Atipik antipsikotik ilaç kullanan şizofrenik bozukluklu hastalarda obsesif-kompulsif belirtilerin araştırılması

dc.contributor.advisorAlper, Yusuf
dc.contributor.authorKayahan, Bülent
dc.date.accessioned2024-08-19T19:48:00Z
dc.date.available2024-08-19T19:48:00Z
dc.date.issued2000
dc.departmentEge Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Psikiyatri Ana Bilim Dalıen_US
dc.description.abstractÖZET Klozapinin şizofreni tedavisinde kullanılmaya başlanması, bu hastalığın tedavisinde dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Bu ilacın hem klasik antipsikotiklere yanıt veren hem de dirençli şizofrenide, diğer antipsikotiklere göre daha fazla etkinliğe sahip olduğunun gösterilmesi, psikofarmakoloji alanındaki en heyecan verici gelişmelerden biri olmuştur. Klozapinle beraber 'atipik antipsikotik' kavramı ortaya çıkmıştır. Klozapine benzer etki mekanizmasına sahip yeni atipik antipsikotik ilaçlar (Risperidon, olanzapin, quatiapine..vb) şizofreninin tedavisinde kullanılmaya başlamıştır. Tüm yeni antipsikotikler için 'atipiklik1 kavramını kullanmak doğru değildir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda atipik antipsikotiklerin, tipik antipsikotiklere göre yaşam kalitesi, sosyal işlevsellik ve ilaç tedavisine uyum alanlarında üstün olduğu gösterilmesine rağmen, bu ilaçlarla ilgili olarak şizofrenik bozukluklu hastalarda obsesif- kompulsif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olduğu veya daha önceden var olan obsesif- kompulsif belirtileri daha da şiddetlendirdiği şeklinde olgu bildirimleri ve bu konuda birkaç çalışma yayımlanmıştır. Obsesif-kompulsif belirtilerin yapılan çalışmalarda, şizofrenik bozukluklu hastalarda olumsuz prognoza neden olduğu, hastayı daha da yetersizleştirdiği, anksiyeteye yol açtığı ve sosyal işlevsellikte de kalıcı ve belirgin bozukluğa neden olduğu gösterilmiştir. Atipik antipsikotik ilaçların gerçekten bu olumsuz yan etkiye neden olup olmadığını saptayabilmek, ve bu konuda bir kanıya varabilmek amacıyla bu çalışmayı yapmanın yararlı olacağı düşünülmüştür. Elde edilecek sonuçların, atipik antipsikotik tedaviyle ilgili olarak klinisyenlerin daha dikkatli olmasına neden olabileceği ve şizofreninin gidişinde ve tedavisinde sorun yaratabilecek obsesif-kompulsif belirtilerin daha iyi anlaşılmasına ve tanınmasına yardıma olacağı düşünülmüştür. Bu çalışmada ülkemizde kullanılmakta olan üç farklı atipik antipsikotikle tedavi edilen bir grup hastayla, tipik antipsikotiklerle tedavi edilen bir grup hasta iki aylık izlem boyunca birincil amaç olarak obsesif-kompulsif belirtilerin ortaya çıkması veya daha önceden var olan obsesif-kompulsif belirtilerin daha da şiddetlenmesi yönünden karşılaştırıldı. Bunun dışında atipik ve tipik antipsikotik kullanan hastalar depresif belirtiler, bilişsel işlevler, pozititif psikotik ve negatif belirtiler yönünden de karşılaştırıldı. Bu arada hastalarda değerlendirilen tüm ölçekler ve kullanılan ilaç dozları arasında da anlamlı ilişki olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmaya 18-55 yaşlan arasında, DSM-IV ölçütlerine göre şizofrenik bozukluk tanısı alan, atipik antipsikotik grubunda 38 ve tipik antipsikotik grubunda 25 olmak üzere toplam 63 hasta alındı. Atipik antipsikotik grubunda 7 ve tipik antipsikotik grubunda 1 hasta ilk 56görüşmeden sonra değişik nedenlerden dolayı çalışmadan ayrıldılar ve izlemleri yapılamadı. Değerlendirmeler 55 hastayla iki ay boyunca sürdürüldü. Çalışma deseni, değerlendirmeleri yapan araştırmacı hastaların kullandığı ilaçlara kör olarak planlandı. Hastalarda obsesif- kompulsif belirtiler Y-BOCS ölçeğinin Obsesyonlar için alt ölçek toplam puanı, Kompulsiyonlar için alt ölçek toplam puanı ve Y-BOCS tüm ölçek toplam puanı dikkate alınarak değerlendirildi. Depresif belirtiler HDRS, bilişsel işlevler KKM, pozitif psikotik belirtiler SAPS, negatif belirtiler ise SANS ölçekleri kullanılarak değerlendirildi. Her iki hasta grubu arasında obsesif-kompulsif belirtilerin ortaya çıkması veya daha önce var olan obsesif-kompulsif belirtilerin şiddetlenmesi yönünden anlamlı fark saptanmadı. Her iki hasta grubunda da depresif belirtiler, bilişsel işlevler, pozitif psikotik belirtiler ve negatif belirtilerde iki aylık izlem boyunca anlamlı düzelme görüldü. Atipik antipsikotik grubundaki hastalarda anlamlı olarak daha yüksek dozlarda antipsikotik ilaç ve SRİ kullanılırken, tipik antipsikotik grubunda anlamlı olarak daha yüksek dozda antikolinerjik ilaç kullanıldığı saptandı. 57en_US
dc.identifier.endpage6110en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=5T1_CZ5-UGb9QCmoURec4HoCgqZY-7n5vB1CwDoUpjpQ_6RPbbtWdW5wOQQe6bJN
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/87282
dc.identifier.yoktezid103554en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectPsikiyatrien_US
dc.subjectPsychiatryen_US
dc.titleAtipik antipsikotik ilaç kullanan şizofrenik bozukluklu hastalarda obsesif-kompulsif belirtilerin araştırılmasıen_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US

Dosyalar