Aktaş, Ekin ÖzgürÇakal, Merve2025-02-262025-02-262024https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=usXiZIM9Lp0wk-YzRoaT-wqbWg5gPAttcJq3wOZZmO8SiR6mjn7gErRkGSBwBCefhttps://hdl.handle.net/11454/116257Amaç: Bu araştırmada, adli tıp uzmanları ve engelli sağlık kurullarınca değerlendirilen önemli başlıklardan biri olan ve pratikte yalnızca gözlemsel olarak değerlendirilen yürüme bozuklukları üzerine çalışılmıştır. İki Adli Tıp Uzmanı tarafından gözlemsel yolla yapılan yürüyüş değerlendirmeleri ve video kayıt eşliğinde yapılan pedobarografik analiz değerlendirmesi sonuçlarının birbirleriyle olan uyum düzeylerinin gösterilmesi ve bu konuda objektif ve bilimsel bir yöntemin kullanılabilirliği üzerinde çalışılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda; yürüme bozukluğuna neden olabilecek bir nörolojik/konjenital hastalığı olmayan; ancak geçmişinde alt ekstremite yaralanması olan olgular prospektif olarak değerlendirildi. İki Adli Tıp Uzmanı tarafından olguların yürüyüşleri gözlemsel olarak değerlendirildi. En az bir gözlemci tarafından antaljik veya trendelenburg tipi yürüme bozukluğu olduğu bildirilen 31 olgu çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen kişilerin, eş zamanlı iki yönlü video kaydı alınarak pedobarografik ölçümleri yapıldı. Pedobarografi cihazı kullanımında deneyimli bir Uzman Fizyoterapist tarafından, video kayıtları da izlenerek pedobarografik veriler analiz edildi ve yürüyüş bozukluğu varlığı ve türü açısından raporlama yapması istendi. Adli Tıp Uzmanı gözlemcilerin görüşleri ile raporlama sonuçları arasındaki uyum düzeyleri, Cohen's Kappa Testi ile saptandı. Raporlama sonuçları ile pedobarografi cihazından elde edilen verilerin, travma öyküsü bulunan ekstremitedeki durumu arasındaki ilişki Ki-Kare Testi ile araştırıldı. Bulgular: Adli Tıp Uzmanı gözlemciler arasında antaljik yürüyüş varlığı açısından "zayıf dereceli"; trendelenburg yürüyüşü varlığı açısından ise "orta altı düzeyde" uyum saptandı. Gözlemcilerin değerlendirme sonuçları ile video kaydı eşliğinde yapılan pedobarografik analiz sonucu arasındaki uyumlar incelendiğinde; çoğunlukla "orta altı düzeyde" olmak üzere, en iyi uyum orta-iyi düzey uyum sınırındaydı. Uzman Fizyoterapistin raporlama sonuçları ile pedobarografik verilerden "forefoot push off phase" süresindeki ekstremiteler arası asimetri arasında anlamlı ve güçlü düzeyde bir ilişki saptandı. Bu veri, trendelenburg tipi yürüyüş bozukluğunda yaralanma öyküsü bulunan ekstremite tarafında artış, antaljik yürüyüşte ise düşüş göstermekteydi. Bu veri için çalışılan tanı testi performans istatistiklerinde; saptama duyarlılığı, mükemmel tanı gücü seviyesinde doğruluğu, pozitif-negatif öngörücülüğü ile seçiciliği yüksek ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Sonuç: Yüksek ve birbirine yakın düzeyde klinik tecrübesi bulunan Adli Tıp Uzmanı gözlemciler arasında bile, yürüyüş bozukluklarının tiplendirilmesi açısından; yalnızca gözlemsel olarak yapılan değerlendirme sonuçlarının birbiriyle düşük uyum göstermiş olması, bu yöntemin subjektifliğini göz önüne sermiştir. Bilimsel gerçeklere uygun, denetime elverişli ve adil raporlama yapılması gerektiği ilkesine dayanılarak; kişi ve kurumların mağduriyetine sebebiyet verilmemesi amacıyla, yürüyüş bozukluklarının gözlemsel olarak değerlendirilmemesi ve mümkün olduğunca yaralanmanın yol açtığı ve doğası gereği yürüme bozukluğuna neden olan diğer arızaların göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünmekteyiz. Saptanan yüksek düzeydeki tanısal öngörücülüğü nedeniyle, pedobarografik verilerden "forefoot push of phase" süresinin yürüyüş bozukluğu tiplendirilmesinde kullanılabileceğini, diğer pedobarografik verilerin de daha geniş vaka gruplarında çalışılması halinde anlamlı sonuçlar sunabileceğini düşünmekteyiztrinfo:eu-repo/semantics/openAccessYürüyüşAntaljikTrendelenburgAdli TıpEngellilik.GaitAntalgicForensic MedicineDisability.Adli tıp pratiğinde antaljik ve trendelenburg yürüyüş tiplerinin prospektif olarak değerlendirilmesi: Gözlemsel değerlendirme ile pedobarografik yürüyüş analiz yönteminin karşılaştırılmasıSpecialist Thesis881385