Majör defresif bozukluğu olan ergenlerin ayrılma bireyleşme özelliklerinin ve ana baba tutumlarının değerlendirilmesi

Küçük Resim Yok

Tarih

2004

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

ÖZET Ergenlik; biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimsel değişikliklerle karakterize, çocukluk ve erişkinlik arasında bir köprü, tüm çocukluk yaşantılarının tekrar gözden geçirilerek bütünlük duygusunun oluşturulduğu bir dönemdir. M. Mahler tarafından ilk üç yaştaki nesne sürekliliğinin oluşması olarak tanımlanan ayrılma bireyleşme sürecinden sonra P.Blos, ergenliği ikinci ayrılma bireyleşme dönemi olarak tanımlamıştır. Bu durum ergenlikte aile bağımlılığından ayrılma ve toplumun bir üyesi durumuna gelmek üzere infantil nesne bağlarının kaybolması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Üstbenlik işlevleri ergenlikte önemli bir rol oynamakta, sabit ve süreğen bir sistem olarak erişkin gerçekleriyle uyumlu işlev görmeye başlamaktadır. Benlik ile üstbenlik arasında yeni bir dengeye ulaşma gencin ergenlikte tamamlaması gereken bir görevdir. Majör depresyon, özellikle gençlik döneminde sık görülen bir tablo olup etiyolojisinde biyolojik, kalıtımsal, çevresel ve psikolojik birçok etmen rol oynamaktadır. Dinamik açıdan depresyon nedeni olarak; bireyleşmede bozukluk, güvensiz bağlanma, olumsuz ebeveyn tasarımları ve nesne ilişkileri sayılabilmektedir. Dünya literatüründe ve ülkemizde ergenlik döneminde ayrılma bireyleşme ile ilgili yapılmış çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu çalışmada majör depresyonu olan ergenlerin, ayrılma bireyleşme özelliklerini ve anne baba tutumlarını sağlıklı kontrollerle karşılaştırmak ve farklılıkları ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmaya gönüllü katılmayı kabul eden 60 majör depresyonu olan ve 60 sağlıklı toplam 120 genç alınmıştır. Gençlere ve hiçbir fiziksel veya ruhsal hastalığı olmayan ebeveynlerine ayrı ayrı sosyodemografik veri formları verilmiş; gençlere Adolesan Ayrılma Bireyleşme Testi (AABT); ebeveynlerine de Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği (PARI) uygulanarak sonuçlar t-testi, tek yönlü varyans analizi, çoklu varyans analizi ve Pearson korelasyonu ile değerlendirilmiştir. Çalışmamızda varsayımlarımızı da destekleyecek şekilde depresyonu olan gençlerin olumsuz ayrılma bireyleşme özelliklerinden ayrılma anksiyetesi, yutulma anksiyetesi, ihtiyacı inkar etme ve reddedilme beklentisi sağlıklı gençlerden yüksek; sağlıklı kontrollerin ise pratik yapma-aynalama ve sağlıklı ayrılma gibi olumlu ayrılma bireyleşme özellikleri depresif gençlerden yüksek bulunmuştur. 101Ebeveyn tutumlarına ilişkin bulgularımız, depresif gençlerin ailelerinde daha fazla aşırı annelik, geçimsizlik ve sıkı disiplin şeklindeki tutumların olduğu yönündedir. Özkıyım girişimleri ile gencin reddedilme beklentisi, anne babanın ev kadınlığını reddi ile sıkı disiplinli tutumları ilişkili bulunmuştur. Ebeveyn tutumlarından aşırı anneliğin gençlerin bazı olumsuz ayrılma bireyleşme özelliklerini arttırdığı, demokratik tutumun bu özellikleri azalttığı, ev kadınlığı reddi ve geçimsizlik şeklindeki tutumların ihtiyacı inkar etmeyi arttırdığı, sıkı disiplinin ise olumsuz ayrılma bireyleşme özelliklerini arttırıp, olumluları azalttığı sonuçlarına varılmıştır. Son sonuçların ileriki çalışmalarca desteklenmesi gerekmektedir. Araştırmamızda ebeveynlerin geçmiş hastalıklarının, eğitim düzeylerinin, gencin anne baba algısının ve arkadaş ilişkilerinin, yas ve özkıyımın girişimlerinin ayrılma bireyleşme sürecine etkisi konularında önemli olabilecek sonuçlar bulunmuştur. Çalışmamızın bu konularda ve ikinci ayrılma bireyleşme dönemiyle ilgili yapılacak ileriki çalışmalara öncülük edebileceği düşünülmektedir. 102

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Psikiyatri, Psychiatry, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye