Küreselleşme ve uluslararası nükleer politikalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Küreselleşmenin meydana getirdiği ekonomik eşitsizlik ülkeler arasında büyük bir uçurumu ortaya çıkarmıştır. Uluslararası alan "gelişmiş" ve "az gelişmiş" ülkeleri olarak ikiye ayrılmıştır. Az gelişmiş veya gelişmekte olan "güney" ülkeleri "kuzey" ülkelerine tek taraflı bağımlıydı ve bu bağımlılık hala da sürmektedir. Bu ülkeler dış politikanın dışında kalarak kendilerini duyuramamakta ve çeşitli ambargo ya da ekonomik yaptırımlar yüzünden gelişememektedirler. Bu yüzden bu ülkeler uluslararası alanda önemli aktör konumuna gelmek ve devlet güvenliği ile ulusal çıkarlarını korumak için nükleer silahı geliştirerek caydırıcılık politika izlemektedirler. Nükleer silahların yayılmasının başlıca sebeplerinin diğeri de güvenlik anlayışının değişmesidir. 1990'lardan önce "eski güvenlik" anlayışı iki kutuplu sisteme göre değişmiştir. 1990'lardan sonra yeni güvenlik anlayışı tek kutuplu sistem ve küreselleşmenin meydana getirdiği dengesizliklere göre tanımlanmaktadır. Tehilkenin nereden geleceğini tahmin edemeyceğimiz belirsiz bir dönemde ülkelerin güvenlik konusunda nükleer silah programının önemi her gün daha da artmaktadır. ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin nükleer kulübünü oluşturan beş ülkedir. Bu ülkeler ardından nükleer silah edinme "güney" ülkeleri arasında yayılarak, Güney Asya ve Orta Doğu ülkelerine sıçramaktadır. Birbirini tehdit olarak algılayan bu ülkeler bölgede bir nükleer yarışa başlatmışlardır. Hindistan ve Pakistan ve İsrail örneğinden tanık olmaktayız. Yeni nükleer aktörler olarak değerlendirilen DKHC ve İran günümüzün uluslararası sorun haline gelmektedir. Bu çalışmada, nükleer silaha sahip olan ve nükleer silaha sahip olmaya çalışan devletlerin nükleer silah politikaları incelenmektedir.