Anestezi ve Reanimasyon Yoğun Bakım Servisinde Renal Replasman tedavisi ihtiyacı olan 65 yaş üstü hastalarda demografik ve klinik verilerin değerlendirilmesi

Giriş ve Amaç: Dünyadaki yaşlı nüfusun artmasıyla yoğun bakım ünitesine kabul edilen yaşlı hasta sayısı da artmaktadır. Mortalite ve morbiditede artışa sebep olan akut böbrek hasarı nedeniyle yoğun bakım ünitelerinde hemodiyalize giren yaşlı hasta sayısı da artmaktadır. Bu çalışmada Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi anestezi ve reanimasyon yoğun bakım ünitesinde akut böbrek hasarı nedeniyle hemodiyalize giren yaşlı hastalarda demografik ve klinik verilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız tek merkezli retrospektif bir çalışma olarak tasarlanmıştır. Çalışmaya 1 Ocak 2016-31 Aralık 2020 tarihleri arasında anestezi ve reanimasyon yoğun bakım ünitesinde akut böbrek hasarı nedeniyle hemodiyalize giren, 65 yaşının üzerindeki 132 hasta dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, komorbiditeleri, vital bulguları, yatış sebepleri, operasyon öyküleri, SOFA, APACHE, GKS skorları, hemogram ve biyokimya tetkikleri elektronik hasta dosyası (EBYS) üzerinden incelendi. Sürekli değişkenler için en düşük ve en yüksek değerin yanında ortalama ve standart sapmalar değerlendirildi. Kesikli değişkenler için frekans (n) ve yüzde (%) hesaplandı. Hastaların laboratuvar değerleri, yatış süreleri durumlarının gruplara göre karşılaştırılması için ki-kare istatistiksel yöntemi kullanıldı. Bulgular: Çalışamaya dahil edilen 132 hastanın 65’i (%49,2) kadın, 67’si (%50,8) erkekti. Yaş ortalaması 77,42±6,98 saptandı. 132 hastanın 73’ünde (%55,3) kardiyovasküler, 42’sinde (%31,8) pulmoner, 28’inde (%21,2) nörolojik, hastalık öyküsü mevcuttu. 101 hastada (%76,5) hipertansiyon, 61 hastada (%46,2) diyabetes mellitus, 31 (%23,4) hastada kanser tanısı mevcuttu. Çalışmada yer alan 132 hastanın 40’ında (%30,3) başvuru öncesi bilinen böbrek hastalığı mevcuttu. Hastaların 124’ü (%93,9) eksitus oldu 8’i (%6,1) yoğun bakım ünitesinden taburcu oldu. Hastaların bakılan değerlerinde yaşayan hastalarda ölen hastalara göre; ilk 24 saatteki idrar miktarı, ilk ve son bakılan Glaskow Koma Skalası skoru, başvuru anındaki total protein, ilk hemodiyaliz günündeki total protein ve albümin miktarı istatiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla bulundu. Ölen hastalarda ise yatış süresince son bakılan SOFA skoru, kardiyopulmoner resüsitasyon yapılma öyküsü ve son gündeki nötrofil lenfosit oranı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla bulundu. Sonuç: Yoğun bakım ünitesinde akut böbrek hasarı nedeniyle hemodiyaliz tedavisi alan hastalarda mortalite yüksektir. Mortalitesi çok yüksek olan bu durumda ABH gelişmeden önleyici tedbirlerin alınması çok önemlidir. Yaşlı hastaların bakımında, böbrek hasarı oluşmasının engellenmesi için gerekli önlemlerin alınması ve klinisyenlerin bu açıdan farkındalığının arttırılması çok önemli bir yere sahiptir.

Background & Aims: The number of elderly patients admitted to the intensive care units is increasing in correlation with the increase in the elderly population in the world. The number of elderly patients undergoing hemodialysis is increasing due to acute kidney injury, which is common in the intensive care units and causes an increase in mortality and morbidity. In this study, it was aimed to evaluate the demographic and clinical data of the elderly population undergoing hemodialysis for acute kidney injury in the Anesthesia and Reanimation Intensive Care Unit of Ege University Faculty of Medicine. Material & Methods: Our study was designed as a single-center retrospective study. 132 patients who underwent hemodialysis due to acute kidney injury in the anesthesia and reanimation intensive care unit between January 1, 2016 and December 31, 2020 were included in the study. Demographic datas, comorbidities, vital signs, indications for hospitalization, previous history of surgery, SOFA, APACHE, GCS scores, complete blood count and biochemical parameters of the patients were recorded through the electronic patient file system (EBYS). For continuous variables, mean and standard deviations were evaluated, as well as the lowest and highest values. Frequency (n) and percent (%) were calculated for discrete variables. The chi-square statistical method was used to compare the laboratory values and the lenght of stay in intensive care unit of patients. Results: Of the 132 patients included in the study, 65 (49.2%) were female and 67 (50.8%) were male. The mean age was 77.42 ± 6.98 years. 73 patients (%55,3) had cardiovascular disease, 28 patients (%21,2) had neurological disease, 42 patients (%31,8) had pulmonary disease. Diabetes mellitus was diagnosed in 61 (%46,2) patients, hypertension in 101 (%76,5) patients, and cancer in 31 (%23,4) patients. 40 patients (%30,3) had known kidney disease before admission. Of the patients, 124 (%93,9) died and 8 (%6,1) were discharged from the intensive care unit. Compared to non-survivor patients, the amount of urine in the first 24 hours, the first and last Glasgow Coma Scale score, the total protein at the time of admission, the total protein and albumin amount on the first day of hemodialysis were found to be statistically significantly higher in survivor patients. In non-survivor patients, the last SOFA score, the proportion of undergo cardiopulmonary resuscitation, and the neutrophil lymphocyte ratio on the last day were statistically significantly higher. Conclusions: Mortality is high in patients receiving hemodialysis due to acute kidney injury in the intensive care units. Thus, prevention of acute kidney injury are essential. In primary care of elderly patients, taking the necessary precautions to prevent kidney damage and increasing the awareness of prevention and early detection of akut kidney injury among clinicians are crucial.