Trionyx triunguis (Reptilia, Testudines)'in morfoloji ve osteolojisi, Anadolu'daki biotop ve dağılışı üzerinde araştırmalar ve biyolojisine dair bazı gözlemler

Küçük Resim Yok

Tarih

1978

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Güney Anadolu'da bulunan Nil Kaplumbağası (trionyx triunguis)'nın yurdumuzdaki dağılış ve biotopu morfoloji ve osteolojisi üzerinde araştırmalar yapılmış ve türün biyolojisine dair bazı gözlemlerde bulunulmuştur: Elde edilen sonuçlar: Türün Anadolu'daki dağılışı ile ilgili olarak materyal elde edilen mahaller; Boğaz-Köyceğiz; Horozlar köyü-Köyceğiz; Dalyan köy-Köyceğiz; kükürt ve Kargın gölleri-Köyceğiz; Lara plajı-Antalya; Serik Antalya; Tersakan çayı-Silifke; Karataş-Adana; Yumurtalık-Adana; Asi nehri, Samandağ-Antakya. Biotopla ilgili araştırmamızın en çok numune elde edilen mahaller şunlardır: Kükürt ve Kargın gölleri sisteminde yapılmıştır. Her iki gölün büyüklüklerini birbirleri ve denizle olan irtibatlarını gösteren detaylı bir harita verilmiş, göl sahillerinde varlığı saptanan bitkiler kaydedilmiş, göllerde yaşanan planktonik ve bentik canlılardan teşhis edilebilenler rapor edilmiştir. Kaplumbağalar dışında göllerde gözlenen diğer omurgalılara da değinilmiştir. Ayrıca göllerin maksimum-minimum derinliklerine farklı mevsimlere göre temperatür ve pH değerlerine ait fiziksel bilgiler de verilmiştir. Ergin bireylerin dış morfolojileri ile ilgili ölçümler; 19 erkek 3 dişi ve cinsiyeti belirlenememiş 5 numuneden ibaret toplam 27 numune üzerinde yapılmış Plastron boyu (PB) karapas boyu (CB) karapas eni (CE) en geniş karapas düzlemi (EGKD) baş genişliği (BG) rostrum boyu (RB) gibi ölçümler mm. cinsinden alınmıştır. Muhtelif vücut oranlarına ait indekslerle yapılan morfometrik ölçümler arasında bir korrelasyon olup olmadığı araştırılmış sadece CB ile CB/CE indeksi ve CB ile CB/PB indeksi arasında dikkate değer pozitif korrelasyonlar saptanmıştır. Bu konu ile ilgili veriler regresyon doğruları ve güvenilirlik yüzdeleri ile birlikte grafikler halinde verilmiştir. Ergin fertlerle ilgili olarak eşeysel dimorfizmin sadece kuyruk boyunda inhisar ettiği saptanmıştır. Ergin erkeklerde kuyruğun prekloakal bölgesi kloak açıklığını karapas posterior kenarı dışına bırakacak şekilde uzun dişilerde ise kısadır. Erginlerle juvenillerin renk ve desen durumu farklıdır. 1,5-2 yaşına gelmiş juvenillerde çok belirgin olan desen hayvan yaşlandıkça yavaş yavaş kaybolur. Genellikle koyulaşan zemin rengi hakim duruma geçer. Juvenillerde çok belirgin olan kirli zeytin yeşili kahverengi zemin üzerindeki açık sarı benekler yaşlanmayla birlikte küçülür ve sayıları artar, belirsizleşirler ve hatta tamamen yok olabilirler. Yaşa bağlı bu renk ve desen variasyonunu levhalarda gösterdik. İskelet sistemi Triondychid'lerde yeteri kadar araştırılmamış olduğundan literatürde bu konuda birbirini tutmayan ifadelere rastlandığından ve taksonomi'de önem taşıdığından araştırmamızda en fazla ağırlık osteolojik incelemelere verilmiştir. Ergin numune ve yavrularda iskelet sistemi birbirleriyle karşılaştırılarak ayrı ayrı ele alınmıştır. Ayrıca ergin numunelere ait humerus ve femur gibi uzun kemiklerden total enine kesitler histolojik preparat haline getirilmiştir. Mikroskopta tabi ve polarize ışık altında incelenen bu preperatlardan Trionyx triungius uzun kemiklerinde yaş yada büyüme halkaları denebilecek konsantrik halkalanmaların var olup olmadığı araştırılmıştır. İskelet sistemiyle ilgili olarak literatürde çelişkiye düşülen başlıca konular: Kafatasında: WEBB (1962) trionyx triunguis diyagnozunda pterygoidin opisthotikle çoğunlukla temas etmediği kaydeder. Bizim materyalimizde (14 kafatası,) bu 2 kemik her zaman temastadır. BOULENGER(1889) Trionyx'de pterygoid posterior sınırının dorsal'e (opisthotik'e) yönelik bir uzantı teşkil etmediğini kaydeder. Bizim materyalimizde hiç olmazsa bir kısmında LOVERİDGE ve WİLLİAMS (1957)'ın kaydettiği şekilde, böyle uzantılar vardır. BOULENGER(1889) Trionyx'de quadrato jugal'in jugal'i squamosum'dan ayırmadığı kanaatindedir. Bizim materyalimizde ayırır. ROMER(1956) göre vomein uzantısı Trionyxde intermaxillar foremene ulaşır. Bizim materyalimizde vomer daima maxillanın posteriorunda kalır. GRAY(1873) aşağı ve yukarı Nil kaplumbağaları çenelerinin durumuna göre ayrı sistematik kategorilere sokmuş; BOULENGER (1889) ise çenelerdeki yaşlılığın yaşlı fertlerde ortaya çıktığını iddia ederek tür ayrımı yapmayı uygun görmemiştir. BOULENGER'den sonra birçok yazar da bu fikre iştirak eder. Bizim materyalimizin içinde genç bir fert de bu durum gözlenmiştir. Aynı numunenin alt çenesinde BOULENGER'e göre trionyx triunguis de bulunması gereken symphysial sırt da mevcuttur. BOULENGERe göre T.triungualis de mandibula symphysis genişliği orbit çapına eşit yada daha fazladır. SIEBENROCK(1913) da aynı fikirdedir. Bizim materyalimizin %58,34 ünde durum bu yazarların belirttiği gibidir. Omurlarda: BOULENGER göre trionychidlerde 7. ile 8. boyun omuru arasındaki eklem gnglymoid tiptedir. ROMER sadece bir veya iki boyun omurunda bu eklem olabileceğini kaydeder. Bizim materyalimizde bu tip eklemler 8. ile 7.;7. ile 6. ve hatta bir dereceye kadar 6. ile 5. boyun omurları arasında görülür.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Anahtar kelime mevcut olmadığı için bu alan boş bırakılmıştır.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye