Can Neutrophil/Lymphocyte and Platelet/Lymphocyte Rates Predict Bone Metastasis in Prostate Cancer Patients?
Küçük Resim Yok
Tarih
2019
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Objective: Bone metastasis is common in advanced prostate cancer (PCa). Recently, there has been a growing interest in the potential role of inflammatory markers, such as neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR), platelet-to-lymphocyte ratio (PLR) and neutrophil-to-monocyte ratio (NMR), in predicting advanced disease in patients with solid tumors. in the current study, we aimed to assess the relationship of bone metastasis detected on bone scintigraphy (BS) with NLR, PLR, and NMR in patients with Pca. Materials and Methods: the study group included 85 PCa patients. Patient characteristics, prostate-specific antigen (PSA) values, Gleason score, histopathological features, presence of metastatic focus on BS and complete blood count values were retrospectively evaluated. the relationship of the presence of bone metastasis on BS with clinicopathological features such as PSA, Gleason score, histopathological findings and NLR, PLR and NMR values were investigated. Results: Median NLR, PLR and NMR were 2.90, 125.69 and 8.38, respectively. Thirty-six patients had metastatic disease on BS. Our findings showed a statistically significant relationship between high NLR value and the presence of bone metastasis (p=0.018) and high Gleason score (p=0.034). However, no significant statistical relationship was found between clinicopathological features and PLR and NMR values (p>0.05). Conclusion: Despite the limited number of patients, a significant relationship between high NLR and metastatic bone disease was found. While high NLR has been generally considered an independent risk factor for poor PCa prognosis, we assume that larger scale studies are warranted to assess its value as a prognostic indicator in PCa patients.
Amaç: İleri prostat kanserinde (PCa) kemik metastazı yaygın olarak görülmektedir. Son zamanlarda, solid tümörlerde ilerlemiş hastalığın öngörülmesinde nötrofil lenfosit oranı (NLR), trombosit lenfosit oranı (PLR) ve nötrofil monosit oranı (NMR) gibi enflamatuvar belirteçlerin potansiyel rolüne olan ilgi artmıştır. Bu çalışmada, PCa’da kemik sintigrafisinde (KS) saptanan kemik metastazları ile NLR, PLR ve NMR arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma grubunu 85 PCa hastası oluşturdu. Hastaların özellikleri, prostat spesifik antijen (PSA) değerleri, Gleason skoru, histopatolojik özellikleri, KS’de metastatik odak varlığı ve tam kan sayımı retrospektif olarak incelendi. KS’de kemik metastazı varlığı, PSA, Gleason skoru, histopatolojik bulgular gibi klinikopatolojik özellikler ile NLR, PLR ve NMR değerleri arasındaki ilişki araştırıldı. Bulgular: Medyan NLR, PLR ve NMR sırasıyla 2,90, 125,69 ve 8,38 idi. Otuz altı hastada KS’de metastatik hastalık vardı. Bulgularımız yüksek NLR değeri ile kemik metastazı varlığı (p=0.018) ve yüksek Gleason skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu gösterdi (p=0,034). Ancak PLR ve NMR ile klinikopatolojik özellikler arasında anlamlı istatistiksel ilişki bulunamadı (p>0,05). Sonuç: Sınırlı hasta sayısına rağmen, yüksek NLR ve metastatik kemik hastalığı arasında anlamlı ilişki bulundu. NLR genel olarak prostat kanseri prognozu için bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edilirken, bu hasta grubunda prognostik bir belirteç olarak kabul edilmesi için daha kapsamlı çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Amaç: İleri prostat kanserinde (PCa) kemik metastazı yaygın olarak görülmektedir. Son zamanlarda, solid tümörlerde ilerlemiş hastalığın öngörülmesinde nötrofil lenfosit oranı (NLR), trombosit lenfosit oranı (PLR) ve nötrofil monosit oranı (NMR) gibi enflamatuvar belirteçlerin potansiyel rolüne olan ilgi artmıştır. Bu çalışmada, PCa’da kemik sintigrafisinde (KS) saptanan kemik metastazları ile NLR, PLR ve NMR arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma grubunu 85 PCa hastası oluşturdu. Hastaların özellikleri, prostat spesifik antijen (PSA) değerleri, Gleason skoru, histopatolojik özellikleri, KS’de metastatik odak varlığı ve tam kan sayımı retrospektif olarak incelendi. KS’de kemik metastazı varlığı, PSA, Gleason skoru, histopatolojik bulgular gibi klinikopatolojik özellikler ile NLR, PLR ve NMR değerleri arasındaki ilişki araştırıldı. Bulgular: Medyan NLR, PLR ve NMR sırasıyla 2,90, 125,69 ve 8,38 idi. Otuz altı hastada KS’de metastatik hastalık vardı. Bulgularımız yüksek NLR değeri ile kemik metastazı varlığı (p=0.018) ve yüksek Gleason skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu gösterdi (p=0,034). Ancak PLR ve NMR ile klinikopatolojik özellikler arasında anlamlı istatistiksel ilişki bulunamadı (p>0,05). Sonuç: Sınırlı hasta sayısına rağmen, yüksek NLR ve metastatik kemik hastalığı arasında anlamlı ilişki bulundu. NLR genel olarak prostat kanseri prognozu için bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edilirken, bu hasta grubunda prognostik bir belirteç olarak kabul edilmesi için daha kapsamlı çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
0-Belirlenecek
Kaynak
Journal of Urological Surgery
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
6
Sayı
2
