Bazı Anadolu dağlarından elde edilen Rana türleri üzerinde sistematik araştırmalar

Küçük Resim Yok

Tarih

1968

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

I-Eski literatüre göre Anadolu'da dağ kurbağalarının tipik olarak bilindiği mahaller Uludağ, Erciyes ve Bolgar Dağı (Karagöl-Çinigöl) idi. Halihazırki travayda 13 dağ daha araştırılmış ve bunlardan 5'inde bahis konusu Rana formlarına tesadüf edilmiş, diğer 8'inde bulunamamıştır. II-Eskiden bilinen mahallerde (Uludağ, Erciyes ve Bolgar Dağı'nda Karagöl-Çinigöl'de) yaşayan Rana türlerinin taksonomik durumları müellifler arasında münakaşa konusu olmuş ve bazı araştırmacılar bir formu diğeri ile idantik tutmuşlardır. Bu karışık durumu aydınlatmak maksadıyla yukarıda adı geçen öç mahalden yeni materyal toplanarak konu tekrar incelenmiştir. Elde edilen başlıca sonuçlar şunlardır: 1-Anadolu kurbağaları için ilk defa uygulanan biometrik metotla üç form arasında vücut nisbetleri bakımından önemli farklar tespit edilmiştir (Tablo: 2-4, Sayfa:23, 24, 29). Ayırdedici farklar olarak bilhassa vücut uzunluğunun arka bacak boyuna oranı, baş uzunluğunun baş genişliğine nisbeti, vücut uzunluğunun tibia boyuna oranı, kulak zarı çapının kulak zarı-göz arasına nisbeti ve rostrum genişliğinin rostrum uzunluğuna oranı gösterilebilir. 2-Deri ve desene ait özellikler de önemli diagnostik karakterler sayılır. Şöyle ki: a-Bolgar Dağı (Karagöl-Çinigöl) numunelerinde deri düz ve yumuşak, sırt lekeleri ekseriyetle (%80,3 nisbetinde) çok sayıda, kesin sınırlı ve umumiyetle açık renkli bir halka ile çevrilidir (canlı numunelerde). b-Uludağ ve Erciyes numunelerinde deri az çok pürtüklüdür. c-Son iki form arasında başlıca fark (vücut nisbetlerinden başka) Erciyes formunun ekseriyetle (%92 nisbetinde) vertebral şeride malik olmasıdır. Yukarıda zikredilen özelliklerden dolayı bu üç formdan hiç birini diğeri ile idantik tutmak doğru değildir. Bunları tür veya alt-tür mertebesinde ayırma ayrıca münakaşa edilip (sayfa27, 28), şimdilik müelliflerin bir kısmına uyularak birer spesies olarak kabul edilmiştir (Uludağ formu: R. Macrocnemis, Erciyes formu: R. cameranoi, Bolgar Dağı (Karagöl- çinigöl) formu: R. Holtzi). III-Dağ kurbağaları için yeni coğrafi mahaller olarak Abant Dağı, Murat Dağı, Bozdağ, Alaçam Dağı ve Bolgar Dağı'nda Arpalık-Meydan mevkii tespit edilmiştir. Bu yerlerden toplanan yeni materyalin ilk tavsifleri yapılmış ve karakterlerin mukayeseli incelenmesi sonucunda taksonomik durumları münakaşa edilmiştir. Varılan sonuçlar şunlardır: 1-Bozdağ, Alaçam Dağı ve Bolgar Dağı'nda (Arpalık-Meydan'dan) elde edilen numuneler Uludağ'da yaşayan türden bariz şekilde ayırt edilemediklerinden, hiç olmazsa muvakkat olarak R. macrocnemis'e ithal edilmişlerdir. 2-Abant Dağı, Murat Dağı ve Akdağ'da yaşayan populasyonları Anadolu'da mevcudiyetini kabul ettiğimiz R. macrocnemis, R. cameranoi ve R. holtzi türlerinden birine ithal etmek mümkün değildir. Kendi aralarında da farklı olan bu üç formun bazı özellikleri şunlardır: a-Abant formunda arka bacaklar nisbeten kısadır. Fakat R. holtzi'den farklı olarak deri pürtüklüdür. R. cameranoi'ye uymayan tarafı vertebral şeridin genel olarak bulunmayışıdır. R. macrocnemis'ten vücut arka bacak oranı bakımından farklıdır. b-Murat Dağı formu diğer morfolojik özelliklerden başka ventral tarafında küçük esmer lekelerin bulunması ile karakterize edilir (Şekil 17, Sayfa 66). c-Akdağ formu R. macrocnemis gibi uzun bacaklıdır. Fakat ventebral şerit daima mevcut olduğu gibi, dorsolateral çizgiler de çok barizdir. Eskiden bilinen türler ve yeni formları birbirinden ayırdeden vasıflar Sayfa 67'deki tayin anahtarlarında verilmiştir. Burada bahis konusu olan üç yeni forma şimdilik spesifik veya subspesifik bir isim vermekten çekinilmiştir. Bunların taksonomik durumları hakkında kesin bir ifadede bulunmak, R. macrocnemis ile R. cameranoi arasında münasebetlerin daha iyi bilinmesine ve bütün Anadolu'nun dağ kurbağası populasyonlarının araştırılmasına bağlıdır. IV-Biotop ve verdikal dağılış. 1-Umumiyetle dağlardaki küçük ve devamlı akan dere kenarlarındaki çayırlarda yaşayan R. macrocnemis türünün, diğer iki türe nazaran verdikal dağılışı daha geniş sınırlar arzeder. Nitekim yalnız Bozdağ'da 1100 m. irtifaa kadar inebilen bu türün, Uludağ ve Bolgar Dağı'da 2250 m. yüksekliğe kadar çıktığı tespit edilmiştir. 2-Ekseriyetle ormansız dağlarda akan dere kenarlarında tespit edilen R. cameranoi numuneleri Erciyes Dağı'nda 1800m. irtifadan aşağılarda bulunmamıştır. Bahis konusu türe ait kurbağaların aynı dağda yaşadıkları en yüksek rakımlı mahal de 2200m.'dir. 3-Bolgar Dağı'nın Karagöl-Çinigöl mahallerinde bulunana R. holtzi türünün biotop'u diğer iki spesies'ten faklı olarak, hiçbir yere akıntısı olmayan küçük göller ve bunların civarlarındaki çayırlık sahalardır. Yine diğer iki türe nazaran daha dar vertikal dağılış sahası gösteren R. holtzi numuneleri adı geçen dağda 2500-2580 m. irtifaları arasında yaşarlar. 4-Ayrı formlar halinde kabul ettiğimiz ve umumiyetle ormanlık sahalardaki dere kenarlarında yaşayan üç dağa ait kurbağaların vertikal dağılışları şöyledir: Abant- formu: 1350-1450m., MuratDağı- formu: 1500-2250m., Akdağ-fomu: 1600-1650m.. 5-Dağ kurbağaları aranırken ekseriyetle alçak irtifalarda yaşadıkları bilinen iki ayrı Rana türüne de tesadüf edilmiştir. Diğer memleketlerde de yüksek irtifalarda nadiren görülen ve memleketimizde bu zamana kadar yalnız alçak mahallerde müşahade edilen R. dalmatina, Abant'ta 1400 m. yükseklikte bulunmuştur. R. ridibunda'nın Anadolu'da yüksek irtifada bulunduğuna dair yalnız bir kayıt mevcuttur (Uludağ'da 1800 m. WERNER 1902). Kendi araştırmalarımızda bu türe yüksek irtifalarda daha birçok mahallerde tesadüf edilmiştir (Sayfa 75, 76).

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Rana Türleri, Rana Species

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye