Açık prostatektomi ameliyatı geçirecek hastalarda tek doz ve sürekli spinal anestezinin karşılaştırılması

Küçük Resim Yok

Tarih

2003

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

ÖZET Açık prostatektomi ameliyatı geçirecek hastalar genellikle ileri yaş grubundadır.Bu hastalarda kalp hastalıklan,obstruktif pulmoner hastalıklar, diyabet ve serebrovasküler hastalıklar gibi yandaş hastalıklar bulunmaktadır. Bu nedenle hastaların ameliyata iyi hazırlanmaları ve ameliyat için gerekli anestezi tekniğinin çok iyi seçilmesi; postoperatif takibin çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada, açık prostatektomi ameliyatı geçirecek hastalara iki tip santral blok yöntemi uygulandı. 1.Tek doz spinal anestezi 2.Kontinü (sürekli) spinal anestezi Bu çalışmada iki santral blok yönteminin karşılaştırılması amacıyla yapıldı. ASA 1-3 grubu 50 yaşm üzerindeki, herhangibir nörolojik ve psikiyatrik hastalığı bulunmayan, girişimin yapılacağı cilt yüzeyinde enfeksiyon ve kronik cilt hastalığı olmayan, daha önceden bilinen lokal anestezik allerjisi olmayan, kronik artrit, skolyoz, lomber disk hernisi gibi hastalığı olmayan ve hematolojik testlerinde herhangibir anormallik bulunmayan hastalar çalışmaya dahil edilerek randomize olarak iki gruba ayrıldı. Hastalar Grup 1: SDSA (tek doz spinal anestezi) (n:21), Grup 2: CSA (sürekli spinal anestezi) (n:21) olarak adlandırıldı. Hastaların hiçbirisine ameliyat öncesinde premedikasyon uygulanmadı. Hastaların ameliyat masasına alındıklarından itibaren başlamak üzere non invaziv arter basınçları (NIBP), dakikadaki kalp atım sayılan (HR) ve ST analizleri operasyon boyunca üç dakikada bir kaydedildi. Ameliyat tamamlandıktan sonra motor ve sensorial blok sona erene kadar onbeş dakikada bir non invaziv arter basınçları ve dakikalık kalp atım sayılan kaydedildi. Hastaların tümüne ameliyattan önce lögauge (G) branül ile damar yolu açıldı. Tüm hastalara ameliyattan 20 dakika önce 10 mL/kg Isolyte-S solüsyonu intravenöz yoldan uygulandı. Hastaların hepsi anestezi tekniğinin uygulaması sırasında lateral dekübitis pozisyonunda yatınldı. Tüm hastalarda santral blok uygulamak için L3-L4 aralığı tercih edildi. Santral blok uygulanmadan önce tüm hastalara girişim yerinden %2 lidokain 3 mL ile cilt infiltrasyonu yapıldı. Grup 1- SDSA : Tek doz spinal anestezi grubundaki hastalara; %2 lidokain 3 mL ile cilt infiltrasyonu yapıldıktan sonra L3-L4 aralığından 25 G spinal iğne ile 3,5 mL (17,5 mg) %0,5 lik hiperbarik bupivakain (Markain heavy, Astra-Zeneca) 20 saniyede, intratekal olarak, beyin omurilik sıvısı (BOS) aspirasyonu yapılmadan enjekte edildi. Hasta supin pozisyonunda yatınldı ve başının 30 derece yukanda olması sağlandı. Grup 2 - CSA : Sürekli spinal anestezi grubundaki hastalara; %2 lidokain 3 mL ile cilt infiltrasyonu yapıldı. L3-L4 aralığından (Spinocath, Braun, Germany) 22 G spinal katater ile dura perforasyonu yapılıp, kateter sefale doğru 1-2 cm ilerletilerek tespit edildi. Kateter içerisinden 1,5 mL (7,5 mg) %0,5 lik hiperbarik bupivakain (Marcain heavy, Astra-Zeneca) verildi. Hasta enjeksiyondan hemen sonra supin pozisyonunda yatınldı ve başm 30 derece yukanda olması sağlandı. Pin prick testi ile sensoriyal olarak torakal 10 seviyesine ve motor blok Bromage Skalası'nda 3 'e ulaşana kadar ilki 15 dakika ve sonrakiler takip eden 5 dakika ara ile olmak üzere 0,5 mL (2,5 mg) %0,5 lik hiperbarik bupivakain (Marcain heavy, Astra-Zeneca) spinal kataterden uygulandı. Hastaların tümünde oluşturulan somatosensoriyal bloğun torakal 10 ve motor bloğun Bromage Skalası'nda 3 skorunu bulması sağlandı. Lokal anesteziğin verilmesinden itibaren Pin Pirick Testi ile 3 dakikada bir sensoriyal blok seviyesine bakıldı. Hastalarda operasyon sırasındaki sistolik arteriyel kan basmcı değişikliği, ilk ölçülen değerden %25 daha fazla 41düştüğünde anlamlı kabul edilip, tedavi edildi. Hastalarda bradikardi geliştiğinde (dakikadaki kalp atım sayısı 50'nin altma düşmesi) 0,5 mg atropin sülfat IV yoldan uygulandı. Ameliyat süresince hastaların non invaziv arter basınçları, kalp atım sayıları, kanama miktarları, ek sıvı ihtiyaçları, vazoaktif ilaç gereksinimleri, kan basmçlanndaki %25 düşme kaydedildi. Hastalarda 2 segment regresyonu için gerekli ek lokal anestezik ihtiyacı kaydedildi. Hastalardaki blok uygulama süresi, operasyona başlama zamanı, tam motor blok, torakal 10 düzeyine ulaşma zamanı, ameliyatın bitiş zamanı, 2 segment regresyon süresi, motor blok sona eriş zamanı ve duyusal bloğun bitiş zamanı kaydedildi. Hastalardaki post operatif komplikasyonlar (bulantı, kusma, başağnsı, trans nörolojik semptomlar, miksiyon durumu) kaydedildi. Mobilizasyon zamanı kaydedildi. Ameliyattan bir hafta sonra hastalara telefonla ulaşılarak komplikasyonlar tekrar sorgulandı. SDSA ve CSA gruplarında demografik veriler benzerdi. Ameliyat süreleri de benzer olarak tespit edildi. Anestezi tekniğini uygulama süresi CSA grubunda SDSA grubuna göre belirgin olarak uzun bulundu. Blok uygulama süresi CSA grubunda yine belirgin olarak uzun bulundu. Tam motor blok oluşması için gereken süreler karşılaştırıldığında iki grup arasında fark bulunmadı. Sensoriyal bloğun torakal- 10 seviyesine ulaşması için gereken süre SDSA grubunda ortalama 5,8 dakika iken, CSA grubunda ise ortalama 9,8 dakika olarak bulundu. SDSA grubunda sensoriyal bloğun torakal- 10 seviyesine ulaşma süresi CSA grubuna göre anlamlı olarak kısaydı. İki segment regresyon süresi SDSA grubunda ortalama 73,4 dakika bulunurken, CSA grubunda ortalama 48,2 dakika bulundu. CSA grubunda iki segment regresyon süresi SDSA grubuna göre belirgin olarak kısa bulundu. Motor blok süresi SDSA grubunda ortalama 205,9 dakika olarak, CSA grubunda ise 154 dakika olarak saptandı. SDSA grubunda motor blok süresi CSA grubuna göre anlamlı olarak uzun tespit edildi. Duyusal blok süresi SDSA grubunda 274,9 dakika tespit edilirken, CSA grubunda 206,2 dakika olarak tespit edildi. SDSA grubunda duyusal blok süresi CSA grubuna göre anlamlı olarak uzun bulundu. SDSA grubunda total 17,5 mg %0,5'lik hiperbarik bupivakain kullanıldı. CSA grubunda ise Total 9,5 mg %0,5'lik hiperbarik bupivakain kullanıldı. CSA grubundaki 3 hastada, sensorial bloğun torakal 10 seviyesine ve motor bloğun Bromage Skalası'nda 3'e ulaşması için ek doz lokal anestezik ihtiyacı oldu. Bu 3 hastadan ikisinde 2,5 mg ek bupivakain, birinde ise 5 mg (2,5 mg + 2,5 mg) ek bupivakain ile sensorial blok torakal 10 seviyesine ve motor blok Bromage Skalası'nda 3'e ulaştı. Bu gruptaki 7 hastada, ameliyat tamamlanana kadar ek bupivakain ihtiyacı oldu. Toplam 10 hastaya ek bupivakain yapılmış oldu. Bu gruptaki 1 1 hastanın ameliyatları ise, başlangıçta uygulanan 7,5 mg bupivakain ile tamamlandı. SDSA grubundaki hastalarda ortalama 9,1 kez hipotansiyon gelişirken, CSA grubundaki hastalarda 5,4 kez hipotansiyon geliştiği tespit edildi. SDSA grubunda hipotansiyon gelişimi CSA grubuna göre anlamlı olarak daha fazla bulundu. SDSA grubundaki hastalarda ortalama 476,1 mL ek sıvı ihtiyacı olurken, CSA grubundaki hastalarda 309,5 mL ek sıvı ihtiyacı olduğu belirlendi. SDSA grubundaki ek sıvı ihtiyacı CSA grubuna göre anlamlı olarak fazla bulundu. SDSA grubundaki 18 hastada efedrin ihtiyacı oldu. Bu gruptaki hastalarda ortalama 25,2 mg efedrin kullanıldı. CSA grubundaki 15 hastada efedrin ihtiyacı oldu. Bu gruptaki hastalara ortalama 9,7 mg efedrin kullanıldı. SDSA grubunda hem kullanılan toplam efedrin miktarı CSA grubuna göre belirgin olarak fazla bulundu. SDSA grubunda 6 hastada bradikardi gelişirken, CSA grubunda 3 hastada bradikardi gelişti. İki grup arasındaki fark anlamlı bulunmadı. Atropin ihtiyacı değerlendirildiğinde iki grup arasındak fark anlamlı bulunmadı. 42Postoperatif dönemde SDSA grubundaki sadece 1 hastada bulantı oldu, CSA grubundaki hastaların hiçbirinde bulantı görülmedi. Hem SDSA hem de CSA grubundaki hastalarımızın hiçbirinde nörolojik komplikasyon görülmedi ve spinal anestezi sonrası başağrısı tespit edilmedi. CSA grubunda düşük doz lokal anestezik madde kullanarak, gerekli anestezi düzeyini sağladık. CSA grubundaki hastalarda daha iyi hemodinamik stabilite sağlandı, daha az ek sıvı ihtiyacı oldu ve daha az efedrin kullanıldı. Bu nedenle özellikle ileri yaş gurubundaki hastalarda daha iyi hemodinamik stabilite sağladığı için, CSA uygulamasının SDSA uygulamasına tercih edilmesinin kanısına vardık. CSA uygun hastaya, doğru bir şekilde uygulandığında güvenilir ve etkin bir yöntemdir. 43

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye