Politics, satire and historical consciousness in contemporary American novel
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
The correlation between history and literature, particularly novel, has always been
an intriguing issue within the academic studies. The twist of history within a novel or, on
the other hand, a variable narration of a historical record provides an explicit proof that
both fields are closely interrelated. That is why one of the objectives of this study is the
exploration of this interaction between history and literature, particularly novel, through
the contemporary literary examples. Another important issue that we deal with in our
study is the concept of historical consciousness. Its projection and role of the
contemporary American novel in its establishment became another focal point.
Besides the historical aspect, the study explores the political issues and power
struggles within the contemporary literary texts. The formation, transformation, and
reproduction of power, which inevitably exists in every political issue and field, constitute
an important part of the dissertation. Analyzing the major characteristics of a political
novel, this study links such core issues of government and politics like power relations
and ideological apparatuses, that maintain the political structures, to the historical events
and the way those are represented within the narrative being discussed.
Furthermore, satire, as one of the strongest and effective tools of political
criticism, forms another dimension of this dissertation. While satire represents a critical
stance and a point of resistance against political and ideological structures, it also appears
as an important artistic rhetoric in literature and takes its place in political as well as
historical novels. In this context the relations between satire, politics, and American novel
are examined in order to disclose their contribution to this particular genre.
Subsequently, through the whole structure of the connections between completely
different grounds like history, politics and literature this study aims at revealing a
multidisciplinary perspective on the literary works of several prolific contemporary
American authors.
Tarih ile edebiyatın en güçlü yazın türü roman olan ilişkisi akademik çalışma ve araştırmalarının daima ilgi alanı içinde yer almıştır. Romanlarda karşılaştığımız tarihsel büküm ya da tarihsel olayların farklı biçimlerde kurguları bu iki alanın yakından ilişkili olduğunu ve birbirlerini besleyerek geliştiğini söylemek mümkündür. Buna bağlı olarak, çalışmamızın amaçlarından bir tanesi edebiyat ile tarih arasındaki ilişkinin roman bağlamındaki gelişimini, benzerlik ve karşıtlıklarını çağdaş dönemdeki yansımalarıyla birlikte ortaya koymaktır. Tezimizin içinde ele aldığımız önemli bir diğer önemli konu ise tarihsel bilinç kavramıdır. ABD ülkeler tarihi açısından kısa bir geçmişe sahip olmakla birlikte siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda yaşadığı gelişmeler insanlık tarihinde benzerine az rastlanabilecek dönüşüm ve tecrübeleri içinde barındırmaktadır. ABD’nin sadece bir ülke değil aynı zamanda yeni bir kıta olması, ulus kimliğini olabildiğince eski dünyadan uzak tutma gayreti, bu ülke insanlarının tarihsel bilinç ve referanslarının ülke sınırları içinde kalmasına ve dünyanın diğer bölgelerine uzak kalmasını beraberinde getirmiştir. Buna bağlı olarak, yetişen nesiller kendi kabukları içinde kalarak, “ayrıcalıklı” bir Amerikan tarihi ve kimliği oluşturarak hem dünya hem de bazen kendi tarihsel bilinçlerinden ayrık kaldıklarını söylemek mümkündür. Çalışmamızda tarihsel bilinç kavramının romanlardaki izdüşümü ve bu bilincin oluşumundaki rolü gibi konular incelenmektedir. Tezimiz için seçilmiş olan romanların tarihselliğinin yanı sıra siyasi temaları içermesine dikkat edilmiş ve bu yapıları içinde açık ve gizil olgulara yönelik ideolojik çözümlemeler yapılması amaçlanmıştır. Siyasi olan her konu ve alan içinde kaçınılmaz olarak var olan güç kavramı ve mücadelesi, gücün oluşumu, dönüşümü, yeniden üretilmesi, rızaya bağlı olarak kabul edilmesi gibi kavramlar çalışmanın önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu bağlamda güç ve siyaset kavramlarının tarihsel süreçteki oluşumu ve gelişimi kuramsal olarak ele alınmış ve tezin özgün kısmı olan roman incelemelerinde siyasi/tarihsel yönlerin ön plana alınarak iktidar, siyaset, güç ilişkileri ve bu ilişkilerin sürekliliğini sağlayan yapıların/mekanizmaların roman anlatısı içinde nasıl işlendiği ortaya konulmaya çalışılmış ve referans olarak alınan gerçek tarihsel olayların romanlardaki temsiller ile karşılaştırarak edebiyat ve tarih çözümlemeleri bir arada yapılmıştır. Güç, siyaset ve edebiyat denildiğinde karşımıza çıkan diğer bir kavram ise siyasi mizah ve özellikle hiciv olmuştur. Hiciv, bir yandan siyasete karşı eleştirel bir duruş ve direniş noktasını temsil ederken, diğer yandan edebiyat içinde önemli bir sanatsal retorik olarak karşımıza çıkmakta ve siyasi romanlarda yerini almaktadır. Bu bağlamda çalışmamız içinde yer alan önemli bir konu olarak hiciv, siyaset ve edebiyat/roman arasındaki ilişkiler tarihsel, kavramsal ve romanlar üzerinden yapılan uygulamalar ile incelemesi yapılmıştır. Bu kavram aynı zamanda siyasetin ve tarihin kaçınılmaz bir parçası olan güç ve güç mücadelelerinin oluşturduğu mekanizmalara karşı bir direnç ve zaman zaman çözümlemelere yönelik bir anahtar olarak katkı sağlamıştır. Sonuç olarak tezimiz, genel çerçevede tarih, siyaset ve edebiyat gibi ayrı disiplinlerin aslında iç içe olduğu, edebiyat okumaları ile tarih ve siyasete ışık tutulabileceği, tarihsel süreçler ile edebi metinlerin birbiriyle son derece yakından ilişkili olduğu, bazen tarihin oluşturamadığı bilinci edebiyatın oluşturabileceği yukarıda değindiğimiz tema ve kavramlar bağlamında disiplinlerarası bir çalışmayı ortaya koymaktadır.
Tarih ile edebiyatın en güçlü yazın türü roman olan ilişkisi akademik çalışma ve araştırmalarının daima ilgi alanı içinde yer almıştır. Romanlarda karşılaştığımız tarihsel büküm ya da tarihsel olayların farklı biçimlerde kurguları bu iki alanın yakından ilişkili olduğunu ve birbirlerini besleyerek geliştiğini söylemek mümkündür. Buna bağlı olarak, çalışmamızın amaçlarından bir tanesi edebiyat ile tarih arasındaki ilişkinin roman bağlamındaki gelişimini, benzerlik ve karşıtlıklarını çağdaş dönemdeki yansımalarıyla birlikte ortaya koymaktır. Tezimizin içinde ele aldığımız önemli bir diğer önemli konu ise tarihsel bilinç kavramıdır. ABD ülkeler tarihi açısından kısa bir geçmişe sahip olmakla birlikte siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda yaşadığı gelişmeler insanlık tarihinde benzerine az rastlanabilecek dönüşüm ve tecrübeleri içinde barındırmaktadır. ABD’nin sadece bir ülke değil aynı zamanda yeni bir kıta olması, ulus kimliğini olabildiğince eski dünyadan uzak tutma gayreti, bu ülke insanlarının tarihsel bilinç ve referanslarının ülke sınırları içinde kalmasına ve dünyanın diğer bölgelerine uzak kalmasını beraberinde getirmiştir. Buna bağlı olarak, yetişen nesiller kendi kabukları içinde kalarak, “ayrıcalıklı” bir Amerikan tarihi ve kimliği oluşturarak hem dünya hem de bazen kendi tarihsel bilinçlerinden ayrık kaldıklarını söylemek mümkündür. Çalışmamızda tarihsel bilinç kavramının romanlardaki izdüşümü ve bu bilincin oluşumundaki rolü gibi konular incelenmektedir. Tezimiz için seçilmiş olan romanların tarihselliğinin yanı sıra siyasi temaları içermesine dikkat edilmiş ve bu yapıları içinde açık ve gizil olgulara yönelik ideolojik çözümlemeler yapılması amaçlanmıştır. Siyasi olan her konu ve alan içinde kaçınılmaz olarak var olan güç kavramı ve mücadelesi, gücün oluşumu, dönüşümü, yeniden üretilmesi, rızaya bağlı olarak kabul edilmesi gibi kavramlar çalışmanın önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu bağlamda güç ve siyaset kavramlarının tarihsel süreçteki oluşumu ve gelişimi kuramsal olarak ele alınmış ve tezin özgün kısmı olan roman incelemelerinde siyasi/tarihsel yönlerin ön plana alınarak iktidar, siyaset, güç ilişkileri ve bu ilişkilerin sürekliliğini sağlayan yapıların/mekanizmaların roman anlatısı içinde nasıl işlendiği ortaya konulmaya çalışılmış ve referans olarak alınan gerçek tarihsel olayların romanlardaki temsiller ile karşılaştırarak edebiyat ve tarih çözümlemeleri bir arada yapılmıştır. Güç, siyaset ve edebiyat denildiğinde karşımıza çıkan diğer bir kavram ise siyasi mizah ve özellikle hiciv olmuştur. Hiciv, bir yandan siyasete karşı eleştirel bir duruş ve direniş noktasını temsil ederken, diğer yandan edebiyat içinde önemli bir sanatsal retorik olarak karşımıza çıkmakta ve siyasi romanlarda yerini almaktadır. Bu bağlamda çalışmamız içinde yer alan önemli bir konu olarak hiciv, siyaset ve edebiyat/roman arasındaki ilişkiler tarihsel, kavramsal ve romanlar üzerinden yapılan uygulamalar ile incelemesi yapılmıştır. Bu kavram aynı zamanda siyasetin ve tarihin kaçınılmaz bir parçası olan güç ve güç mücadelelerinin oluşturduğu mekanizmalara karşı bir direnç ve zaman zaman çözümlemelere yönelik bir anahtar olarak katkı sağlamıştır. Sonuç olarak tezimiz, genel çerçevede tarih, siyaset ve edebiyat gibi ayrı disiplinlerin aslında iç içe olduğu, edebiyat okumaları ile tarih ve siyasete ışık tutulabileceği, tarihsel süreçler ile edebi metinlerin birbiriyle son derece yakından ilişkili olduğu, bazen tarihin oluşturamadığı bilinci edebiyatın oluşturabileceği yukarıda değindiğimiz tema ve kavramlar bağlamında disiplinlerarası bir çalışmayı ortaya koymaktadır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anahtar kelime mevcut olmadığı için bu alan boş bırakılmıştır.