantly higher in the conservatively treated patients in the follow-up (p=0.023). Conclusion: Two vertebral bodies may be an efficient cut-off level to discriminate between MDE and SDE. Absolute indications for TDP are SDE, acquired DE and respiratory distress at admission. Patients that are conservatively treated are more prone to pneumonia.