1890-1913 tarihleri arasında Osmanlı arşiv belgeleriyle Selanik vilayetinde komitacılık(1890-1913)

Küçük Resim Yok

Tarih

2014

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Osmanlı Devleti açısından 19. yüzyıl hızlı gelişmelerin yaşandığı bir dönem olduğu gibi 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında imzalanan Ayastefanos ve Berlin Antlaşmaları ile Osmanlı Devleti'nin Kosova, Manastır ve Selanik Vilayetlerinin bulunduğu Balkan topraklarında, Makedonya sorunu ortaya çıkarılmıştır. Balkanların en stratejik noktalarından olan Makedonya coğrafyası görünürde, Balkan ülkelerinin perde arkasında ise Avrupalı büyük devletlerin çıkar çatışmalarına sahne olmuştur. Makedonya'ya tek başına sahip olmak isteyen Bulgarlar, izledikleri çete ve anarşi yöntemleriyle halk arasında korku salarak demografik yapıyı kendi lehlerine değiştirmeye çalışırken Balkan Savaşlarına kadar devam eden kargaşa ortamında Sırplar ve Yunanlılar da Makedonya'ya göz dikince aralarında kıyasıya bir mücadele başlamıştır. Balkanlarda yaşayan halkların önemli bir kısmı, yüzyıllar boyu Osmanlı Devleti'nin egemenliğinde huzur içinde yaşadıklarını kabul etmekle beraber, gerek Osmanlı Devleti'nin zayıflaması gerekse ulusçuluk akımının güçlenmesiyle kendilerine ait devletlerini kurmak için çalışmaya başladılar. Osmanlı Devleti'nin iç ve dış politikadaki zayıflığı ve Avrupa devletlerine giderek artan bağımlılığı, bunun için uygun zemini hazırlamıştı. Bu süreçte Avrupa devletleri Balkan haklarını destekliyordu. Sonuçta 19. Yüzyıldan itibaren, ileride Makedonya konusunda da taraf olan Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan Osmanlı Devleti'nden ayrılarak kendi devletlerini kurdular. Bununla birlikte desteğini aldıkları Avrupa devletlerinin kurulan devletler üzerindeki kontrolleri devam etmiştir. 19. yüzyılın sonu ve 20 yüzyıl başında Makedonya tarihinin belirleyici güç öğelerinden bir tanesi örgütlerdi. Önceleri çete şeklinde başlayan örgütler, 20. Yüzyıl başında Osmanlı Devletindeki siyasi değişime paralel olarak kulüp veya dernek halini aldı. Birbirinden farklı ve çok sayıda olan bu yapılanmaların ortak amacı Makedonya bölgesinde Osmanlı Devletinin kontrolünün sona erdirilmesi idi. Ancak her biri bölgeyi kendisi için istediğinden çatışmaların ve örgütlenmelerin çerçevesi genişledi. Böylece asayiş daha da bozuldu. Güç halkalarından hiç birisi diğerine üstün gelemediği ve çok sayıda talibi olduğu için mücadelenin geniş çaplı savaşa dönüşmesi ve sonuçlanması uzun zaman aldı. Bu günde dünya güç dengesinde önemli payı olan devletler tarafından Makedonya bölgesi üzerinde hesaplar yapıldığı düşünülürse, bölgenin öneminin devam ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. 19. Yüzyılda "Doğu Sorunu" diğer bir deyişle "Osmanlı Devletinin iktidar boşluğundan kaynaklanan alanı doldurma ve Osmanlı Devletini paylaşma sorunu olarak adlandırılan bu konunun Makedonya bölgesi boyutu 1912-1913 Balkan savaşlarıyla sonlandırıldı. Şimdi yaşanan ise "küreselleşme" adı verilen yeni paylaşım savaşının sadece bir parçasıdır. Osmanlı Devleti'nin zayıfladığı dönemde, ayrılıp kendi devletlerini kurmayı tercih edenlerin kullandıkları yöntem hemen hemen aynı idi: bulundukları bölgede mevcut siyasî, ekonomik, askerî sorunları arttıracak ayaklanmalar çıkarmak; Osmanlı Devleti üzerinde baskı uygulayabilen Avrupa devletlerinin dikkatlerini bölgeye çekerek desteklerini sağlamak; bu desteğe dayanarak Osmanlı Devleti'nden reform talebinde bulunmak; reformlar aracılığı ile ekonomik ve siyasî güçlerini arttırarak ayrı devletlerini kurmak için harekete geçmek. Benzer süreç 19. yüzyıl sonundan itibaren, bu sefer de Balkanlarda Osmanlı Devleti'nin elinde kalan son toprak parçası olan Makedonya bölgesinde başladı. Balkanlar bölgesinde tarih boyunca yönetici iktidar karşısında yer alanların başvurduğu en belirgin yöntem, silâhlı düzensiz gruplar oluşturarak bölgede varlığını sürdürmek olmuştur. Bu durum 19. yüzyılda da devam etti. Bu yüzyılda Makedonya bölgesi için mücadele veren başlıca örgütler şunlardı: Makedonya İç Devrim Örgütü (MİDÖ), Yüksek Makedonya Komitesi veya Dış Örgüt (YMK), St. Sava ve Etniki Eterya. Bu örgütlerden son ikisi Sırbistan ve Yunanistan bağımsızlık savaşlarında da çalışmışlardı. 19. yüzyıl sonunda özellikle Berlin Antlaşması sonrasında Bulgaristan'ın Makedonya bölgesi üzerinde hak iddia etmeye başlamasıyla Makedonya bölgesinde kendilerinin de toprak hakları olduğunu iddia eden Yunanistan ve Sırbistan, kendi ulusal örgütlerini bu sefer de Makedonya Sorununda devreye soktular. Diğer Balkan halkları ve devletleri ise Makedonya bölgesinde adı geçen devletler kadar söz sahibi olamamışlardır. Bunun nedenleri arasında coğrafi sınır uzaklıkları, tarihsel dayanaklarının daha zayıf olması, bu soruna müdahil olabilecek kadar "güçlü" olmamaları veya destek bulamamaları sayılabilir. Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan dışında Romanya da Ulahlar aracılığıyla bölgede kendi hâkimiyetini kurmaya çalışmışsa da diğerleri kadar etkili olamadı. 19. yüzyıl sonunda yapılanmalarını sağlamlaştıran örgütler, 20. yüzyıl başında büyük çaplı eylemlerine başladılar. Halkın önemli bir bölümünün desteğini almaktan başka, Avrupa devletlerinin de açık veya gizli onayını sağladıktan sonra en önemli eylemlerini 1903 yılında gerçekleştirdiler. MÎDÖ tarafından desteklenen eylem, Avrupa siyaset ve ekonomi çevreleri yanı sıra kamuoyundan da destek buldu. Kutsal İlinden gününde gerçekleştirilen ayaklanma, Makedonya'nın Manastır bölgesinde başlatıldı. Ayaklanma sırasında Kruşova'da, varlığını on gün sürdürebilen bir cumhuriyet ilân edildi. Kruşova Cumhuriyeti, ileride kurulacak olan Makedonya Cumhuriyeti'ne temel olarak kabul edildiği için, bu deneyim Makedonya tarihi açısından oldukça önemlidir. Manastır dışına taşırılamayan ayaklanma kısa sürede Osmanlı birlikleri tarafından bastırılmış ancak ok yaydan çıktığı için gelişmenin önüne geçilememişti. Çünkü ayaklanmacıların bir bölümünün arzuladığı Avrupa müdahalesi sağlandı. İlinden ayaklanması döneminde MİDÖ içinde Makedonya'nın geleceği ve izlenecek yöntem konusunda yaşanan anlaşmazlık Osmanlı Devleti'nin olayları bastırmak konusunda işini kolaylaştırdıysa da, Babıâli sonunda Avrupa müdahalesini kabul etmek zorunda kaldı. Çünkü ayaklanmayı başlatanların asıl amacı artık bölgede asayişin sağlanmasından ziyade, bölgenin Osmanlı Devleti'nin egemenliğinden çıkması idi. Hüseyin Hilmi Paşa'nın bölgeye Genel Müfettişlik görevi ile atanmasının ardından yaşanan bazı iyileştirmelere rağmen Makedonya Sorununda Avrupa müdahalesi devam etmişti. Avusturya-Macaristan ve Rusya'nın hazırlayıp diğer Avrupa devletlerinin de onayı alınarak Babıâli'ye bir çözüm sunulmuştu. Viyana Islahat Programı olarak anılan tasarı, padişahın onayı ile devreye girmişti. Avrupa devletlerinden destek bekleyenlerin bu tasarıya rağmen ayaklanmaya devam etmeleri, tarafların bölgedeki asayişi sağlamak konusundaki samimiyetsizliklerini ortaya koymaktadır. Çünkü Osmanlı egemenliğinde asayişin sağlanması, asıl amaçlarına hizmet etmeyecekti. Bu nedenle bölgede genel bir ayaklanma çıkarılmak istendi. İlinden ayaklanması sonrası yine Avrupa müdahalesi sağlandı. Bu sefer hazırlanan program Mürzsteg adıyla anılmaktadır. Mürzsteg Antlaşması Osmanlı Devleti'nin Makedonya'da geçici olarak asayişi sağlamasına yardımcı olduysa da, aslında devletin bölgedeki hâkimiyetine gölge düşürmekteydi. Makedonya sorununda Mürzsteg dönemi olarak adlandırılan bu süreç, 1904'ten 1908 tarihine kadar devam etti. Ancak dört yıl geçerli kalabilen Mürzsteg Antlaşması'ndan sonra Reval dönemi başlamıştır. Bundan böyle Makedonya Sorununda etkin olan Avrupa ülkelerinin konumunda değişiklik olmuştur. Avusturya-Macaristan daha etkisiz kalırken İngiltere'nin etkinliği artmıştır. Rus Çarı ile İngiliz Kralı'nın girişimiyle hazırlanan Reval görüşmesinin Osmanlı Devleti'ndeki ikinci etkisi II. Meşrutiyet döneminin başlaması şeklinde oldu. İmparatorluğun Tanzimat döneminden beri süregelen iç dinamiklerinin etkisi ile ilân edilen II. Meşrutiyet, Reval görüşmelerinde İngiltere ve Rusya'nın anlaşarak Osmanlı Devleti'ni parçalamak düşüncesi ile arka arkaya denk geldi. Elbette II. Meşrutiyeti sadece Reval görüşmelerine bağlamak eksik olacaktır. Osmanlı Devletinin 19. yüzyıldan itibaren dışa bağımlılığın en belirgin simgelerinden birisi reformlar oldu. Siyasî, kültürel, toplumsal, ekonomik yapısının Avrupa devletlerine benzetilmeye başlandığı; bunun için özellikle eğitim ve din yapısının kullanıldığı bu dönemde, Osmanlı Devleti giderek kendi özünden ayrılmış ve Batı benzeri bir devlet olmaya çalışırken çizgiyi aşarak kendi iç dinamiklerinden uzaklaşmıştı. Kendisinin üretemediği yenilikleri üreten Avrupa devletleri karşısında ayakta kalmaya çalışıyordu. Elbette değişen zamanla gelen değişime ayak uydurmak zorundaydı. Ancak bu değişime ayak uydururken kendi gücünü yadsıyıp, kendi üretmediği mekanizmayı yapısına uyarlamaya çalıştığı ölçüde görünürde sağlanan varlık aslında giderek çöktü. 1908 yılı Makedonya tarihi açısından oldukça önemlidir. Makedonya üzerine politikalar üreten Balkan devletleri ve Makedonya'da Osmanlı egemenliği altında yaşayan Ortodoks ve Slav halklar amaçlarına bir adım daha yaklaştılar. 1908 yılıyla beraber Osmanlı Devleti halka sunduğu "özgürlük" konusunda eskiye oranla bir adım daha attı. Osmanlı Mebusan Meclisinin açılması buna bir örnektir. Her ne kadar Meclisin açılışından kısa bir süre sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti hâkimiyeti, kontrolü ele almış olsa da, bu dönemde Meşrutiyet Kulüpleri çatısı altında Makedonya üzerinde hak iddia eden Balkan halkları örgütlenmelerini yasal zemine taşıma fırsatı buldular. Kurulmuş olan Meşrutiyet Kulüpleri Balkan devletlerinin Makedonya politikalarını destekleyen örgütler olarak çalıştılar. Böylece, özgürlük, kardeşlik, ilerleme amacıyla başlayan bir hareket sayesinde, ayrılıkçı örgütler biraz daha güçlenebilecek ortamı buldular. Bu örgütlerin etkinlik sahası ise Makedonya bölgesi idi. 1908 sonrası II. Meşrutiyet yönetiminin genel sorunlara ve özelde Makedonya konusunda sağladığı rahatlama geçici olmuştur. 1912 yılında patlak veren I. Balkan Savaşı, Osmanlı Devleti ile Balkan devletleri arasında Makedonya Sorununa bir son verdi. I. Balkan Savaşı sonunda Osmanlı Devleti, yaklaşık beş yüz yıldır egemenliği altında olan Makedonya bölgesini kaybetti. Balkanlarda önemli oranda toprak kaybına uğrayan Osmanlı Devleti, I. Balkan Savaşı sonrasında Balkan devletleri arasında çıkan anlaşmazlık sayesinde bir kısım toprağını geri alabilse de, Makedonya bölgesinde artık söz sahibi değildi. Geri almanlar arasında Edirne önemli bir örnektir. Ancak Makedonya'nın geri alınması artık mümkün değildi
Fort he Ottomans State, 19th The Century was a period of fast changes in which "Them Macedonia Problem" was exposed in the Balkans cities of Kosovo, Monastir and Salonika, with the agreements of Ayastefano and Berlin signed after the 1877-1878 war between the Ottomans and Russians. Being a strategically important place, Macedonia was seen as a land of conflict for gaining profit amongst the Balkan States. However, o closer look at the problem will reveal that European States played a major role behind the scenes. Aiming to capture Macedonia, Bulgarians, while trying to change the demographic structure to their profit throuh employing gang-style and anarchic methods creating fear in public, caused o fight amongst Bulgarians, Serbians and Greeks. The Balkan people accepted that they lived in peace for many centuries under the rule of the Ottoman Empire. But by the 19th century as the national movements get strong in Europe, they also wanted to create their own states. The weakness of the Ottoman Empire in internal and foreign affairs and the increasing of the Ottoman Empire's dependance to the European States lay the groundwork for the aims of the Balkan people. During this period the European States supported the Balkan people. Greece, Serbia and Bulgaria used this way in their independence. After the independence of these Balkan states, the control of the supporter states continued. 19th and the beginning of the 20th centuries was the organizations. At the beginning they were band of rebels or çete. After that at the beginning of the 20th century the organizations changed styles and associations or societies started to work. This change was due to the changes in the political life in the Ottoman Empire. There were many different societies. in spite of that there were many different groups, they had one common point of view: the end of the Ottoman Empire in the Balkans. But each of them tried to take the control of Macedonia for themselves. That's why the public order in the region became worse and worse. None of the powers in Macedonia could not be successful and there were many different povvers among European and Balkan states and also in Macedonia. That's why to reach a conclusion or a solution even by the way of a war was not easy. As it was in the last century, in this century Macedonian region is stil very important on efor the great powers. That's why it can be said that the region is stil important for the strategic, political, social and economic reasons. One part of the Eastern Question (that was the problem of division and sharing of the power of the Ottoman empire which began after the 17th century and reached its top in the 19th century) was the Macedonian Question and at the beginning of the 20th century this question could be reached a solution only by the Balkan Wars in 1912 and 1913. in this century some problems also continues in the same region. This is not only a part of the Eastern Question but also of globalization. The region was important for the European and the Ottoman history because of its strategic position. After the 19th century, the imperialistic European states and the Ottoman Empire gave Macedonia priority. The European states aimed at constituting security zones for continuation of their systems and at controlling these regions. However there were more than one European interest states planning political and economic plans över Macedonia. And this resulted more problems in this region and for the Ottoman Empire. in the mountainous Balkan region, the people who were against the government usually used the system of brigandage in order to live. The most important band of rebels in Macedonian region in the 19th century were the Internal Macedonian Revolutionary Organization, the Supreme Committee, St. Sava and Ethnike Eteria. The last two of them carries out their national plans also during the Greek and Serbian independence war agaist the Ottoman Empire. After Bulgaria insisted the right över Macedonia, Greece and Serbia thought that their national identities and land ownership över this region were under dangerous position. That's why they decided to use these organizations in Macedonian region agamst Bulgaria and each other, also against these the Ottoman Empire. With the exeption of these three, the Balkan states could not be effective in Macedonian struggle because of their geographical distances, the weaknes of historical bases. Except Bulgaria, Greece and Serbia, among the Balkan states only Romania could be effective because of the Wallach people in the region, but it was not so important. The organizations began the great and important actions at the beginning of the 20th century after they reinforced their constructions at the end of the 19th century. Apart from the important part of the support of the people in the region, these organizations also were supported by the big European powers openly or secretly. The most important operation was realized in 1903. The operation of the Internal Macedonian Revolutionary Organization was supported both by the European economic and political powers and also by the European public. it was on the Holly illinden Day and in the Manastır (Bitola) region of Macedonia. By this uprising the short-living Kruşova republic was declared. This republic experience is very important for the history of Macedonia because it was accepted as the bas efor the future Macedonian Republic. The uprising could not be spread out Manastır and be beat by the Ottoman forces in a very short time. However what's done is done; there is no turning back. The die is cast. The aim of bandit groups could be supplied: the European support and intervention. in spite of the different ideas among the bandits about the future of Macedonia and the method of operations. The Ottoman government thought that the Ottoman forces had to bow to the will or authority of the European powers about Macedonia. Just after Hüseyin Hilmi Paşa was appointed as the General Inspector, a solution way was preented to Bâbıâlî by Austria-Hungaria and Russia that was also get other European powers' approval. The name of the program was Mürzsteg which helped the Ottoman forces to supply public order in the region but in fact Mürzsteg program caused the Ottoman state authority to decline in quality in the region. The attractive point of Macedonia for the European powers lie in economic interest. Apart from the strategic importance of Macedonia, the control of a region where the economic interests were high was important and unleavable for the European powers. The reforms became the most characteristic feature for the Ottoman Empire's being dependent on the European powers by the 19th century. These reforms were about political, cultural, social and economic structure. On these the Ottoman Empire was tried to be similar to the European powers. For this, especially education and religious structures were tried to be reorganized. By this way, the Ottoman Empire lost its own characteristics step by step and was re-structured as a Western state. And it lost its internal dynamics. The Ottoman State tried to live against the Western States producing new things that could not be done be the Ottoman Empire. in this process, when the Western States produced and the Ottoman Empire did not, the Ottoman State lost power step by step. The year 1908 was very important in the history of Macedonian region as in the Ottoman Empire. The Balkan states following certain political lines and the Orthodox Slavs living under the Ottoman Empire in Macedonia reached an important level in their aims against the Ottoman Empire. However in 1908 the Ottoman State made an important progress in ensuring freedom in the State. The opening of the Assembly is a good example for this. However a short time later, the Committee of Union and Progress took control in the Assembly, in the same period the Constitutional Clubs were opened instead of the bandit groups of the 19th century. The aim of these clubs were not so much different than that of the organizations which prepared uprisings at the beginning of the 20th century. The only different feature of the clubs from the organizations was the way or the system to reach their aims. These clubs were generally used for the policies of the Balkan states over Macedonia. The peace and quiet period that the Constitution supplied lasted in a very short time. The Balkan Wars started in 1912 between the Ottoman Empire and the Balkan states prepared an end to the Macedonian Question. By this war the Ottoman Empire lost Macedonia. When the disagreement between the Balkan states about the partition of Macedonia resulted in the re-taking only some part in Macedonia by the Ottoman forces. An independent Macedonian Republic was declared at the end of the 20th century after many different stages were lived during the century in the region. But the problems did not end. in this century the ethnic and religious problems stil exist and in spite of these problems, the Macedonian State tries not to be a dangerous place where a fight or trouble could start at any moment. The Turkish Republic can help to supply a peaceful and quiet region in the cultural inheritance of the Ottoman Empire. This is also necessary for the Turkish Republic in order to be powerful among the other states in the region.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Tarih, History, Komitacılık hareketleri, Organizational actions, Makedonya, Macedonian, Makedonya sorunu, Macedonian problem, Osmanlı Devleti, Ottoman State, Osmanlı Dönemi, Ottoman Period, Yunanistan-Selanik, Greece-Selanik

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye