Denetimli serbestlik tedbiri ile tedavi kararı verilenlerde madde kullanım özellikleri I. eksen ve II. eksen tanılarının araştırılması

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2011

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

AMAÇ: Çalışmanın birinci amacı; denetimli serbestlik tedbiri tedavi kararı verilenlerde madde kullanım özelliklerinin, I. Eksen ve II. Eksen tanıları ile tedavi motivasyonunun tedaviye gönüllü başvuranlarla karşılaştırılmasıdır. İkinci amacı ise denetimli serbestlik bağımlılık tedavisi gören grupta tedavi sonucunu etkileyen faktörlerin incelenmesidir. YÖNTEM: Bu çalışma ilk aşamasıyla kesitsel, analitik bir epidemiyolojik çalışma; ikinci aşamasıyla da açık, kontrolsüzbir deneysel çalışma olma özelliğindedir. Örneklem İzmir, Karşıyaka, Ödemiş ve Bergama Denetimli Serbestlik ve Yardım Şube Müdürlüklerinden gönderilen Türk Ceza Kanunun'nun 191. maddesi uyarınca haklarında denetimli serbestlik tedbiri ile tedavi kararı verilen hükümlüler ile Ege Üniversitesi Psikiyatri AD. Bağımlılık Tedavi Birimi'ne (BTB) kendi isteğiyle başvuran olgulardan oluşmuştur. İlk aşamada denetimli serbestlik (DS, N=50) ve gönüllü tedavi (GT, N=50) gruplarının sosyodemografik verileri, madde kullanım özellikleri, I. ve II. eksen tanıları ile tedavi motivasyonları karşılaştırılmıştır. İkinci aşamada ise, DS grubunun denetimli serbestlik bağımlılık tedavi programı (DSBP) tedavi yanıtı ve tedavi yanıtına etki eden faktörler incelenmiştir. Zeka geriliği, bilişsel bozukluğu olan, okuma yazma bilmeyen, 18 yaş altı-65 yaş üstü, ağır duygudurum bozukluğu olan, aktif psikotik bozukluk tanılı olgular dışlanmıştır. İlk aşamada, çalışmayı kabul eden her iki gruptan katılımcılar için olgu rapor formu doldurulmuştur. Takiben SCID-I uygulanmıştır. Madde kullanım bozukluğu tanısını karşılayanlar ya da madde kulladığını beyan eden ve dışlama ölçütlerini karşılamayanlar tedavi başvurusuna göre DS veya GT grubuna alınmıştır. İki hafta arayla yapılan ikinci görüşmede ise gruplara SCID-II ve tedavi motivasyon anketi (TMA) uygulanmıştır. İkinci aşamada ise DS grubuna altı haftalık DSBP uygulanmıştır. Toksikolojik tetkikler; ilki tedavi öncesi olan; altı haftalık tedavi programı boyunca iki hafta arayla yapılan toplam dört ölçümden oluşmuştur. DS grubunun tedavi yanıtı; tedaviye katılım, tedavi programına uyum ve toksikolojik testlere göre değerlendirilmiştir. BULGULAR: DS grubunun öğrenim düzeyi GT grubundan anlamlı düşük saptanmıştır (p<0.001). İki grup da ilk tercih maddesi olarak çoğunlukla kannabisi; ancak GT grubunda opiyat ve benzodiyazepinler (BDZ) de önemli oranda ilk tercih olmuştur (p<0.001). Birden çok madde kullanımı GT grubunda anlamlı olarak daha fazla saptanmıştır (DS ve GT için; %22 ve %46, p:0.012). TMA alt ölçeklerinden yalnızca dışsal motivasyon puan ortalaması DS grubunda GT grubundan daha yüksek olup (p<0.001); içsel motivasyon, kişiler arası yardım arama ve tedaviye güven GT grubunda DS grubuna göre daha yüksek bulunmuştur (sırasıyla p:0.001, p:0.002 ve p:0.001). DS ve GT arasında I. Eksende yaşamboyu kannabis (%100 ve %88; p:0.027), opiyat (%4 ve %32; p:0.001), kokain (%12 ve %32; p:0.03), uçucu (%10 ve %48; p<0.001) ve alkol (%98 ve %80; p:0.011) kullanım bozukluklarının dağılım farkı anlamlı saptanmıştır. Alkol ve madde kullanım bozukluğu (AMKB) dışı I. eksen tanılarından yaşamboyu duygudurum bozuklukları da iki grupta farklı dağılmıştır (DS ve GT için; %60 ve %90; p:0.001). II. Eksen tanıları iki grup arasında farklılık göstermemiştir. Ancak tek tip kişilik bozukluğu daha çok DS (%42) grubunda, birden çok kişilik bozukluğu birlikteliği ise GT grubunda (%38) daha sık saptanmıştır (p<0.001). DS grubunda en sık kişilik bozukluğu antisosyal (%38), GT grubunda ise sınırda kişilik bozukluğu (%54) olmuştur. DS grubunda tedavisi olumsuz sonuçlananlarda ek uçucu kullanımı (p:0.045), psikososyal sorunlar (p:0.013 ve p:0.028) ve önceki tedavi öyküsü varlığı (p:0.017) olumlu sonuçlananlardan anlamlı daha sık saptanmıştır. Kişiler arası yardım arama puanları yüksek ve ilk idrar toksikolojisi pozitif saptanan olgularda anlamlı sıklıkta tedavi olumsuz sonuçlanmıştır (sırasıyla p:0.012 ve p:0.036). Yaşamboyu duygudurum bozukluğu olanlarda (p:0.033), birden fazla kişilik bozukluğu olanlarda (p:0.025) veya duygudurum bozukluğu ektanılı kişilik bozukluğu olanlarda (p:0.007) tedavi sıklıkla olumsuz sonuçlanmıştır. Tedaviyi tamamlayanlarda tüm TMA alt ölçeklerinde artış olmuş; kişiler arası yardım arama ve dışsal motivasyondaki artış anlamlı değerlendirilmiştir (sırasıyla p:0.012 ve p:0.039). TARTIŞMA: Literatürle uyumlu olarak her iki grup da erken erişkinlik döneminde olup, grupların madde kullanım özellikleri ile I. ve II. eksen tanılarında farklılıklar göze çarpmıştır. Buna göre tedavi öncesinde, GT grubu DS grubuna göre daha ciddi bir profil çizmiştir. DS grubu DSBP'ndan yararlanmıştır. DSBP tedavi yanıtını öngörmede toksikoloji değerli bir kantitatif yöntemdir. Madde kullanım özellikleri ile psikopatolojinin ağırlığı yanında psikososyal destek yetersizliğinin de tedaviyi olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Gelecekteki çalışmalar, tedaviye güvensizliğin altında yatan nedenlere ışık tutmaya yönelik olmalıdır.;Denetimli serbestlik, zorunlu tedavi, motivasyon, I. Eksen, kişilik, tedavi sonucu.;Probation, coerced-treatment, motivation, axis I, treatment outcome.

Açıklama

Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2011

Anahtar Kelimeler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye