Eşitsiz gelişme ve mekânsal ayrışma üzerine karşılaştırmalı bir analiz: İzmir (Karşıyaka) örneği

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2019

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Mekânsal eşitsizlik sonucunda ortaya çıkan ayrışma, sosyal kutuplaşma ve sosyal dışlanma günümüzün kentsel tartışmalarında merkezi kavramlar arasındadır. Bu çalışmanın amacı, İzmir (Karşıyaka) kentinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik özelliklerinin mekânı nasıl şekillendirdiği ve bunun kentsel mekânda nasıl bir ayrışma yarattığının incelenmesidir. Çalışmada genel olarak metropol kentlerde eşitsiz gelişmeyle oluşan mekânsal ayrışma faktörü üzerine tartışmalar mahalle ölçeğinde karşılaştırmalı olarak ele alınmış ve bu genel araştırma hedefine ulaşmak amacıyla eleştirel teori bir çerçeve olarak seçilmiştir. Bu genel çerçeve içinde mekânı toplumsal ilişkileri üreten ve tüketen bir unsur olarak odağa alan modern Marksist yaklaşım ve özellikle insan-yer ilişiklerine dikkat çekerek, yer duygusuna vurgu yapan hümanist yaklaşım temele alınmıştır. Ayrıca Henri Lefebvre, David Harvey, Edward Soja’nın modern Marksizm ve eleştirel toplumsal teoride mekânı yeniden ileri sürülme çalışmalarına yer verilmiştir. Sosyo-ekonomik eşitsizliğin olumsuz etkileri özellikle 1970 sonrasında kapitalist ekonominin yeniden yapılanması ile birlikte Türkiye’de kaygı verici bir şekilde artmaya başlamıştır. Bu durum sosyal bütünlüğü ve istikrarı tehdit edici bir unsur olarak görülmektedir. Şaşırtıcı bir şekilde, yükselen sosyo-ekonomik eşitsizliğin neden olduğu sonuçların mekânsal boyutları hakkında nispeten az şey bilinmektedir. Çalışma alanı olarak belirlenen Karşıyaka İlçesi, bir tarafı orta-üst ve üst sınıf tarafından talep edilen kapalı yerleşimler ile yenilenmeye başlayan dokusuyla, diğer tarafı göçün de etkisiyle yoğunlaşan alt ve orta gelir grubunun köhnemiş tarihi binaları ile eşitsizliklerin ve çelişkilerin birlikte aynı zamanda gözlenebileceği bir mekân olarak dikkat çekmektedir. Mekânsal eşitsizliğin çok boyutlu olarak irdelenmeye çalışıldığı çalışmada karma araştırma yöntemi kullanılmış, her iki örneklem alanından toplam 220 kişiye çeşitli yapılardan oluşan anket uygulanmış ve veriler SPSS programı ile analiz edilmiştir. Bunun yanı sıra çalışma bulgularını desteklemek amacıyla 13 kişi ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yapılmış, bulgular MAXQDA programı ile desteklenen içeriz analiz ile ortaya konulmuştur. Araştırma bulguları, çalışma alanında sosyo-ekonomik kaynakların mekâna dağılımındaki eşitsizliklerin mekânsal ayrışmayı artırdığını göstermiş ve toplumsal sınıflar arasındaki mesafenin kentlerin sürdürülebilirliği ve sosyal refahı açısından önemli bir problem olduğunu ortaya koymuştur.
Decomposition, social polarization and social exclusion are central concepts in today's urban debates resulting from spatial inequality. The aim of this study is to investigate how the socio-economic characteristics of the population living in Izmir (Karsiyaka) shape the environment and how this formation creates a differentiation in urban space. In this study, the debates on the spatial differentiation factor caused by unequal development in metropolitan cities are discussed comparatively at the neighborhood scale and critical theory is chosen as a framework in order to achieve this general research objective. In this general framework, the modern Marxist approach that focuses on space as a factor that produces and consumes social relations, and the humanist approach emphasizing the sense of place, drawing attention to human-place relations, are taken as a basis. In addition, the Works of Henri Lefebvre, David Harvey, Edward Soja on rediscovering space in modern Marxism and critical social theory are included. The negative effects of socio-economic inequality, has increased in a worrisome way in Turkey especially with the restructuring of the capitalist economy after 1970. This situation is seen as a threat to social integrity and stability. It is surprising that little is known about the spatial dimensions of the consequences of rising socio-economic inequality. Karsiyaka District, which is determined as the area of the study, draws attention as a place where inequalities and contradictions can be observed together on the one hand, with the texture that has started to be renewed with the closed settlements demanded by the middle-upper and upper class, on the other hand with the dilapidated historical buildings of the lower and middle income groups intensified by the effect of migration. In the research, a mixed research method was used, a questionnaire consisting of various structures was applied to 220 people from both sample areas and the data were analyzed with SPSS program. In addition, semi-structured in-depth interviews were conducted with 13 people in order to support the study findings, and the findings were revealed through content analysis supported by the MAXQDA program. The findings of the study showed that inequalities in the distribution of socio-economic resources in the study area increase spatial differentiation and that the distance between the social classes is an important problem for the sustainability and social welfare of the cities.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kent, Eşitsiz Gelişme, Mekânsal Ayrışma, Neoliberalizm, Mekân, City, Unequal Development, Neoliberalism, Space, Spatial Differentiation

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye