Burkitt lenfoma ve folliküler lenfoma tanılı hastalara ait parafin kesitlerde t(8;14), t(14;18) kromozomal yeniden düzenlenmelerin polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile kantitasyonları ve kromozomal anomalilerin floresan in situ hibridizasyon (FISH) yöntemi ile değerlendirilmesi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2009

Yazarlar

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Hemato-onkolojik malinitelerde, tümör spesifik kromozomal translokasyonların ve gen amplifikasyonlarının tespiti, bu lezyonların tanı ve prognostik açıdan degerlendirilmesinde giderek artan öneme sahiptir. Çalısmamızda, folliküler lenfoma tanılı olgularda, gerçek zamanlı PCR, semi-nested PCR ve multipleks PCR yöntemi olmak üzere 3 farklı PCR yöntemi kullanılarak MBR yeniden düzenlenmesi kalitatif ve kantitatif olarak tespit edilmistir. Otuz dört olgunun 26’sında DNA izolasyonu basarılı olmus ve MBR yeniden düzenlenmesi için sırasıyla semi-nested ile %79,17, multipleks ile %41,67 ve gerçek-zamanlı PCR ile %33,33 oranında pozitif olarak saptanmıstır. MBR negatif saptanan 5 olgu gerçek-zamanlı PCR ile MCR negatif olarak saptanmıstır. FISH yöntemiyle nukleus izolasyonu basarılı olan 16 olgunun 15’i t(14;18) translokasyonu için pozitif, sadece bir olgu ise negatif olarak saptanmıstır. Burkitt lenfoma tanılı olgularda t(8;14) translokasyonu expand long PCR yöntemi ve FISH metodu ile arastırılmıstır. Üç olguya ait taze doku örnegi, 2 olgunun imprint örnegi ve 2 olgunun periferik kan örnegi MYC/IgH yeniden düzenlenmesi için pozitif olarak saptanmıstır. Parafin kesitlerde ise 2 örnekte MYC/IgH yeniden düzenlenmesi pozitif olarak bulunmustur. On altı olgunun parafin doku örnegi DNA degradasyonu nedeniyle degerlendirilememistir. FISH analizinde ise olgulara ait 3 taze doku örnegi, 2 imprint ve 2 periferik kan örnegi MYC/IgH yeniden düzenlenmesi için pozitif olarak saptanmıstır. Parafin doku örneklerinden 9 olguda t(8,14) translokasyonu pozitif bulunmustur ve bir olguda da 8. ve 14. kromozomun parsiyel trizomisi saptanmıstır. Sonuç olarak, hem farklı PCR yöntemlerinin, hem de FISH yönteminin kullanılmasının tümörün genetik karakterizasyonunun aydınlatılmasına olanak saglayacagı kanısındayız. Temel moleküler yöntemlerin, güncel terapötik yaklasımlara yeni boyutlar kazandıracagını, ayrıca moleküler tanıda alınan yolun bireye özgü tedavi yönteminin uygulanması adımını hızlandıracagını düsünmekteyiz.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Tıbbi Biyoloji A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye