A romantic odyssey: Eternal return ın the works of S. T. Coleridge
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
The myth of the eternal return has been a part of various cultures throughout the World. It has been, as made obvious especially by Mircea Eliade's thorough study, a way for archaic societies and religious people to comprehend and make sense of the world. However, through the advent of monotheistic religions and their spread, this view was abandoned for the linear time belief, which was a means of giving the God omnipotence as the creator and ender of the universe and time. Because eternal return demanded a cyclical time which connotes a universe without a beginning or an end, it goes against the teachings of the monotheistic religions. Despite being a devout Christian, Coleridge mentions eternal return in many of his works, albeit indirectly. His immense reading and philosophical background enabled him to incorporate this idea into his religious personal ideology, stepping short of saying openly what Nietzsche would almost half a century after him. Especially in his tour de force "The Rime of the Ancient Mariner" this idea shows itself clearly, with a portrayal of the mariner as a derivative of Cain or the Wandering Jew. One can easily discern many close resemblances between the mariner and these characters and Nietzsche's well-known Zarathustra. This thesis, therefore, aims at analysing Coleridge's works in terms of eternal return. To do so, the first chapter tries to clearly clarify eternal return in Eliade and Nietzsche's points of view. The reason these two scholars are chosen is that Eliade's study shapes the modern understanding of the idea, while Nietzsche's understanding of the idea bears strong resemblance to that of Coleridge's. After doing so, the second chapter traces the manifestation of the idea within the Romantic Movement. The third chapter analyses Coleridge's body of work including his poems, philosophical writings, notebook entries, letters and lecture notes in terms of eternal return. The last chapter is dedicated to "The Rime of the Ancient Mariner" and tries to find traces of eternal return within the poem.
Bengi dönüş miti dünya üzerinde birçok kültürün parçası olmuştur. Mircea Eliade'nin detaylı çalışmasının da gösterdiği gibi, bengi dönüş arkaik toplumların ve dindar insanların dünyanın anlama ve anlamlandırmasının bir yolu olmuştur. Ancak tek tanrılı dinlerin ortaya çıkması ve yayılmasıyla bu inanç yerini tanrıya sonsuz güç ve evrenin yaratıcısı ve sonlandırıcısı olma yetisi sağlayan lineer zaman anlayışına bırakmıştır. Bengi dönüş başlangıcı ve sonu olmayan bir evren anlamına gelen döngüsel zamanı benimsediğinden tek tanrılı dinlerin öğretilerine karşıdır. Koyu bir Hristiyan olmasına rağmen Samuel Taylor Coleridge dolaylı da olsa bengi dönüşten birçok eserinde bahseder. Zengin okuma ve felsefi arka planı bengi dönüşü dindar ideolojisine katmasını sağlamıştır, o kadar ki neredeyse kendinden yarım asır sonra açıkça bu fikri benimseyen Nietzsche'yle örtüşen fikirleri vardır. Özellikle şaheseri olan "The Rime of the Ancient Mariner" (Kadim Denizcinin Ezgisi) adlı şiirde bu fikir açıkça görülebilir. Okuyucu yaşlı denizci ve Nietzsche'nin ünlü karakteri Zarathustra arasında çok yakın benzerlikleri kolayca görebilir. Bu tezin amacı Coleridge'in eserlerini bengi dönüş açısından incelemektir. Bu amaçla birinci bölüm Eliade ve Nietzsche'nin bakış açılarına göre bengi dönüş kavramını açıklamayı amaçlar. Bu iki bilim adamının seçilmesinin sebebi Eliade'nin çalışmasının bengi dönüşün modern dünyada tanınmasını sağlayan en önemli eserlerden olması ve Nietzsche'nin bengi dönüş anlayışıyla Coleridge'in anlayışının birbirine benzer olmasıdır. İkinci bölüm bu fikrin Romantik Dönemdeki yansımalarını inceler. Üçüncü bölümde Coleridge'in şiirleri, felsefi yazıları, defter girdileri, mektupları ve ders notları bengi dönüş açısından incelenmiştir. Son bölüm "Kadim Denizcinin Ezgisi" adlı şiirde bengi dönüşü inceler.
Bengi dönüş miti dünya üzerinde birçok kültürün parçası olmuştur. Mircea Eliade'nin detaylı çalışmasının da gösterdiği gibi, bengi dönüş arkaik toplumların ve dindar insanların dünyanın anlama ve anlamlandırmasının bir yolu olmuştur. Ancak tek tanrılı dinlerin ortaya çıkması ve yayılmasıyla bu inanç yerini tanrıya sonsuz güç ve evrenin yaratıcısı ve sonlandırıcısı olma yetisi sağlayan lineer zaman anlayışına bırakmıştır. Bengi dönüş başlangıcı ve sonu olmayan bir evren anlamına gelen döngüsel zamanı benimsediğinden tek tanrılı dinlerin öğretilerine karşıdır. Koyu bir Hristiyan olmasına rağmen Samuel Taylor Coleridge dolaylı da olsa bengi dönüşten birçok eserinde bahseder. Zengin okuma ve felsefi arka planı bengi dönüşü dindar ideolojisine katmasını sağlamıştır, o kadar ki neredeyse kendinden yarım asır sonra açıkça bu fikri benimseyen Nietzsche'yle örtüşen fikirleri vardır. Özellikle şaheseri olan "The Rime of the Ancient Mariner" (Kadim Denizcinin Ezgisi) adlı şiirde bu fikir açıkça görülebilir. Okuyucu yaşlı denizci ve Nietzsche'nin ünlü karakteri Zarathustra arasında çok yakın benzerlikleri kolayca görebilir. Bu tezin amacı Coleridge'in eserlerini bengi dönüş açısından incelemektir. Bu amaçla birinci bölüm Eliade ve Nietzsche'nin bakış açılarına göre bengi dönüş kavramını açıklamayı amaçlar. Bu iki bilim adamının seçilmesinin sebebi Eliade'nin çalışmasının bengi dönüşün modern dünyada tanınmasını sağlayan en önemli eserlerden olması ve Nietzsche'nin bengi dönüş anlayışıyla Coleridge'in anlayışının birbirine benzer olmasıdır. İkinci bölüm bu fikrin Romantik Dönemdeki yansımalarını inceler. Üçüncü bölümde Coleridge'in şiirleri, felsefi yazıları, defter girdileri, mektupları ve ders notları bengi dönüş açısından incelenmiştir. Son bölüm "Kadim Denizcinin Ezgisi" adlı şiirde bengi dönüşü inceler.