Dystopic spaces as the chronotope of escape in H. G. Wells' The Time Machine and WhenThe Sleeper Wakes
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Dystopias emerged as a warning against the degenerate and corrupted system of the
society. Although utopias, which are based on Plato’s ideal state, and dystopias are regarded
as opposites, it can be seen that both have a great deal of features in common. Similar to
dystopias, the most important function of utopias is to maintain the order in the society. In
this regard, dystopias and utopias serve the same purpose.
This thesis examines H. G. Wells’ two novels, written during The Decadence Period in
England- The Time Machine and When The Sleeper Awakes, and is about the transformation
of the two characters during their travel into future while they are actually stuck within the
Victorian categories of the Decadence Period and left immobile. Thusly, this thesis aims to
prove that dystopias, contrary to the belief that they are anti-utopias, are, indeed, alternative
spaces and escape chronotopes in which characters, that are stuck in the societal categories
and left immobile, gain mobility.
In this thesis, Bakhtin’s concept of chronotope is examined and how dystopic spaces
turn into escape chronotopes is demonstrated based on Bakhtin’s adventure, road and
encounter chronotopes. Apart from Bakhtin’s definition of space, other definitions of space,
defined by theoreticians such as Bachelard and Foucault after the traditional concept of space
lost its meaning with the spatial turn in the twentieth century, are benefitted.
Distopyalar toplumun içinde yaşadığı çürümekte olan düzene karşı bir uyarı niteliğinde ortaya çıkmıştır. Temelini Platon’un devlet modelinden alan ütopyalar, distopyaların tam zıttı olarak düşünülse de ikisinin de ortak birçok özelliği olduğu görülmektedir. Tarihi daha eskiye dayanan ütopyaların da en önemli işlevi toplumda bir düzen sağlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında distopya ve ütopyaların aynı amaca hizmet ettiği görülmektedir. Bu tezde İngiltere’de Dekadans Dönemi’nde yazılmış H. G. Wells’in iki romanı, Zaman Makinası ve Efendi Uyanıyor, incelenmekte olup Dekadans döneminin Viktoryen kalıplarına sıkışmış ve adeta hareketsiz kalmış iki karakterin distopik uzama yaptıkları zaman aşırı seyahatleri sırasındaki dönüşümleri konu alınacaktır. Dolayısıyla, bu tezde kanıtlanmak istenen şey, distopyaların bilinenin aksine bir korku ütopyası olmaktan ziyade toplum kalıplarına sıkışmış, hareketsiz bırakılmış karakterlerin hareket özgürlüğü kazanabildiği alternative bir uzam, bir kaçış kronotopu olduğudur. Tezde Bakhtin’in kronotop kavramı incelenmiş olup, macera, yol ve rastlantı kronotopları esas alınarak distopik uzamların nasıl kaçış kronotoplarına dönüştüğü gösterilmektedir. Bakhtin’in yanı sıra, yirminci yüzyılda uzamsal dönüşle beraber geleneksel anlamını yitiren uzam kavramının Bachelard ve Foucault gibi kuramcılar tarafından yapılan tanımlarından yararlanılmıştır.
Distopyalar toplumun içinde yaşadığı çürümekte olan düzene karşı bir uyarı niteliğinde ortaya çıkmıştır. Temelini Platon’un devlet modelinden alan ütopyalar, distopyaların tam zıttı olarak düşünülse de ikisinin de ortak birçok özelliği olduğu görülmektedir. Tarihi daha eskiye dayanan ütopyaların da en önemli işlevi toplumda bir düzen sağlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında distopya ve ütopyaların aynı amaca hizmet ettiği görülmektedir. Bu tezde İngiltere’de Dekadans Dönemi’nde yazılmış H. G. Wells’in iki romanı, Zaman Makinası ve Efendi Uyanıyor, incelenmekte olup Dekadans döneminin Viktoryen kalıplarına sıkışmış ve adeta hareketsiz kalmış iki karakterin distopik uzama yaptıkları zaman aşırı seyahatleri sırasındaki dönüşümleri konu alınacaktır. Dolayısıyla, bu tezde kanıtlanmak istenen şey, distopyaların bilinenin aksine bir korku ütopyası olmaktan ziyade toplum kalıplarına sıkışmış, hareketsiz bırakılmış karakterlerin hareket özgürlüğü kazanabildiği alternative bir uzam, bir kaçış kronotopu olduğudur. Tezde Bakhtin’in kronotop kavramı incelenmiş olup, macera, yol ve rastlantı kronotopları esas alınarak distopik uzamların nasıl kaçış kronotoplarına dönüştüğü gösterilmektedir. Bakhtin’in yanı sıra, yirminci yüzyılda uzamsal dönüşle beraber geleneksel anlamını yitiren uzam kavramının Bachelard ve Foucault gibi kuramcılar tarafından yapılan tanımlarından yararlanılmıştır.