Major depresif bozukluğu olan hastalar ve sağlıklı bireylerde duygu yüklü ifadelerin ödülü öğrenmeye etkisinin karşılaştırılması
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
GİRİŞ: Major depresif bozukluğun (MDB) çekirdek kriterlerinden biri anhedonidir. Bu hastalığın tanı, tedavi ve prognozunda önemli olan bu bulguyu değerlendirmek için ödül işleme sistemi kullanılır. Ödül ve ceza sisteminde görülen aşamalardaki işlev kaybı anhedoni olarak karşımıza çıkar. Bunun yanında bireylerin toplumdaki ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesini sağlayan sosyal kognisyon becerilerinin en başında emosyonel uyaranları doğru anlamlamak gelir. Depresif bireyler çevreden gelen emosyonel uyaranları negatif yönde yorumlama eğilimindedirler. Bu durum bireylerin toplumsal ilişkilerini olumsuz etkilemekte, toplumsal ilişkilerinin olumsuz olması da depresif belirtilerinin artmasına yol açmaktadır. Sonuç olarak bu durum bir kısır döngü yaratır. Tedaviye yanıtın azalmasına yol açar. Emosyonel uyaranlar ile ödül işleme sürecinin birlikte değerlendirilmesi, nöral yansımasının nasıl olduğunun bilinmesi; tanı, tedavi ve prognozu ön görme başarısını arttıracaktır. AMAÇ: Bu çalışmada, günümüzdeki en önemli toplumsal sağlık sorunlarından biri olan major depresif bozuklukta emosyonel uyaranın, ödül ya da ceza getirecek sinyali öğrenmeye olan etkisi araştırılmıştır. Buna ek olarak depresif bireylerde ödül - ceza duyarlılığının değerlendirilmesi mercek altına alınmış, hem ödül-ceza hem de emosyonel sürecin nöral izdüşümün nasıl değişeceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. HİPOTEZ: Negatif emosyon yüklü ifadelerin sonrasında gösterilen ödül getirecek ipucunu öğrenme başarısı depresif hastalarda pozitif ve nötr yüz ifadelerine oranla daha yüksektir. Depresif bireylerin ödül duyarlılığı sağlıklı bireylere göre daha düşüktür. YÖNTEM: Çalışmamız; hasta grubunda 33 kişi, sağlıklı kontrol grubunda 32 kişi ile tamamlanmıştır. Katılımcıların psikiyatrik muayenesinde SCID-I (Structured Clinical Interwiew for DSM IV; DSM IV için yapılandırılmış klinik görüşme), Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HAM-D-17), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Fiziksel Anhedoni Ölçeği (FAÖ) ve Sosyal Anhedoni Ölçeği (SAÖ), Davranışsal İnhibisyon Sistemi / Davranışsal Aktivasyon Sistemi Ölçeği (DİS/DAS Ölçeği), uygulanmıştır. Kişilerin psikiyatrik muayenesi ve ölçek uygulamalarından en fazla 1 hafta sonrasında 3 Tesla Manyetik Rezonans (MR) cihazı ile yapısal ve fonksiyonel görüntülemeleri tamamlanmıştır. Katılımcılara fonksiyonel MRG çekiminde uygulanan görevde bireylerden kapalı bir kart arkasındaki sayısının beşten büyük ya da küçük olmasını tahmin etmeleri istenmiştir. Bu tahmini öncesinde görecekleri olasılıksal ipucuna göre yapmaları talimatı verilmiştir. Kişiler doğru tahminleri için para kazanmış, yanlış tahminleri ya da cevap vermedikleri durumlarda para kaybetmişlerdir. Bu ödevde bireyler olasılıksal ipucundan önce kısa süreli emosyon içeren (mutlu, nötr, üzgün) yüz görmüşlerdir. Ancak MR öncesi verilen eğitimde bu yüzlerin karttaki değerden tamamen bağımsız olduğu ve dikkatlerini olasılıksal ipucu üzerinde yoğunlaştırmaları gerektiği vurgulanmıştır. Görüntü verileri olasılıksal ipucu periodu ve geribildirim periodu olarak ikiye ayrılmış ve analize dahil edilmiştir. BULGULAR: Hastalardaki HAM-D-17 ( p<0, 001), fiziksel anhedoni (p<0, 001), sosyal anhedoni ( p<0, 001) puanları kontrol grubuna göre anlamlı oranda yüksek tespit edilmiştir. Davranışsal inhibisyon-aktivasyon ölçeği alt puanları kontrol edildiğinde ise ödül duyarlılığının kontrol grubunda anlamlı oranda (p=0, 015) fazla olduğu bulunmuştur. Davranışsal verilerde katılımcıların ellerinde kalan parayı ifade eden net skor ve doğru yanıt sayılarında; istatistiksel olarak anlamlı etkilişim bulunamamıştır. Davranışsal verilerin ana etkileri incelendiğinde emosyondan ve gruptan bağımsız olarak olasılık değerleri arasında anlamlı ana etki saptanmıştır (p<0, 001). Ayrıca net skor ile DİS/DAS ölçeği alt puanlamasında davranışsal inhibisyon puanı ile istatistiksel olarak anlamlı negatif koralasyon tespit edilmiştir (p<0, 05). Görüntüleme sonuçlarında ise olasılıksal ipucu periodunda emosyon ana etkisi incelendiğinde sağ fusiform girus (F= 11, 66 p<0, 001 uncorr), sağ posterior singulat girus (F= 11, 11 p<0, 001 uncorr), ve sağ parahipokampüs (F= 8, 60 p<0, 001 uncorr) bölgelerinde anlamlı aktivasyon alanı gözlenmiştir. Alt grup etkileşimlerinde üzgün yüz gördükten sonra (nötr yüze göre) gelen olasılıksal ipucu periyodunda hasta grubunda sağ kaudat nucleus (t=4, 41 p<0, 001 uncorr) ve sol amigdalada (t=3, 79 p<0, 001 uncorr) aktivasyon alanı saptanmıştır. Mutlu yüz gördükten sonra (nötr yüze göre) gelen olasılıksal ipucu periodunda hasta grubunda anlamlı aktif alan tespit edilmezken aynı ipucu özelliklerinde kontrol grubunda bilateral superior frontal girus (t=4.69 p<0, 049 FWE), sol anterior singulat korteks (t=3.24 p<0.001 uncorr) ve sol orbitofrontal kortekste (t=4.17 p<0, 001 uncorr) aktivasyon tespit edilmiştir. Geri bildirim periodunda; geribildirim ana etkisi kaudat nükleus (p<0, 001 FWE ), putamen (p<0, 001 FWE ),, anterior ve posterior singulat girus (sırasıyla p=0, 005 FWE, p=0, 001 FWE ), ile orbitofrontal kortekste (p<0, 001 FWE ) istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ödül ve ceza arasındaki karşılaştırmalar hasta/ kontrol grubuna indirgenerek incelendiğinde kontrol grubunda (hasta grubuna göre) ödül gördüğü zaman (kaybettiğine göre) bu alanlardaki aktivasyonunun anlamlı olduğu görülmüştür. Bu veri hasta grubunda bu bölgelerdeki aktivasyonun azalmasından kaynaklanmaktadır. SONUÇ: Çalışmamızda depresif bireyler ile sağlıklı bireyler arasında, davranışsal verilerde emosyona göre olasılıksal ipucunu öğrenme ve net skor olarak fark bulunmamasına rağmen nöral yansımanın farklı olduğu tespit edilmiştir. Depresif bireylerde özellikle negatif emosyon sırasında bellek, dikkat ve öğrenme alanında rolü olan bölgelerde artmış bir aktivasyon gözlenmekte iken; pozitif emosyon ve ödül kazanma sırasında ise benzer bölgelerde aktivasyonun azaldığı tespit edilmiştir. Bu verilerle depresif bireylerin olumsuz emosyonları öğrenip kaydetmeleri ve bunun yanında ödüle duyarlılıklarının azalmasının nöral temelinin striatumu oluşturan kaudat nükleus ve putamen, bunun yanında amigdala, OFK, singulat korteksteki disregülasyondan kaynaklanabileceği söylenebilir. Klinik değerlendirme sırasında bu verilerin hatırlanması hem prognozu ön görmeyi sağlayacak hem de tedavi stratejilerini etkileyecektir.;Major depresif bozukluk (MDB), Emosyon, Ödül Ceza Sistemi, fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRG).
Açıklama
Araştırma Projesi elektronik ortamda bulunmaktadır.