Wandering Masks: Reconstructing the Jewish identity in diasporic narratives

dc.contributor.advisorToplu, Şebnem
dc.contributor.authorTuryel, Mati
dc.date.accessioned2024-08-19T19:52:06Z
dc.date.available2024-08-19T19:52:06Z
dc.date.issued2009
dc.departmentEge Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalıen_US
dc.description.abstractDiaspora kelimesi İngilizce sözlüklerde birincil anlam olarak Yahudi Diasporası ile ilişkilendirilir; bu bir rastlantı değildir. Eski Ahitten başlamak üzere Yahudi tarihinde süregelen sürgün ve diasporaların sonucu olarak bu kavramlar Yahudi toplumu ile özdeşleşmiştir. Yahudi toplumunun yaşadıkları deneyimlerin etkisi altında geliştirdikleri kimlik ?yurtsuzluk?, ?sürekli yolculuk? ve ?sınır? gibi diaspora kavramının üç önemli aşamasının da etkimelerini taşımaktadır. ?Yurtsuzluk?, ?hayali yurt? kavramı ile giderilmeye çalışılmışsa da ?sürekli yolculuk? ve ?sınır? kavramlarının incinme etkilerini giderecek bir konsept bulunmamaktadır.Hıristiyanlık ve İslamın ortaya çıkışından sonra bu dinleri benimseyen ülkelerin Yahudi toplumlarını yönetimleri altına almaları ile Yahudi topluluklarının kimlik ve yönetim anlayışında değişikliğe yol açmıştır. Dahası izin verildikleri alanlarda yaşamış ve ticaret başta olmak üzere izin verilen işlerde çalışmışlardır. Hıristiyan orta çağlarında Yahudi toplumları daha çok kendi içine dönük bir yaşam tarzı izlemiş ve bu durumu kimliklerine de yansıtmışlardır.Yahudi kimliğindeki köklü değişiklikler on sekizinci yüzyılda Yahudi Aydınlanması olarak da bilinen Haskalah ile meydana gelmiş ve Yahudiler yaşadıkları toplumlara eğitim yoluyla ayak uydurma ve asimile olma çabasına girmişleridir. Özellikle Aydınlanma Çağından sonra on dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren meydana gelen Yahudi Emansipasyonu ile İngilterede on sekizinci yüzyılın başından beri yaşayan Yahudiler devlet yönetiminde çeşitli kademelere yükselmeyi başarmışlardır (Başbakan Disraeli, Baron Rothchilde gibi). Asimilasyon özellikle İngiltere'de Hristiyan halkın kendilerine bakış açısını değiştirmiştir. Ancak Yahudi entegrasyonundaki bu başarılı dönem Holokaust ile sona ermiş ve Yahudi kimliği yeni bir şekil almaya başlamıştır.Özellikle Hıristiyan kültür ürünlerinde Yahudi karakterinin ideolojiye göre iyi veya anti-Semitik tiplemeler olarak yansıtıldığı ve böylece ötekileştirildiği bilinen bir gerçektir. Bu tiplemeler ötekileştirilen Yahudi'nin nasıl algılandığını da ortaya koymaktadır. Bu kalıplamaya göre iyi Yahudi on dokuzuncu yüzyıl İngiliz edebiyatında da görüldüğü üzere esas karaktere başarılı olmasında yardımcı olan Yahudi karakterdir. Kötü Yahudi tiplemesi ise iyi Yahudi tiplemesinden daha sık karşılaşılan bir karakterdir. Bu karakter şeytanla işbirliği yapmış gibi hareket eden ve asıl isteği Hıristiyan karakterleri öldürüp onlardan intikam almak olan para için her şeyi yapabilecek bir karakterdir. İşte Yahudi yazarlar tarafından kaleme alınan edebiyat eserleri de bu iyi veya kötü ötekileştirmeye karşı çıkarak Diasporik Yahudi deneyimini ele alan eserler vermeye başlamasıyla modern döneme gelmişlerdir.Özellikle İngiltere gibi eski sömürgeci ülkelerde, sömürgecilik sonrası oluşmaya başlayan çok kültürlü toplumlar ve giderek artan azınlıkların kültürel özgünlüklerine hak tanımaya başlaması ile daha önce özgürlüğünü ve anayasal haklarını kazanmış olan Yahudi toplumları, kendilerini bu çok kültürlülük politikalarıyla birlikte tekrar sınırlarda (margin) bulmuşlardır. Bunun en önemli nedeni Yahudi topluluklarının halen İngiltere gibi ülkelerin halkları tarafından dini bir azınlık olarak görülmeye devam ederken sömürgecilik sonrası oluşan diasporaların diasporadaki Yahudi topluluklarını ülke ideolojisinin ve yönetiminin bir parçası olarak görmesidir.Türkiye Cumhuriyeti 1924 Lozan Antlaşması ile Yahudi toplumunun da dâhil olduğu dini azınlıklara anayasal haklarını vemiş ve bu sayede azınlık kavramını dini bir çerçeveye konumlandırmıştır. Lozan Antlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet olarak çokkültürlülük politikalarına adım atmış, ancak zamanın getirdiği bazı akımların da etkisiyle Lozan Antlaşmasında sözü geçen bazı hakların yerine getirilmesi ihmal edilmiştir. Dönemin kültürel ürünleri de bu durumdan payını almış ve yabancı düşmanlığına varan eserler özellikle karikatürler bu dönemde çokça yayınlanmıştır. Türk Yahudi kimliğine bu dönemde bu karikatürlerin, Türkleştirme politikalarının ve Türkiye Cumhuriyetinin haksız olarak aldığı Varlık Vergisinin etkisiyle pek çok Yahudi 1948'de kurulan Israil'e göç etmişlerdir. Türkleştirme politikalarının Türk Yahudilerine en az Holokaust kadar etki ettiği ve 1945 sonrası gelişen Türk Yahudisi kimliğinin bu politikaların etkisi altında giderek Türkleşen bir kimlik olduğu gözlemlenmiştir.Bu tarihsel artalanda betimlenen Yahudi kimliği, sömürgecilik sonrası dünyayla bütünleşmede aldığı şekil ve çok kültürlü toplumlarda yaşadıkları kimlik problemlerinin ele alındığı bu çalışma için seçilen Yirminci Yüzyılın son çeyreğinde eserler vermiş olan İngiliz ve Türk Yahudi yazarların eserleri diasporanın Yahudi kimliği üzerindeki etkileri, Holokaust ve eğitim temaları ışığında incelenmiştir. Bu yazarların yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi ötekileştirilmiş olan Yahudi karakterini birey yapma çabası ve kanona karşı bir tavır sergileyerek ancak ikilemsel olarak başka bir deyişle kanonu kanonun kendisine karşı kullanarak gerek anti-Semitizm tehlikelerini gerekse Holokaust'u anlatmışlardır. Son olarak, bu çalışmada incelenen Yahudi yazarlar Yahudi karakterlerine yaşadıkları çok kültürlü toplumlarda kültürel özellikleriyle bir yer ve kimlik edindirmeye çalışmışlar ve asimile olarak değil ancak kültürel özelliklerini koruyarak toplumda kendilerine bir yer ve kimlik edinebileceklerini ifade etmişleridiren_US
dc.description.abstractIn the English dictionaries, the word `diaspora? in the primer meaning is associated with Jews. The reason behind this relationship is the long continuing diaspora of the Jews and their extended rediasporization. After their expulsion from Judea in AD.70, Jews in exile regarded their banishment as ?scattering through? which Moses warns as a punishment against sins towards God.In the Jewish experience of diaspora the identity they developed conveys three important phases of diaspora, namely, `homelessness?, `constant travelling? and `border?. Although homelessness has been suuplied with the idea of `imaginery homeland?, the absence of paradigms to supply with the ideas of `travel? and `border? is efficacious upon the diasporic Jewish identity and upon their perception as tolerated strangers. Dramatic changes in the Jewish identity after both Jewish and European Enlightenment did not change the situation. Thus, Jews tried to assimilate themselves in the countires they were living in. Attempts for assimilation failed during the WWII with the Holocaust.In the twentieth century, post- WWII years brought new concepts that handled the situation of new labour immigrants which the contemporary politics call `multiculturalism?. The principle in multiculturalism, particularly fort the members of the post colonial states, is to demonstrate a resistance to the politics of assimilation which Jews stooped after the Jewish and Euroepan Enlightenment. Moreover, these new labour immigrants creating their own cultural products, opposed to their mirroring in the culturals products of the colonial era. Even these immigrants have started to manipulate the world of literature in many countries with their successful works that narrate their experience of being a stranger in a country they were born into.According to the contemporary theories of identity, our identities are social facts that are shaped by the wishes and the needs of the societies we are living in and as Eve Sedgewick Kosofsky claims all our identities are masks. Diasporic Jewish identity despite being regarded as religious identity, the discussions upon the features of the diasporic Jewish identity are still on going debates. Therefore, it could be claimed that Jewish identity is a mask that is still vague in shape.In this perspective, late twentieth century Jewish identity, the relationship of the Jewish communities with the people they live with, the identity problems of diaspora Jews in the works of diasporic Jewish authors are examined. It is observed that in their attempt to create the individual Jewish representation they use and challenge the anti-Semitic stereotypes and make them parodies.en_US
dc.identifier.endpage266en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=CwVIqqBuz1VkysVpueogAYlxoXKwTwI5CKZMmaILaoliQRHptiAwam7ojy-_A4Mo
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/88559
dc.identifier.yoktezid241390en_US
dc.language.isoenen_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectİngiliz Dili ve Edebiyatıen_US
dc.subjectEnglish Linguistics and Literatureen_US
dc.subjectDiasporaen_US
dc.subjectDiasporaen_US
dc.subjectEdebiyaten_US
dc.subjectLiteratureen_US
dc.subjectKimliken_US
dc.subjectIdentityen_US
dc.subjectKimlik arayışıen_US
dc.subjectSearch for identityen_US
dc.subjectKimlik oluşumuen_US
dc.subjectIdentity constructionen_US
dc.subjectYabancılaren_US
dc.subjectForeignersen_US
dc.subjectYahudileren_US
dc.subjectJewsen_US
dc.subjectYazarlaren_US
dc.subjectAuthorsen_US
dc.subjectÇok kültürlülüken_US
dc.subjectMulticulturalismen_US
dc.subjectİngiliz edebiyatıen_US
dc.subjectEnglish literatureen_US
dc.titleWandering Masks: Reconstructing the Jewish identity in diasporic narrativesen_US
dc.title.alternativeGezgin Maskeler: Yirminci yüzyilda Yahudi kimliğinin diasporik anlatı bağlamında yeniden yapılandırılışıen_US
dc.typeDoctoral Thesisen_US

Dosyalar