Denetimli serbestlik kapsamında madde bağımlılığı için tedaviye yönlendirilen olguların algıladıkları aile desteğinin tedaviye etkisi ve ailelerinde psikiyatrik tanı varlığı
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2014
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
AMAÇ: Bu çalışmanın birincil amacı; Denetimli Serbestlik kapsamında madde bağımlılığı tedavisi gören kişilerin ailelerinden algıladıkları aile desteğinin tedaviye uyumlarına etkisini değerlendirmek; İkincil amaç ise bu olguların yakınlarında psikiyatrik tanı ve tedavi öyküsünün var olup olmadığını araştırmak. Ailelerinde psikiyatrik tanı varlığı ile algılanan aile desteği ve tedavi uyumu arasındaki ilişkiyi değerlendirmek. YÖNTEM: Hakkında esrar kullanımı nedeniyle "Denetimli Serbestlik Tedbiri ve Tedavi" kararı verilerek tedavi amaçlı Ege Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Denetimli Serbestlik Polikliniğine sevk edilen olgulardan çalışmaya katılmayı kabul eden olgular çalışmaya alınmıştır. Birinci aşamada; çalışmaya katılan kişilerin eksen 1 tanıları değerlendirilmiş, 'Algılanan Aile Desteği Ölçeği' (AADÖ) ve 'Aile Değerlendirme Ölçeği'(ADÖ) uygulanmıştır. İkinci aşamada olguların telefon görüşmesi ile bilgilendirilmiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden ve görüşmeye gelen aile bireyine MINI görüşmesi, baş etme yolları ölçeği (COPE), SCL- 90 kısa psikiyatrik semptom tarama ölçeği, Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ) uygulanmıştır. Olgular Denetimli serbestlik tedavi programı sonucuna göre olumlu sonlanan ve olumsuz sonlanan olarak 2 gruba ayrılarak karşılaştırmalı değerlendirilmiştir. BULGULAR: Olumlu ve olumsuz sonlanan olgular arasında yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim, meslek ve gelir durumu açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Olumlu ve olumsuz sonlanan gruplar arasında madde kullanımına başlama yaşı açısından fark saptanmamıştır. Esrar kullanım bozukluğu düzey belirleyicisi ve remisyon belirleyicisi ile dosya sonlanımı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı saptanmıştır. Olumsuz sonlanan grupta istatistiksel olarak anlamlı oranda daha yüksek komorbid eksen I tanı varlığı saptanmıştır. Dosyası olumsuz sonlanan olgularda, aile bireylerinde psikiyatrik tanı varlığında, MKB dışı komorbid psikiyatrik tanı varlığında algılanan aile desteği puanının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük olduğu saptanmıştır. Olumsuz sonlanan grup iletişim, roller, duygusal tepki verebilme ve genel işlevler alt ölçeklerinde daha yüksek sorun bildirmişlerdir. Olumsuz sonlanan olguların aileleri ile görüşülmesini istatistiksel olarak anlamlı düzey de daha fazla onay verdikleri saptanmıştır. Aile bireyleri arasında yaş dağılımları, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek açısından anlamlı fark saptanmamıştır. Olumsuz sonlanan grubun görüşülen aile bireylerinde psikiyatrik tanı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fazla saptanmıştır. En sık komorbid tanı depresyon olarak değerlendirilmiştir. Scl- 90 alt ölçeklerinin tamamında olumsuz sonlanan grubun aileleri fazla sorun bildirmiştir. Depresyon alt ölçeğinde bu fark anlamlı saptanmıştır. Olumsuz sonlanan grubun aile bireyleri iletişim, duygusal tepki verebilme, genel işlevler alt ölçeğinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek sorun bildirmişlerdir. İki grup arasında baş etme tutumu olarak pozitif yeniden yorumlama ve gelişmenin kullanımında anlamlı fark saptanmıştır. TARTIŞMA: Çalışma örnekleminin literatürle uyumlu olarak genç erişkinlik döneminde, erkek ve bekardır. Örneklem dosya sonlanımına göre iki gruba ayrıldığında grupların sosyodemografik özellikler açısından fark göstermediği görülmüştür. Dosyası olumsuz sonlanan, Komorbid I. Eksen tanısı olan ve görüşülen aile bireylerinde psikiyatrik tanı saptanan olguların daha düşük aile desteği algıladıkları görülmüştür. Olguların aile yapılarında fark görülmemiştir. Literatürle uyumlu olarak örneklemin büyük çoğunluğu ve aile bireyleri aile işlevlerini sorunlu olarak değerlendirmiştir. Olumsuz sonlanan grubun özellikle iletişim, rollerin dağılımı ve duygusal tepki verebilme alanlarında daha fazla sorun belirttikleri görülmüştür. Madde kullanan bireylerin ailelerinde literatürle uyumlu olarak daha fazla psikiyatrik tanı saptanmıştır. Bu oran olumsuz sonlanan grupta daha fazladır. Görüşmeye gelen tüm aile bireylerinin aktif baş etme tutumları kullandığı görülmüştür. Bu durumun özellikle ailelerin çalışmaya katılım şekliyle ilişkili olabileceği düşünülmüştür. Olumsuz sonlanan grubun aileleri pozitif yeniden yorumlama ve gelişmeyi daha az kullanabilmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Psikiyatri A.B.D.