Farklı ensizyon tekniklerinin implant arası papil dolumu sağlanması açısından karşılaştırılması
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2013
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
İmplant tedavisi günümüzde diş eksikliğini gidermede yaygın olarak kullanılan bir tedavi şekli haline gelmiştir. İmplantın osseoentegrasyonu ile ilgili çalışmalar fazla sayıda bulunurken implant çevresi yumuşak doku estetiği ile ilgili araştırmaların sayısı hala azdır. Özellikle implant çevresi estetiği sağlamak için önemli kriterlerden biri olan papilin interimplant bölgede oluşturulması ve korunması için yapılan klinik kontrollü çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Bu bilgiler doğrultusunda çalışmamızın amacı implant üstü açma operasyonu sırasında uygulanan konvansiyonel (mid-krestal) ensizyon ile I şekilli ensizyonun komşu implantlar arası papil oluşumda 6 aylık sonuçların değerlendirilmesidir. Çalışmada maksiller anterior ve premolar bölgesine yan yana en az iki implant yerleştirilmiştir. Toplam 40 adet implant yerleştirilerek I şekilli ensizyon grubunda 11, mid-krestal ensizyon grubunda 12 adet papil değerlendirilmiştir. Anterior maksilla bölgesinde rezorpsiyon bukkal kemikte fazla miktarda olduğu için her hastaya operasyon sırasında sığır kaynaklı kemik grefti ve kollagen membran yerleştirilmiştir. Tüm implantların implant üstü açma operasyonları 4 ay sonra gerçekleşmiştir. Gruplar implant üstü açma operasyonu sırasında belirlenmiştir. İmplant üstü açma operasyonundan sonra 3 hafta beklenip protez aşamasına geçilmiştir. İmplant üstü protezlerin tamamlanmasından sonra 1., 3. ve 6. ayda sondalanan cep derinliği (mm), keratinize mukoza genişliği (mm), modifiye plak indeksi ve modifiye sulkus kanama indeksi ölçülmüştür. Hastalardan kontrole geldikleri seansta 5 mm'lik yuvarlak kesitli 2 telin birleştirilmesiyla oluşmuş T şeklinde tel ile tam karşıdan fotoğraf alınmıştır. İmplantların yerleştirildiği seans, implant üstü protezlerin simantasyonu olduğu seans, 3. ay ve 6. ayda paralel teknikle dijital periapikal radyografi çekilmiştir. Çalışmada sondalanan cep derinliği her iki grupta tüm kontrol zamanlarında benzer bulunmuştur. Test ve kontrol grupları arasında hiçbir takip döneminde krestal kemik seviyesinde istatistiksel anlamlı değişim saptanmamıştır. Test grubunda kret tepesi-kontak noktası değerleri 0. ve 3. ay ile 0. ve 6. ay arasında istatistiksel olarak anlamlı ölçüde artmakta iken (p<0,05) kontrol grubunda kret tepesi-kontak noktası değerleri 0. ve 3. ay ile 0. ve 6. ay arasında istatistiksel anlamlı azalma göstermiştir (p<0,05). Gruplar arası başlangıç kret tepesi-kontak noktası değerler benzer bulunmuştur (p>0,05). Test ve kontrol grubu arasında farkın 3. ve 6. ayda anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0,05). Bu fark kontrol grubunda kret tepesi-kontak noktası değerlerinde artma olarak gözlenmiştir. Test ve kontrol grubunda grup içi papil indeksi değerleri başlangıç, 3. ve 6 aylık takip dönemlerinde benzer bulunmuştur (p>0,05). Gruplar arası papil indeksi değerlerleri başlangıca göre 3. ayda istatistiksel olarak anlamlı artış gösterirken (p<0,05) 3. aya göre 6. ayda bu fark istatistiksel olarak anlamlı saptanmamıştır (p>0,05). Test grubunda papil indeks değerleri istatistiksel olarak daha fazla bulunmuştur (p<0,05). Çalışmamızın sonuçlarına göre I şekilli ensizyon tekniği interimplant papil dolumu sağlanması açısından mid-krestal ensizyon tekniğine göre daha etkili bir yöntemdir. Estetiğin önemli olduğu bölgelerde bu tekniği kullanabiliriz.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Periodontoloji A.B.D.