Wandering masks

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2009

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu doktora tezi Holokost sonrası diaspora Yahudi kimliğinin çokkültürlü toplum yapısına sahip ve çokkültürcü politikalar izleyen iki ülkede, İngiltere ve Türkiye’de yaşayan Yahudi yazarların eserlerinde aldığı şekli ve bu şeklin nasıl yansıtıldığını göstermeyi amaçlamıştır. Tez çokkültürlü ve çok kültürcü toplumlarda yaşayan diaspora Yahudilerinin kimliğini araştırdığı için tezin birinci bölümü olan kuramsal bölümde çokkültürcülük ve diaspora kavramları ve teorileri çeşitli kuramcıların fikirleri ışığında ele alınmıştır. Kuramsal artalan çok kültürcülük ve diaspora olarak iki ayrı bölüm olarak irdelenmiştir. Kuramsal artalanın çokkültürcülüğün irdelendiği birinci bölümünde öncelikli olarak adı geçen kavram bağlamında çokkültürcülüğün çalışma alanı olan temsil gücü olmayan veya sınırlı olan ve içinde yaşadıkları toplum tarafından “yabancı” olarak görülen toplum veya bireylerin nasıl alımlandığı incelendi. Bu amaçla öncelikli olarak ‘yabancı’ kavramının tanımları için Georg Simmel’in ve Alfred Schuetz’un ‘yabancı’ kavramının birbiriyle çatışan tanımlamaları üzerinde durulmuştur. Simmel ‘yabancı’ kavramını olumlu olarak ele almış ve bir toplumda yabancı olmanın bu kişilere getirdiği üstünlüklere vurguda bulunur. Schuetz ise bunun tam tersi bir tablo çizer ve birey veya topluluğun yabancılığının olumsuz yönlerini ve zorluklarını anlatır. Çokkültürcülüğün irdelendiği bölümde Charles Taylor ve Bhikhu Parekh’in eserleri ışığında çokkültürcülük kavramları açıklanmaya çalışılmıştır. Charles Taylor çokkültürcülük politikaları üzerine yazdığı “Tanınma Politikaları” (Politics of Reecognition) adlı makalesinde özellikle temsil gücü olmayana veya sınırlı olan dini ve etnik azınlıkların asimile olmamaları ve kültürlerinin özgün haliyle tanınması gerektiğini, bu gerekliliğin bu toplumların en doğal hakkı olduğunu ifade eder. Çokkültürcülük kuramı bağlamında incelenen bir diğer kuramcı olan Bhikhu Parekh çokkültürcülüğün özünün anlattığı eserlerinde üç ana noktaya dikkat çeker. Birinci noktada insan için içinde doğup büyüdüğü kültürün vazgeçilmezliğidir. Bireyler bu kültür çerçevesinde yaşayıp şekil alırlar. Ancak Parekh bireylerin kendi yaşadıkları kültürlere körü körüne saplanmasına da karşıdır. Bu düşünce Parekh’i farklı kültürlerin, farklı bakış açıları ve farklı anlamlar geliştirdikleri olgusuna ve bu çeşitliliğinin gerekliliğine dikkat çektiği ve ısrarla vurguladığı ikinci noktaya getirir. Kültürel çeşitliliğin varlığı kültürler arası diyalogun oluğturulması ve geliştirmesini gerekli kılar. İşte Parekh üçüncü ana noktada bu olguya işaret eder; çünkü Parekh’e göre bu diyalog sayesinde kültürler birbirilerini karşılıklı olarak etkilerler. Kuramsal artalanın diaspora kuramlarının irdelendiği ikinci bölümünde diaspora kavramını oluşturan üç temel kavram ‘yurt’, ‘yolculuk’, ve ‘sınır’ kavramları incelenmiştir. Bu kavramlardan ‘yurt’ esas olarak yurtlarından koparılan diaspora topluluklarının ayrıldıkları toprakları anlatır. ‘Yolculuk’ kavramı bu toplulukların çeşitli yerleri yurt edinme çabası olarak da değerlendirilebilinir. Ancak Gloria Anzaldua’nın ‘sınır’ kavramı ‘yurt’ ve ‘yolculuk’ kavramlarından farklı olarak bir fiziksel, coğrafi bir mekânı ve bir kimlik biçimini diğer bir değişle ‘yabancı’ kavramını da ifade eder. Anzaldua’nın ‘sınır’ kavramı Yahudi diasporasının yarattığı kimlik bağlamında da Yahudi toplumuna bakış açısı olarak önem taşıdığı tezin özellikle analiz bölümlerinde daha da net olarak irdelenmiştir. Diaspora kuramlarında en son olarak Yahudi diasporasının özellikleri ve özellikle Yahudi diaspora toplumlarının yapısında radikal değişikliklere sebep olmuş iki olay Yahudi aydınlanması (Haskalah) ve Holokost ve anti-semitizmin etkileri incelenmi tir. Tezin analiz kısmında İngiltere ve Türkiye’de yaşayan diaspora Yahudi’si yazarların eserleri Yahudi aydınlanmasını etkisi ile önem kazanmış batı tarzı eğitimin Yahudi kimliği üzerinde yaptığı etkileri, Holokost ve anti-semitizm ve bu olayın halen etkisi altında olan Yahudi kimliğinin günümüz çokkültürcü toplumlarda ki kimlik arayışı temaları altında ele alınmıştır. İngiltere’den Howard Jacobson’ın Coming from Behind adlı romanı ve Clive Sinclair’in Lady with the Laptop adlı hikâye kitabından “Smart-Alecks” ve “My CV” adlı hikâyeleri seçilmiştir. Howard Jacobson’ın adı geçen eseri yukarıda belirtilen temalar ışığında incelendiğinde Holokost’un travmatik yaralar açtığı bir İngiliz-Yahudi kimliğine sahip olan ve bu yüzden de istemden de olsa kimliğinin Yahudi kısmını susturup İngiliz olmaya çalışan ana karakter Sefton Goldberg’in Yahudi ve İngiliz kimliğine bir orta yolu buluşunun hikâyesi irdelenmiştir. Goldberg bu amaçla Yahudi toplumundan uzak ve herhangi bir yere ait olmayan bir yol çizer ve bir ‘sınır’ kimliği yaratır. Böylece Jacobson batı edebiyatındaki ‘Gezgin Yahudi’ tiplemesine nazire olarak Goldberg’i üretir. Ancak Goldberg kimliğini tamamlamanın yolunun giderek asimile olmakta değil, Yahudi kimliğine ses vermekte olduğunu anlar. Clive Sinclair Lady with the Laptop adlı hikâye kitabında okuyucusunu gezgin Yahudi konumuna getirerek hikâyeleri için seçtiği coğrafyalarla onu diasporadan kendi yarattığı hayalî Yahudi devleti Ashkenazia’ya getirir. Tezde ele alınan “Smart- Alecks” ve “My CV” adlı eserlerde temel olarak tıpkı Jacobson’ın Goldberg’i gibi İngiliz-Yahudi kimliğine sahip karakterlerin İngiliz olarak görülme çabaları hikâyelerde ki ortak unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu asimilasyon çabası karakterleri yanlış yollara iterek onları hem asimile olmayı istedikleri İngiliz kimliğinden uzaklara taşımış hem de Yahudi toplumunun iyice dışına itilmelerine neden olmuştur. Sinclair bu iki hikayede de diaspora Yahudilerinin asimilasyon çabalarına da eleştiri getirmiştir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

İngiliz Dili ve Edebiyatı A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye