Posterior uretral valv olgularında ürodinamik izlem

Küçük Resim Yok

Tarih

2001

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

ÖZET Posterior uretral valv hastalığı yenidoğan döneminden itibaren tedavi edilmediği taktirde meydana getireceği komplikasyonlar nedeni ile morbiditesi kabul edilemeyecek kadar ağır bir patolojidir. Bu noktada hastalığın erken tanısı önemlidir. Bu amaçla prenatal dönemde yapılan gebelik takip ultrasonografîk incelemelerin deneyimli kişilerce yapılması özel önem taşımaktadır. Hastaların postnatal dönemde var olan şikayetlerinin genel olarak nonspesifik alt üriner traktus semptomlarından oluşması ve buna yanlış teşhis ve tedavinin eklenmesi hastalar için çok değerli olan zamanın kaybına yol açmaktadır. Posterior uretral valv'li 30 olgunun kayıtları retrospektif olarak incelenmeye alınmış, ürodinamik tetkikleri yetersiz olan olgular çağrılarak işlem tekrarlanmıştır. Çalışma sonucunda ürodinamik parametreler açısından olguların dolma fazında maksimum basınç, mesane kapasiteleri (ölçülen/ beklenen), kan üre-kreatinin düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamış ancak ortalama değerler göz önüne alındığında, dolma fazında maksimum basınç değerlerinde halen üst üriner traktus zedelenmesi açısından risk seviyesinde olmakla birlikte azalma, kan kreatinin seviyelerinde üst üriner traktus zedelenmesini gösterir şekilde kabul edilir üst sınırın üzerinde değerler elde edilmiş, kompliyans değerlerinin yaşla birlikte arttığı ve bunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu ve kompliyans değerlerinde başlangıca göre iyileşme bulunduğu görülmüştür. Çalışmamızda yer alan ve erken dönemde (0-lyaş) valv ablasyonu uygulanan olguların ilk ve bir yaşlarındaki ürodinamik inceleme sonuçlarını değerlendirdiğimizde kapasite ve kompliyans parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. Bu sonucu göz önüne aldığımızda erken 68dönemde valv ablasyonu yapılması sonucu mesanenin rahatladığını, antenatal dönemde meydana gelmiş olan zedelenmenin postnatal dönemde geri dönüşümsüz hale gelmeden iyleşme gösterebileceğini düşünmekteyiz. Ürodinamik incelemeler sonucunda elde edilen işeme basıncı değerleri incelendiğinde başlangıç değerlere göre işeme basıncının istatistiksel olarak anlamlı şekilde azaldığı saptanmış ve bu durum mesane önündeki engelin kalkması sonucu detrusorun rahatlayarak mesanenin daha düşük basınçla boşalabildiği şeklinde yorumlanmıştır. Ürodinamik incelemeler sonucunda rezidü idrar miktarları ele alındığında, bu değerlerin yaş gruplarına göre dağılımını takiben yapılan istatistiksel çalışmada yaşla bu parametreler arasında anlamlı bir korelasyon saptanmamıştır. Ortalama değerler göz önüne alındığında yaşın artması ile birlikte rezidü miktarlarının azaldığı görülmektedir. Posterior uretral valv hastalarında valv rezeksiyonundan sonra yüksek oranlarda alt üriner sistem disfonksiyonu görülmekte, detrusor instabilitesi, düşük kapasite ve kompliyans, yüksek rezidü idrar miktarı ve yüksek dolma fazı ve işeme basınçları en sık görülen ürodinamik bulgular olmaktadır. Doğum sonrası erken dönemde valv ablasyonu ilk yaş içinde ürodinamik bulgularda düzelme sağlayabilmekte, daha geç başvuran hastaların prepubertal dönemdeki ürodinamik izleminde tedaviye rağmen mesane disfonksiyonu bulgularında fazla değişikilik olmamaktadır. Disfonksiyon sürmesine rağmen, uygun yöntemlerle kontrol altında tutulursa renal fonksiyonlar stabil seyretmektedir. 69

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Çocuk Cerrahisi, Pediatric Surgery

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye