Amniyotik membran ile yapılan yeni mikrovasküler anastomoz modeli
dc.contributor.advisor | Gürler, Tahir | |
dc.contributor.author | Erçin, Burak Sercan | |
dc.date.accessioned | 2020-11-18T01:07:38Z | |
dc.date.available | 2020-11-18T01:07:38Z | |
dc.date.issued | 2017 | en_US |
dc.date.submitted | 2017 | |
dc.department | Tıp Fakültesi | en_US |
dc.description.abstract | Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte özellikle ikinci dünya savaşı sonrası ciddi travmalar sonrası uzuv kayıpları gelişen tekniklerle azalmaya başlamış ve uzuv kurtarıcı cerrahiler ön plana çıkmaya başlamıştır. Uzuv kurtarıcı cerrahilerin artması mikrocerrahi tekniklerin ilerlemesi ile paralel olarak ilerlemiştir. Mikrovasküler anastomoz tekniğinin tanımlanması, mikrocerrahide en kritik cerrahi basamaklarından biri olmuştur. İlk damar anastomoz tanımı Alexis Carrel tarafından yapılmıştır (1). Carrel tarafından ortaya konulan prensipler doğrultusunda ilerleyen mikrocerrahi deneyimi, gelişen teknolojiyle birlikte yeni sütür materyalleri, cihazlar ve ilaçların bulunmasıyla yeni anastomoz yöntemlerinin tanımlanmasına neden olmuştur. Yeni yöntemlerin araştırılmasındaki temel amaçlar anastomoz sonrası damar patensini en yüksek yapan, damarı normal anatomisine en uygun Şekilde iyileştirici, lümende en az trombus oluşturucu, kolay öğrenilebilir ve hızlı uygulanabilir, maliyeti en ucuz anastomozu sağlayıcı yöntemleri geliştirmektir. Bütün bu amaç ıĢığında daha önce uygulanmamış bir model olarak amniyotik membran kullanılan anastomoz modeli uygulandı. 11 kontrol ve 11 deney hayvanı olmak üzere toplam 22 adet Wistar-Albino cinsi sıçan kullanıldı. Anestezi altında tek taraflı femoral arterleri kesilerek amniyotik membranın az sayıda dikişle kombine edildiği anastomoz modeli uygulandı. Kontrol grubuna ise konvansiyonel anastomoz tekniği uygulandı. Deney sonunda yapılan modelin damarların patensi ve histolojik yapısına olan etkileri değerlendirildi. Sonuç olarak, tüm anastomozlarda radyolojik ve makroskobik olarak patens saptandı. Hiçbir denekte tromboz veya anevrizma izlenmedi (n=0). Yapılan anjiyografik çalışmada kontrol ve deney gruplarında damar patensinin olduğu gözlendi. Deney grubunun anastomoz süresi istatistiksel olarak anlamlı Şekilde daha kısa sürede tamamlanmıştır. Histolojik çalışmalarda, anti-e-NOS boyama sonucunda deney grubunun endotelinin anlamlı olarak fazla boyandığı saptandı. Uygulanılan bu yöntem, mikrovasküler cerrahide, yeni bir anastomoz modelini tanımlamakta olup, sonuçları ek deneysel çalışmalar için ve kliniğe uygulanım açısından umut vaat edicidir. Ek çalışmalarla bu deneysel tekniğin klinik uygulamaya geçebileceği düşünülmektedir. | en_US |
dc.description.abstract | With the development of technology, especially after second world war, limb amputations have begun to decrease with developing surgical techniques and limb salvage procedures have begun to come to the forefront. The increase in limb salvage surgeries has progressed parallel to the development of microsurgical techniques. The identification of the microvascular anastomosis technique has been one of the most critical surgical steps of microsurgery. Microvascular anastomosis was first described by Alexis Carrel (1) The microsurgery experience advancing in the direction of the principles described by Carrel, along with the developing technology, new suture materials, devices and medicines have led to the identification of new anastomosis methods. The main goals of investigating the new methods are obtaining the highest post-anastomotic vessel patency, repairing the vessel in anatomic fashion with minimum thrombosis, inventing easy, fast and cheaper anastomose methods. For this purpose, an anastomosis model using amniotic membrane was performed as a model that was not performed before. A total of 22 Wistar-Albino rats, 11 control and 11 experimental animals, were used in this study. Under general anesthesia, anastomosis model was applied to rat femoral artery in which amniotic membrane was combined with few stitches. Conventional anastomosis technique was performed to the control group. At the end of the experiment, the effects of the model on the patency and histological structure of the vessels were evaluated. As a result, normal patency was determined radiologically and macroscopically in all anastomoses. No thrombosis or aneurysm was detected in any anastomoses (n:0) In the angiographic study, vessel patency was detected in control and experimental groups. The duration of the anastomosis of the experiment group was completed in a shorter period in a statistically significant manner. In histological studies, anti-e-NOS staining revealed that endothelin was significantly oversprayed in the experimental group. This method describes a new anastomosis model in microvascular surgery and The results are promising for additional experimental studies and for implementation in the clinic. With additional studies, we believe that this experimental technique can be put into clinical practice as an alternative to the conventional microvascular anastomose technique. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/60619 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.title | Amniyotik membran ile yapılan yeni mikrovasküler anastomoz modeli | en_US |
dc.title.alternative | A new microvascular anastomosis model by using amniotic membrane | en_US |
dc.type | Specialist Thesis | en_US |