Açık kalp cerrahisi sonrası akut böbrek yetmezliği gelişme sıklığı ve akut böbrek yetmezliği gelişmesine etki eden faktörler
Yükleniyor...
Tarih
2010
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda 1 Ocak 2009 ile 31 Aralık 2009 tarihleri arasında açık kalp cerrahisi operasyonu geçiren hastalar çalışmamızda retrospektif olarak incelendi. Preoperatif renal replasman tedavisi alanlar, off pump –koroner arter bypass greftleme (KABG) cerrahisi geçiren hastalar çalışmamıza dahil edilmedi. Hastaların preoperatif, intraoperatif ve postoperatif verilerinin retrospektif olarak dosya bilgilerinden tarandı. 336 olgudan 298’i çalışma kapsamına alındı.Bu 298 hastanın 89’u kadın(%30), 209’u (%70) erkekti.Hastaların 205’inin (%68,3) koroner arter hastalığı, 81’nin(%27,3) kapak hastalığı, 13’ü (%4,3) koroner arter hastalığı ve kapak hastalığı birlikte tanısı almıştı.41 hastanın ( %13,7) önceden geçirilmiş kalp cerrahisi öyküsü mevcuttu.12 hasta (%4) preoperatif dönemde unstabil anjinası vardı.44 (%14,8) hastanın geçirilmiş myokard enfarktüsü hikayesi mevcuttu.2 hastanın preoperatif dönemde kardiyojenik sok öyküsü mevcuttu.. Hastalar ek hastalık açısından değerlendirildiğinde 156 hastada (%52,3) hipertansiyon, 78 hastada diabetes mellitus(%26,2), ve 45 hastada hem DM hem de HT olduğu görüldü.Hastaların hepsi NYHA 4 sınıfındaydı. Preoperatif yoğun bakım ihtiyacı olan hasta sayısı 13(%4,3) olarak bulundu.298 hastanın 11’inde(%3,7) intraoperatif hipotansiyon geliştiği görüldü.208 hastada KABG(%69,3),74 hasta (%25) kapak cerrahisi, 16 hasta (%5,7) KABG ve kapak cerrahisi birlikte uygulanmıştı. ntraoperatif hipotansiyon gelişen hasta sayısı 11(%3,7) olarak görüldü. 45 hasta(%45)’da postoperatif dönemde atriyal fibrilasyon, pnömoni, plevral efüzyon, serebrovasküler atak, gastrointestinal komplikasyonlar gibi çeşitli komplikasyonlar geliştiği görüldü. Her iki cerrahiyi birden geçiren hastalarda postoperatif mekanik ventilasyon süresi ortalama 70 saat, sadece KABG geçirenlerde 11,7saat, sadece kapak cerrahisi geçiren hastalarda 8,5 saat olarak kaydedildi.. Postoperatif 12(%4) hastanın revizyona alındığı, 4(%1,3) hastanın hemodiyaliz tedavisi aldığı ve 6(%2) hastanın eksitus olduğu görülmüştür. Böbrek fonksiyonlarını etkileyen faktörlerin daha açık görülmesi için hastalar preoperatif kreatinin değeri normalken, postoperatif kreatinin değeri normal kalanlar(GRUP 1); preoperatif kreatinin değeri normalken, postoperatif kreatinin değeri yükselenler(GRUP 2); preoperatif kreatinin değeri yüksekken postoperatif kreatinin değeri daha da yükselenler(GRUP 3) olarak 3 gruba ayrılmışlardır. Preoperatif kreatinin değeri normalken postoperatif normal kalanların sayısı 182(%60,7), preoperatif kreatinin değeri normalken yükselenlerin sayısı 54(%18), preoperatif kreatinin değeri yüksekken postoperatif daha da yükselenlerin sayısı 62(%20,7) olarak bulunmuştur. Yas açısından gruplar kıyaslandığında Bonferroni testine göre 3 grup birbirinden farklı bulunmuştur. Postoperatif dönemde böbrek hasarı gelişen hastaların daha yaslı hastalar olduğu görülmüştür. Tanı açısından gruplar arasında Pearson Chi-Square testine göre anlamlı bir farklılık saptanmıştır.(P<0.05) Hastalar preoperatif ek hastalık ( DM, KOAH, HT, Nörolojik Disfonksiyon,KKY, Enfektif Endokardit, Pulmoner Hipertansiyon ) açısından gruplar kıyaslandığında diyabet ve hipertansiyonun renal disfonksiyon gelişmesi açısından anlamlı bir risk faktörü olduğu görülmüştür.(P<0.05).Hastanede ve yoğun bakımda kalış sürelerine göre gruplar kıyaslandıgında Kruskal-Wallis Testine göre farklılık gözlenmiş, Mann Whitney testine göre GRUP 1 ve GRUP 3’ ün fark yarattığı, GRUP 2 ve GRUP 3 arasında farklılık olmadığı gözlenmiştir. Postoperatif renal hasar gelişen hastaların hastane ve yogun bakım kalıs süreleri daha uzun bulunmuştur. Yaptığımız bu çalışmada ileri yas, koroner arter hastalığı ve kapak hastalığının ikisinin birlikteliği, preoperatif diyabet ve hipertansiyon varlığı renal hasar gelişmesi açısından risk faktörleri olarak bulunmuştur. Preoperatif dönemde hastaların ayrıntılı incelenmesi ve mümkün olan optimal sağaltımın yapılmasının, operasyon planının iyi yapılarak renal hasar gelişebilecek hastaların önceden tahmin edilmesi ve yaklaşımın buna göre değiştirilmesinin postoperatif mortalite ve morbiditeyi azaltma konusunda önemli bir yer tutacağı kanısındayız.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.B.D.