Diyabetik ayak için deneysel bir çalışma: diyabetik sıçanlarda hyperıcum perforatum-klinoptilolit-hidrokolloid örtünün yara iyileşmesine etkisi
Küçük Resim Yok
Tarih
2015
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Diyabetik ayak yarası birey ve ailenin yaşam kalitesini düşüren, hastanın tedavi ve bakım maliyetini arttıran; bireysel ve toplumsal ekonomik yük getiren, amputasyon, enfeksiyon hatta ölüme neden olabilen önemli bir diyabet komplikasyonudur. Tıbbi, farmakolojik ve alternatif- tamamlayıcı tedavi yaklaşımlarına yönelik yapılan bilimsel çalışmalara rağmen diyabetik ayak yarasının tedavi ve bakımı önemli bir sağlık problemi olarak önemini korumakta olup; etkin tedavi ve bakım arayışları devam etmektedir. Bu araştırmada iskemik yara oluşturulmuş diyabetik sıçanlarda Hypericum perforatum ekstresi, Klinoptilolite, Hidrokolloid Örtünün yara iyileşmesine etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırma Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Ünitesi'nde Haziran- Ağustos 2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırma örneklemini ağırlıkları 250-300 gr. arasında değişen 30 adet Spraque Dowley türü sıçan oluşturmuştur. Örneklem rastgele olarak 5 gruba ayrılmıştır. 3 farklı yara bakım ürününün yara iyileşmesine etkisi karşılaştırılmak için ve 3 deney grubu ile 2 kontrol grubu oluşturulmuştur. Deney gruplarının tümü ile kontrol gruplarından biri olmak üzere 4 grupta Streptozotosin enjekte edilerek diyabet oluşturulmuştur. 5. Grup negatif kontrol grubu olması içi nondiyabetik bırakılmıştır. Deney-kontrol tüm gruplarda sıçanların sırtında 15 mm çapında 3 tam kat deri insizyonu yapılarak yara açılmıştır. Hergün/ günde bir kez olmak üzere 21 gün süre ile deney gruplarına 3 farklı yara bakım ürünü ile yara bakımı yapılmıştır. Deney 1 grubuna: Hypericum perforatum ekstresi; Deney 2 grubuna: Klinoptilolit; Deney 3 grubuna Hidrokolloid Örtü kullanılmıştır. Pozitif kontrol ve Negatif kontrol grubuna ise hiçbir bakım uygulaması yapılmamıştır. Araştırma verileri, 3.,10. ve 21. günlerde alınan doku örneklerinde, yara iyileşme parametrelerinin histolojik incelemeleri, makroskobik olarak gözlem ve yara çapı ölçümleri yapılarak toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre deney gruplarından ikisi olan; Hypericum perforatum ekstresi ve Klinoptilolite ile pansuman yapılan gruplarda yaralar, 10. günden sonraki (14-15. Günler) yara bakımlarında kapanma sürecinin başladığı gözlenmiş ve 21. güne kadar yaraların tamamen kapandığı makroskobik olarak görülmüştür. 21. günde yapılan doku örnek incelemelerindeki sonuçlarda da, yara iyileşmesine etki eden moleküllerin sayısının arttığı, yara iyileşmesinin gerçekleştiği mikroskobik olarak görülmüştür. 3. deney grubu olan Hidrokolloid Örtü ile yara bakımı yapılan grupta ise 10. günde yaranın diğer gruplara göre daha büyük olduğu; 10. günden sonraki günlerde küçülmenin gözlenmiş olmasına rağmen 21. günde yaranın tamamen kapanmamış olduğu görülmüştür. Makroskobik olarak yapılan bu gözlemler yapılan doku incelemeleri ile mikroskobik olarak da doğrulanmış ve yara iyileşmesine etki eden molekül sayısının artmasına rağmen yaranın kapanmadığı görülmüştür. Araştırmanın pozitif ve negatif kontrol gruplarında ise, makroskobik/ mikroskobik incelemelerde, yara çapının küçüldüğünün saptanmasına rağmen, yaranın deney gruplarının yara çaplarından daha büyük olduğu görülmüştür ve iki kontrol grubunda da yaralar kapanmamıştır. Araştırmadan elde edilen bu veriler doğrultusunda; deney gruplarında mikroskobik incelemeler, parametrik incelemeler ve ölçüm skorlamalarına göre anlamlı bir fark olmamasına rağmen; diyabetik yara bakımında Hypericum Perforatum ve Klinoptilolite ile yapılan yara bakımının Hidrokolloid Örtü ile yapılan yara bakımına göre daha etkin iyileştirme gücüne sahip olduğu sonucu elde edilmiştir. Bu sonuca göre Hypericum Perforatum ile Klinoptilolite içerikli pansuman materyallerinin formülize edilmesi ve farklı yara gruplarında iki materyalin yara iyileştirme gücünün istatistiksel karşılaştırılmalı olarak tekrar denenmesi önerilmiştir
Diabetic foot is an important complication of diabetes reducing the quality of life in diabetes patients and their families, increasing the cost of care and treatment and causing financial burden on individuals and societies, amputations, infections and even death. Despite contributions from scientific studies on medical, pharmacological and alternative-complimentary treatment approaches, diabetic foot is still an important health problem. Therefore, efforts to seek effective care and treatment of this condition are continuing. The aim of this study was to investigate effects of Hypericum perforatum, clinoptilolite and hydrocolloid dressings on healing of ischemic wounds created in diabetic rats. The study was conducted in experimental Animals Laboratory at Medical School of Adnan Menderes University. Thirty Sprague Dawley rats weighing 250-300 gr. were used. The rats were randomly assigned into three experimental groups (Group 1, Group 2 and Group 3) and two control groups (Group 4 and Group 5). All three experimental groups and one control group (Group 4, considered as positive control) were injected Streptozotocin to create diabetes. The other control group (Group 5) was left non-diabetic and considered as a negative control group. To create ischemic wounds in all the groups, 3 whole cut incisions, each being 15mm in diameter, were made. In the experimental groups 1, 2 and 3, wound dressing was made with Hypericum perforatum, Clinoptilolite and Hydrocolloid once daily for 21 days respectively. Wound care was not performed in the control groups. Tissue specimens obtained on the 3rd, 10th and 21st days were exposed to histological and macroscopic examinations and diameters of the wounds were measured. In Group 1 and Group 2, wound closure was observed to start on the 14th and 15th days and was completed on the 21st day on macroscopic examinations. Microscopic examinations showed that the number of molecules contributing to wound healing increased and that wound healing was achieved. In Group 3, wounds were larger on the 10th day and although they were observed to get smaller after the 10th day, they were not closed completely on the 21st day on macroscopic examinations. While the number of molecules influencing wound healing increased, the wounds were not closed completely on microscopic examinations in Group 3. In the control groups, diameters of the wounds decreased; nevertheless, they were larger than in the experimental groups. In conclusion, although there was not a significant difference in the results of microscopic examinations, parametric examinations and measurements of diameters, Hypericum Perforatum and Clinoptilolite were more effective than Hydrocolloid dressing in healing diabetic wounds. However, further studies are needed to compare healing effects of dressing material containing Hypericum Perforatum and those of dressing material containing Clinoptilolite in different types of wounds.
Diabetic foot is an important complication of diabetes reducing the quality of life in diabetes patients and their families, increasing the cost of care and treatment and causing financial burden on individuals and societies, amputations, infections and even death. Despite contributions from scientific studies on medical, pharmacological and alternative-complimentary treatment approaches, diabetic foot is still an important health problem. Therefore, efforts to seek effective care and treatment of this condition are continuing. The aim of this study was to investigate effects of Hypericum perforatum, clinoptilolite and hydrocolloid dressings on healing of ischemic wounds created in diabetic rats. The study was conducted in experimental Animals Laboratory at Medical School of Adnan Menderes University. Thirty Sprague Dawley rats weighing 250-300 gr. were used. The rats were randomly assigned into three experimental groups (Group 1, Group 2 and Group 3) and two control groups (Group 4 and Group 5). All three experimental groups and one control group (Group 4, considered as positive control) were injected Streptozotocin to create diabetes. The other control group (Group 5) was left non-diabetic and considered as a negative control group. To create ischemic wounds in all the groups, 3 whole cut incisions, each being 15mm in diameter, were made. In the experimental groups 1, 2 and 3, wound dressing was made with Hypericum perforatum, Clinoptilolite and Hydrocolloid once daily for 21 days respectively. Wound care was not performed in the control groups. Tissue specimens obtained on the 3rd, 10th and 21st days were exposed to histological and macroscopic examinations and diameters of the wounds were measured. In Group 1 and Group 2, wound closure was observed to start on the 14th and 15th days and was completed on the 21st day on macroscopic examinations. Microscopic examinations showed that the number of molecules contributing to wound healing increased and that wound healing was achieved. In Group 3, wounds were larger on the 10th day and although they were observed to get smaller after the 10th day, they were not closed completely on the 21st day on macroscopic examinations. While the number of molecules influencing wound healing increased, the wounds were not closed completely on microscopic examinations in Group 3. In the control groups, diameters of the wounds decreased; nevertheless, they were larger than in the experimental groups. In conclusion, although there was not a significant difference in the results of microscopic examinations, parametric examinations and measurements of diameters, Hypericum Perforatum and Clinoptilolite were more effective than Hydrocolloid dressing in healing diabetic wounds. However, further studies are needed to compare healing effects of dressing material containing Hypericum Perforatum and those of dressing material containing Clinoptilolite in different types of wounds.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Hemşirelik, Nursing