Az görenlere yardım (İlk klinik sonuçlarımız)
Küçük Resim Yok
Tarih
1998
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
45 ÖZET: Her oftalmologun klinik hayatında en çok karşılaştığı hastalar, görmesini doğumdan itibaren ya da daha sonraki yıllarında çeşitli rahatsızlıklarından dolayı belli oranlarda kaybetmiş hastalardır. Bu hastalar toplumun hiç de azımsanamayacak büyüklükte bir parçasını oluşturmaktadırlar. Bu kişiler, genellikle sorunlu bireyleri oluşturmuşlar, toplumsal hayata uyum sağlamakta zorlanmışlar ve görsel yetersizlikleri nedeni ile hep tüketici konumunda olmuşlardır. Ancak ne yazık ki düşük görmeli hastaların görsel rehabilitasyonuna çoğu zaman için gerekenden daha az önem verilmiştir. Düşük görme terimi ve rehabilitasyonu 20. yüzyılın ikinci yansından sonra güncelleşmeye başlamıştır. Teknolojini hızla artmasına paralel olarak gelişen gerek optik gerekse optik olmayan düşük görme yardımcıları bu kişilerin kısıtlı olan görsel kapasitelerinin açığa çıkarmakta ve kişileri tekrar topluma kazandırmaktadır. Toplumsal gerçekler göstermektedir ki, düşük görenlerin görsel rehabilitasyonu herhangi en küçük göz merkezinde bile var olması gereken bir subklinik daldır. Ülkemizde, düşük görenlere yardım konusunda 1980'lerden sonra gelişmeler yaşanmış ve bir çok çalışmaların sonuçlan yayınlanmaya başlanmıştır. Bu tez hazırlığına başlayana dek, kliniğimizde ise bu hastalara görsel rehabilitasyon açısından planlı bir uygulama yapılamamıştır. Bizim bu çalışmamızdaki amacımız hem az gören hastalarımızı toplumsal hayatın bir çok koluna yeniden kazandırmak hem de kliniğimizde görsel rehabilitasyonun etkin biçimde uygulanmasını sağlamak, sonuçlarını bildirmektir. Çalışmamıza Ocak 1996 ile Eylül 1997 tarihleri arasında kliniğimize az görme şikayeti ile başvuran ve görmeleri standart optik tashihlerle arttırılamayan 71 hasta tez çalışmamıza dahil edilmiştir. Toplam 71 hastanın 39'unun senil maküla dejeneresansı, 9'unun optik atrofi, 6'sının dejenereatif miyopi, 6'sının Stargardt hastalığı, 3 'ünün koryoretinal distrofi, 2'sinin retinitis pigmentoza, 2'sinin rod-koni distrofisi, 2 sinin diabetik makülopati ve 2'sinin de diğer tanılara sahip oldukları tespit edilmiştir. Tüm hastalara optik tashih, biyomikroskopi, tonometri ve fundoskopiden oluşan rutin oftalmolojik bakı yapılmıştır. Gerekli görülen ve özellikle tanı zorluğu çekilen hastalarda görme alanı, elektroretinografi, elektrookülografi, görsel uyarılmış potansiyeller ve fundus flöresan anjiyografi tetkikleride uygulanmıştır. Binoküler görme varlığı VVorth'ün 4 nokta testi ile tespit46 edilmiştir. Hastalarımızın düşük görme yardımcıları muayeneleri, yüksek dereceli sferik camlarla ve Eschenbach 1696 numaralı düşük görme yardımcıları seti ile yapılmıştır. Uzak için düşük görme yardımcıları muayenesi toplam 62 hastamıza yapılmıştır. 9 hastamız ise uzak görmelerinden memnun olduklarını belirterek muayene olmak istememişlerdir. 62 hastanın muayene öncesi, en iyi gözlerinin uzak görme keskinlikleri Snellen eşeline göre ortalama 0.16+/-0.09 iken (2/200 ile 70/200 arasında) iken teleskopik yardım sonucunda ortalama 0.53+/-0.20 (4/200 ile 180/200) seviyesine çıkarılmıştır. 62 hastanın 55'inde (%88.7) her iki gözde de belirgin görme keskinliği artışı (en az iki Snellen eşel sırası) sağlanmıştır. 6 hastada (%9.6) görme keskinliğinde artış sağlansa da, bu artış hastanın yaşamına olumlu katkı yapacak seviyede olmamıştır. 55 hastamızda belirgin görme keskinliği artışı sağlanmasına rağmen, bu hastalardan sadece 20'sine (%36.3) teleskopik yardım reçetelendirilmiştir. Kalan 35 hastanın 30'u var olan uzak görmelerinin yeterli olduğunu belirtmişler ve teleskopik yardımı dar görme alanı ve odaklama problemlerinden dolayı kullanmak istememişlerdir. Diğer 5 hastanın görme keskinliklerinin her iki gözlerinde de 20/200'den az olarak tespit edilmesine rağmen, hastalar fiksasyon ve odaklama problemlerini neden göstererek yardımı kabul etmemişlerdir. Yapılan teleskopik yardımların 14'ü 1672 numaralı Kepler tipi teleskop, l'i 1635 numaralı Galile tipi teleskop ve 5 'i ise 1634 numaralı Galile tipi binoküler teleskoptur. Yakın yardımı için muayene ettiğimiz 71 hastada Keeler A serisi test kartları ile en iyi gözlerinde yakın görme keskinlikleri muayene öncesi Al 8 ile A7 arasında (Keeler A serisine göre ortalama 11.30+/-2.71) değişmekte olduğu saptanmıştır. Muayene sonrası ise, tüm hastaların en iyi gözlerinin yakın görme keskinlikleri A 18 ile A4 arasında (Keeler A serisine göre ortalama 5.95+/-2.52) olarak saptanmıştır. Yalan yardım sonucunda hastaların 61 'inde (%85.9 ) A7 ve daha iyi bir görme keskinliğine ulaşılmıştır. 3 hasta (%4.2) A8-A10 arası, 5 hasta (%7) ise All-A 13 arası yakın görme keskinliğine kavuşurken, 2 hastada (%2.8) yakın görme keskinliğinde artış sağlanamamıştır. Yakın görme için yardımı reçetelendirdiğimiz 62 hastanın 43 'üne yüksek sferik cam, 7'sine 1636-3 numaralı Galile tipi teleskopik sistem, 5'ine 1645-7 numaralı büyütücü sistem, 5 'ine 1672 numaralı Kepler tipi teleskopik sistem ve 2'sine de 1637-4 numaralı Galile tipi teleskopik sistem verilmiştir. Yüksek sferik camlar 18 hastaya binoküler olarak +6.00 D ile +10.00 D arasında verilirken, 15 hastaya monoküler olarak +14.00 ile +28.00 D arası uygulanmıştır.47 0-29 yaş arasındaki grupta %90.9 oranında, 30-49 yaş arasındaki grupta ise %100 oranında başarılı olunurken, basan oranlan yaşın ilerlemesi ile azalmış ve 50-69 yaş grubunda %83.4 ve 70 yaş üzerindeki grupta da %83.1'e gerilemiştir. A7 seviyesine çıkanlamayan hastalann yardım öncesi yakın görme keskinlikleri Keeler A serisine göre ortalama 15.4+/-1.77'dır. Bu ortalama (15.4+/-1.77), tüm hastalann ortalamasına (1 1.30+/-2.71) göre oldukça düşük bir yalan görme keskinliğini ifade etmektedir. Toplam hasta sayısına göre, dejeneratif miyopide (6/6), Stargardt hastalığında (6/6), koryoretinal dejenesansta (3/3), rod-koni distrofisinde (2/2) ve diabetik makülopatide (2/2) %100 başanya ulaşılmıştır. Optik atrofide (8/9) %88.88, retinitis pigmentozada (1/2) %50, senil maküla dejeneresansında ise (32/39) %82.05 oranında başarılı olunmuştur. Genel basan oranımız yalan yardım için %83.7 (62/71) olarak gerçekleşmiştir. Uzak görme yardımı için muayeneye alman hastalann %88.7 'sinde (55/62) belirgin görme artışı sağlanmış ancak sadece %36.3 hasta (20/55) uzak için teleskopik yardımı kabul etmiştir. Düşük görenlere yardımda, tüm dünyada kabul edildiği üzere, özellikle hasta yaşının artması ve muayene sırasındaki düşük görme keskinliği başanyı olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkemizde düşük görenlere yardım amacı ile kliniklere başvuran hastalar da ne yazık ki, hastalıklarının en son döneminde olan ve görmelerini büyük ölçüde kaybetmiş hastalar olmaktadırlar. Görmelerinin yanısıra moral motivasyonlannı da tamamen kaybetmiş olan bu hastalann düşük görme yardımcılanna adaptasyonlan da oldukça zor olmaktadır. Ancak, bu yardım ile toplumsal hayata yeniden kazandırılacak tek bir hastanın bile büyük önemi olacaktır
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Göz Hastalıkları, Eye Diseases, Göz hastalıkları, Eye diseases, Körlere ve sağırlara yardımcı aygıtlar, Sensory aids