Rektal prolapsusta uygulanan posterior rektopeksi operasyonlarında kullanılan greftlerin eksperimental olarak karşılaştırılması

dc.contributor.advisorKorkut, Mustafa Ali
dc.contributor.authorDenizli, M. Ahmet
dc.date.accessioned2024-08-19T19:48:43Z
dc.date.available2024-08-19T19:48:43Z
dc.date.issued2002
dc.departmentEge Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalıen_US
dc.descriptionBu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.en_US
dc.description.abstractÖZET Rektal prolapsus (Procidentia Recti), rektumun bir kısmının ya da tamamının tüm katlarıyla çepeçevre anüsten dışarı doğru çıkması şeklinde tanımlanmaktadır. Özellikle ileri yaşlarda ve bayanlarda görülen bir hastalık olan rektal prolapsus, hastaların yaşam konforunu ve kalitesini ciddi boyutta bozan toplumda nadir görülen bir hastalıktır. Etyolojik faktörlere ait teorilerin çok olması, hastalığın uzun süreden beri bilinmesi, hastalığın derecesine ve kişiye özgü tedavisi farklılıklar göstermesi nedeniyle cerrahi olarak 130'dan fazla operasyon tipi mevcuttur. Kabaca uygulanan operasyon tipleri abdominal ya da perineal girişimler olarak ikiye ayrılabilir. Bu operasyonlarda uygulanan cerrahi ilkeler, anal kanalın daraltılması, rektovezikal alanın obliterasyonu, pelvik tabanın restorasyonu, rektosigmoid kolonun rezeksiyonu, rektumun sakruma ya da başka dokulara asılması ya da bu işlemlerin kombinasyonu şeklinde sayılabilmektedir. Genel anestezi altında yapılacak operasyonu tolere edebilecek hastalarda, transabdominal rektopeksi önerilen cerrahi girişimdir. Transabdominal yapılan girişimlerin çoğunda sentetik bir mesh kullanılmaktadır. Buradaki amaç rektumu mesh ile tespit ederek prolabe olmasını önleyecek kuvvetli bir fibrosis oluşturmaktır. Uygulanan rektopeksi operasyonun çeşitli modifikasyonları olmasına rağmen, ilk olarak Notaras'ın 1969 yılında tarif ettiği posterior rektopeksi, gerek nüks, gerek postoperatif mortalite ve morbidite oranlarının azlığı ve gerekse rektal prolapsuslu hastalarda çok sık görülen inkontinans yakınmasına çözüm sağladığı için, günümüzde en sık tercih edilen operasyon tipidir. Bu araştırmanın amacı, posterior rektopeksi operasyonlarında sık olarak kullanılan dört ayrı greftten herbirinin deneysel olarak konulduğu ortamda yaratttığı yabancı cisim reaksiyon doku miktarını, makroskopik olarak hazırlanan skorlama sitemi ve ayrıca histopatolojik olarak ve doku düzeyinde çalışılarak elde edilen ve doku iyileşmesini gösteren parametreler yardımıyla saptayarak en uygun grefti belirlemektir. Yapılan istatistiksel analizlere göre tüm gruplar arasında sadece makroskopik skorlama sistemine göre, 2. Grupta (Ivalon) anlamlı bir fark elde edildi. Doku düzeyinde çalışılan hidroksiprolin ve NO düzeylerinde gruplar arası anlamlı bir fark elde edilmedi. Ancak makroskopik skorlama sistemine göre, en az adezyon gösteren 3. grupta (PTFE, Gorotex®), hem hidroksi prolin hem de NO seviyeleri diğer gruplardan daha fazla miktardaydı. Bu bulgular ışığında, posterior rektopekside PTFE içeren gerftlerin kullanımının daha iyi yara iyileşmesi ile sonuçlacağmı ve buna bağlı olarak postoperatif sorunların daha az olacağına inanmaktayız. 38en_US
dc.identifier.endpage44en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/87657
dc.identifier.yoktezid123653en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/closedAccessen_US
dc.subjectGenel Cerrahien_US
dc.subjectGeneral Surgeryen_US
dc.titleRektal prolapsusta uygulanan posterior rektopeksi operasyonlarında kullanılan greftlerin eksperimental olarak karşılaştırılmasıen_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US

Dosyalar