Fasulye yetiştiriciliğinde mikorizal uygulamaların bazı hastalık etmenleri üzerine etkisi, alternatif yetiştiricilik koşullarında fitopatolojik sorunların belirlenmesi ve ekonomik analizi
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Dünyada üretilen yaklaşık 60 milyon ton baklagiller içerisinde fasulye 17.662.028 tonluk üretim miktarına sahiptir. Ülkemiz dünya taze fasulye üretiminde en önemli üreticiler arasında 3.sırada yer almakta ve yıllık üretim miktarı 587.967 tona ulaşmaktadır. Fasulye pas hastalığı [Uromyces appendiculatus (Pers.) C.K.], kök çürüklüğü hastalığı [Rhizoctonia solani (Kühn)], ve fasulye adi mozaik hastalığı (Bean common mosaic potyvirus) Ege Bölgesi koşullarında fasulyelerde zarar meydana getiren en önemli hastalıklardır. Bu hastalık etmenleri uygun iklim koşullarında önemli ürün kayıplarına ve tohum kalitesinde ciddi düşüşlere neden olmaktadır. Durum böyle olunca yapılan zirai mücadele faaliyetlerinin insan ve çevre sağlığı ile agroekosistem ve biyolojik denge üzerine muhtemel yan etkilerini azaltacak şekilde sürdürülebilir tarımsal üretim tekniklerine uygun yapılması son derece önemlidir. Bu çalışmada, fasulyede mikoriza uygulamalarının bitki koruma faaliyetlerinde sürdürülebilir bir uygulama olma durumunu ve entegre mücadele kapsamında kullanıldığında daha az fungisit kullanarak daha sağlıklı ve karlı bir üretim avantajı sağlama durumunu açıklığa kavuşturmak hedeflenmektedir. Elde ettiğimiz bulgulara göre mikoriza uygulaması hassas genotiplerde %40 oranında pas enfeksiyonunun azalışına ve %30,2 BCMV enfeksiyonunun azalışına neden olmuştur. Beklenin aksine kök çürüklüğü hastalığı üzerine herhangi bir etkisi bulunmamıştır. Arazi koşullarında yürüttüğümüz denemelere göre mikoriza uygulaması herhangi bir uygulama yapılmamış bitkilere kıyasla %34 oranında, fungisit uygulamaları ise %65 oranında pas hastalığı çıkışını engellemiştir. Çalışmada yer alan fasulye çeşit ve yerel popülasyonları hidproponik ve topraklı sistemlerde yetiştirilerek agromorfolojik özellikler bakımından incelenmiş ve incelenen özellikler bakımından genotiplerin özelliklerine ve kullanılan ortamlara bağlı olarak genotipler arasında yüksek varyabilite gözlenmiştir. Elde edilen verilere göre kullanılan üç çeşit için de toprak ortamındaki koşullarda daha yüksek verim elde edilmektedir. Perlitte yetiştiricilikte verim en düşüktür. Çeşit açısından karşılaştırma yapıldığında her üç yetiştirme yöntemi açısından 155T çeşidi en yüksek verime sahiptir.
Among the 60 million tons of legumes produced in the world, beans have a production amount of 17.662.028 tons. Turkey is in the 3rd place among the most important producers in the world green bean production and annual production amount reaches 587,967 tons. Bean rust disease [Uromyces appendiculatus (Pers.) C.K.], root rot disease [Rhizoctonia solani (Kühn)], and bean common mosaic disease (Bean common mosaic potyvirus) are the most important diseases causing damage to beans in Aegean Region conditions. These disease factors lead to significant crop losses and significant reduction in seed quality under favorable climatic conditions.So it is very important that the pest control activities are carried out in accordance with sustainable agricultural production techniques in order to reduce the possible side effects on human and environmental health, agroecosystem and biological balance. In this study, it is aimed to clarify the fact that mycorrhiza applications in beans are a sustainable application in plant protection activities and provide a healthier and profitable production advantage by using less fungicide when combined within the scope of integrated disease management. According to our findings, mycorrhiza application caused 40% decrease in rust infection and 30.2% decrease in BCMV infection in sensitive genotypes. Contrary to expectations, there was no effect on root rot disease. According to the experiments we conducted in field conditions, mycorrhiza application prevented rust disease outbreak by 34% and fungicide applications by 65% compared to the plants without any application. The bean cultivars and local populations were grown in hydroponics and soiled systems and examined in terms of agromorphological features. High variability was observed between genotypes depending on the characteristics of the them and the materials used. According to the data, higher yield is obtained for all three cultivars used in soil conditions. In perlite, yield is the lowest. In terms of variety, cultivar 155T had the highest yield in terms of all three cultivation methods.