Kanama ve yara iyileşmesi riski olan hastaların minör oral cerrahi operasyonlarında uygulanan piezocerrahinin klinik sonuçlarının değerlendirilmesi

Küçük Resim Yok

Tarih

2012

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Minör cerrahi tedavi uygulanan yara iyilesmesi ve kanama riski olan diabetli kardiak hastalarda postoperatif dönemde sıklıkla yara iyilesmesi bozuklukları ve sekonder kanama gibi komplikasyonlar görülmektedir. Tüm cerrahi operasyonlarda oldugu gibi oral cerrahi operasyonlarda da öncelikli amaç; tedavi sırasında en az doku travması yaratarak daha düsük oranda komplikasyonlara yol açmak ve hastalara daha rahat bir postoperatif dönem saglayabilmektir. Piezoelektrik cerrahi teknigi, piezoelektrik ultrasonik titresimler kullanarak güvenli ve etkili osteotomiler yapılmasını saglayan, doku travmasını ve hasta morbiditesini en aza indirgeyen ve son yıllarda oral ve maksillofasiyal cerrahi operasyonlarda kullanımı artan yeni bir tekniktir. Bu klinik çalısmada, yara iyilesmesi ve kanama riski olan 30 hasta ile herhangi bir sistemik problemi olmayan 30 saglıklı hastada, piezoelektrik cerrahi cihazı ile yapılan minör cerrahi operasyonlar sonrası olusan fasiyal ödem, agız açıklıgı, agrı, hasta memnuniyeti, postoperatif enfeksiyon, alveolitis, yara iyilesmesi bozuklugu, sekonder enfeksiyon, innervasyon bozuklugu, sekonder kanamalar ve operasyon süresi açısından elde edilen postoperatif klinik sonuçların istatistiksel olarak karsılastırılması amaçlanmıstır. Fasiyal ödem ortalamaları saglıklı ve yas ortalaması küçük olan kontrol grubunda postoperatif 7.günde preoperatif degerlerine dönmüstür buna karsılık çalısma grubunu olusturan ve yasça oldukça büyük olan diabetli kardiak hastalarda 7.günde ödemin devam ettigi tespit edilmistir. Agız açıklıgı her iki grupta da 7.günde preoperatif degerlerine dönmemistir. VAS agrı skorları karsılastırıldıgında saglıklı ve yas ortalaması küçük olan kontrol grubunda, postoperatif agrı siddeti istatistiksel olarak anlamlı sekilde daha yüksek bulunmustur. Çalısma grubunda, postoperatif agrı 2.günde sıfır seviyesine inerken kontrol grubunda 7.günde sıfır seviyesine inmistir. Postoperatif enfeksiyon, alveolitis, yara iyilesmesi bozuklugu, sekonder enfeksiyon, innervasyon bozuklugu, sekonder kanamalar, hasta memnuniyeti ve operasyon süresi açısından her iki grupta istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıstır. Tüm hastalarda piezoelektrik cerrahi teknigi kullanımı sonrası, hasta memnuniyetinin yüksek oldugu gözlenmistir. Operasyon süresinin konvansiyonel cerrahiye göre piezoelektrik cerrahi tekniginde 3-4 kat daha uzun oldugu tespit edilmistir. Sonuç olarak, bu klinik çalısma doku travmasının ve hasta morbiditesinin azaltılmasında piezoelektrik cerrahi tekniginin hem çalısma hem de kontrol grubunda çok etkin ve güvenli bir teknik oldugu göstermektedir. Piezoelektrik cerrahi teknigi ile tedavi edilen çalısma grubunu olusturan ve yasça oldukça büyük olan diabetli kardiak hastalarda, operasyon içi ve sonrası konfora baglı olarak, hasta memnuniyeti piezoelektrik cerrahi teknigiyle anlamlı sekilde artmaktadır.;Piezo cerrahi, oral minör operasyonlar, diabetes mellituslu kardiak hastalar.;Piezo surgery, minor oral operations, cardiac patients with diabetes mellitus.

Açıklama

Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2012

Anahtar Kelimeler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye