Türkiye’de Nörolojik Yoğun Bakım

dc.contributor.authorAkif Mehmet Topcuoğlu
dc.contributor.authorAyşe Kocaman Sağduyu
dc.contributor.authorŞerefnur Öztürk
dc.contributor.authorBijen Nazlıel
dc.contributor.authorHadiye Şirin
dc.date.accessioned2019-10-26T19:41:41Z
dc.date.available2019-10-26T19:41:41Z
dc.date.issued2011
dc.departmentEge Üniversitesien_US
dc.description.abstractSon 20 yıl içinde nörolojik yoğun bakım üniteleri sayesinde hayati tehlike yaratan nörolojik/nöroşirürjik kritik durumlarda sağkalım ve yaşam kalitesi dikkat çekecek oranda artmıştır. Bu nedenle nörolojik yoğun bakım ünitesi çağdaş üçüncü düzey hastanelerin as li bir unsuru haline dönüşmüştür. Nöroloji uzmanlık dalına ait özel monitörizasyon, muayene ve tedavi yöntemleri kritik nöroloji hastalarının “genel” yoğun bakım ünitelerinde yönetimini olanaksız hale getirdiğinden, çağdaş sağlık sistemlerinin bir taraftan üçüncü seviyede nörolojik yoğun bakım ünitesi kurulma ve geliştirilmesi çalışmalarına devam ederken diğer taraftan da bu hasta ların “mevcut” nörolojik yoğun bakım ünitelerine transferi için model oluşturması gerektiğini düşünenlerin sayısı giderek artmak tadır. Çağdaşlığın gerektirdiği bu plan ve strateji aynı zamanda etikolegal sorunların önüne geçebilmek için de bir zorunluluk ola rak görülmeye başlanmıştır.en_US
dc.description.abstractOver the last 20 years, emergence of neurointensive care units has provided a significant increase in the survival rate and quality of post-intensive care unit life of patients with life-threatening neurological and neurosurgical catastrophes. Therefore, the neurointensive care unit has become a fundamental part of contemporary third-level hospitals or referral centers. Due to the extensiveness of a specific examination, monitoring and treatment techniques and the methods unique to neurology, it is impossible to manage critical neurological patients in “general” intensive care units. As a result, there has been a progressive increase in the number of proponents stating that national health authorities “should” not only establish more and improve the existing neurointensive care units in all reference hospitals, but also (re)organize a transport and referral system to ensure that patients in need of neurointensive care units care are taken to these hospitals. As mandated by the modern critical care paradigm, the proposed plan and strategy can be suggested as a “sine qua non” for avoiding ethico-legal problems.en_US
dc.identifier.endpage16en_US
dc.identifier.issn1301-062X
dc.identifier.issue1en_US
dc.identifier.startpage7en_US
dc.identifier.urihttps://app.trdizin.gov.tr/makale/TVRJNE1UQTJOZz09
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/12287
dc.identifier.volume17en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizinen_US
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofTürk Nöroloji Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US]
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectNörolojik Bilimleren_US
dc.titleTürkiye’de Nörolojik Yoğun Bakımen_US
dc.title.alternativeNeurocritical Care in Turkeyen_US
dc.typeArticleen_US

Dosyalar