Selektif alfa-1 bloker kullanan hastalarda intraoperatif floppy iris sendromu

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2011

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Amaç: Çalışmamızdaki temel amacımız, BPH nedeniyle selektif alfa-1 bloker kullanan veya daha önce kullanmış olan hastaların katarakt ameliyatlarını inceleyerek IFIS insidansını araştırmak, hangi ilaçların bu tabloya daha sık neden olduğunu, ilaç kesilmesinin IFIS gelişimini azaltıp azaltmadığını ve IFIS gelişen vakalardaki komplikasyon oranlarının artıp artmadığını ortaya koymaktır. Gereç ve yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Kliniği’nde Kasım 2009 ve Haziran 2011 tarihleri arasında fakoemülsifikasyon yöntemiyle katarakt ameliyatı olmuş 79 erkek hastanın 89 gözüne ait tüm kayıtlı veriler retrospektif olarak incelendi. Selektif alfa-1 bloker kullanım öyküsü olan 38 hastanın 45 gözü hasta grubu, ilaç kullanım öyküsü bulunmayan 41 hastanın 44 gözü kontrol grubuna dahil edildi. Hasta grubu da kendi içerisinde halen ilaç kullananlar ve ilacı kesenler olarak iki alt gruba ayrıldı. Ameliyat öncesi ve sonrasında Snellen eşeli ile en iyi düzeltilmiş uzak görme keskinlikleri ölçüldü. Bu değerlerin Logmar eşdeğerleri hesaplandı. Yine ameliyat öncesi ve sonrasında santral korneal kalınlık ölçümleri (SKK) Scheimpflug kamera (Pentacam – 70700: Oculus, Wetzlar, Germany) ile yapıldı. Ameliyat öncesinde biyomikroskobik muayenede psödoeksfolyasyon (PXS) varlığı ve yatay slit ile pupiller dilatasyon miktarı ölçüldü. Goldmann aplanasyon tonometisi ile göz basıncı ölçümü, 90 D lens yardımıyla gözdibi muayenesi yapıldı. Katarakt sertliği LOCS III sistemine göre derecelendirildi (20). Görme keskinliğini azaltabilecek ek göz hastalığı olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Cerrah ameliyat sonrasında gelişen IFIS bulgularını, intraoperatif komplikasyonları (iris travması, arka kapsül rüptürü, vitreus kaybı gibi) ve alınan preoperatif ve intraoperatif önlemleri (irrigasyon sıvısına epinefrin eklenmesi, ök’ya epinefrin veya fenilefrin eklenmesi, iris retraktörlerinin ve yüksek viskoziteli viskoelastik kullanımı gibi) sorgulayan bir form doldurdu (Tablo 4). İris dalgalanması, iris prolapsusu ve progresif intraoperatif myozis bulgularının üçünün de geliştiği olgular ciddi IFIS olguları olarak kabul edildi. Ameliyat sonrası dönemde hastalar rutin olarak 1, 5 ve 30. günlerde muayene edildi ve komplikasyon gelişmeyen hastalar takipten çıkarıldı. Bulgular: Hasta grubunda % 48,9 oranında IFIS gelişirken, kontrol grubunda bu oranın % 6,8 de kaldığı izlendi. Yine IFIS ciddiyeti açısından da gruplar arasında anlamlı farklılık saptandı (p<0,05). Hasta grubunda 12 vakada ciddi IFIS görülürken (% 54,5) kontrol grubunda hiçbir hastada ciddi IFIS gelişmediği görüldü. Hasta grubunda 45 gözün 20’sinde (% 44,4) intraoperatif progresif myozis gelişimi en sık görülen IFIS bulgusu olarak göze çarparken, bunu 45 gözün 16’sında gelişen (% 35,6) iris dalgalanması takip etmiş, yine 45 gözün 13’ünde ise (% 28,9) kesi yerlerinden iris prolapsusu izlenmiştir. Hasta grubunda 13 vakada (% 28,9) komplikasyon gelişirken kontrol grubunda yalnızca 3 hastada (% 6,8) komplikasyon görüldü (p<0,05). Hasta grubunda 7 hastada iris travması, 5 hastada arka kapsül rüptürü ve 1 hastada zonül diyalizi gelişirken, kontrol grubunda 1 hastada iris travması ve 2 hastada arka kapsül rüptürü geliştiği izlendi. Post-operatif takiplerde hasta grubundaki vakaların % 31,1’inde komplikasyon izlenirken, kontrol grubundaki vakaların ise % 18,2’inde komplikasyon geliştiği görüldü (p<0,05). Hasta grubumuzdaki 45 gözün 10’unda (% 22,2) post-operatif erken dönemde korneal ödem izlenirken, 5 gözde (% 11,1) geçici GİB yüksekliği görüldü. Takiplerde 2 gözde (% 4,4) GİL subluksasyonu gelişirken, 1 gözde (% 2,2) GİL’in vitreye düştüğü izlendi. 1 gözde de (% 2,2) regmatojen retina dekolmanı gelişti. Hasta grubunda ortalama SKK artışı 38,8 mikron iken kontrol grubundaki artış 18,1 mikron olarak hesaplandı (p<0,05). Sonuç: BPH nedeniyle selektif alfa bloker kullanan hastaların fakoemülsifikasyon yöntemiyle yapılan katarakt ameliyatlarında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık IFIS geliştiğini, yine bu ilaçları kullananlarda artan IFIS sıklığı nedeniyle daha sık per-operatif ve post-operatif komplikasyonlar görüldüğünü, tamsulosinin yanında diğer selektif alfa blokerlerin de IFIS’e yol açabildiğini, ilaç kullanımına ara verilmesinin IFIS insidansını değiştirmese de daha hafif formlarda karşımıza çıkmasını sağlayabileceğini, bu vakaların özellikle tecrübesiz ellerde daha sık olarak komplikasyonlarla sonuçlandığını gözlemledik.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Göz Hastalıkları A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye