İstanbul Bienallerinde mekân olarak kullanılan Türk hamamlarının kavramsal sanat işleri ile ilişkisi açısından değerlendirilmesi

Küçük Resim Yok

Tarih

2025

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

20. yüzyılın başından itibaren sanat eseri yalnız estetik olduğu ölçüde kıymetli bir varlık olmaktan çıkarak düşünsel bir süreç halini almıştır. Marcel Duchamp'ın etkisiyle başlayan sanat nesnesini yok etmeye yönelik tutum, sanatın ortaya konulan işten önce sanatçının zihninde üretilen bir kavram olarak önemsenmesiyle devam etmiştir. Sanat tanımının yeniden yapıldığı, hatta yapılamadığı böyle bir dönemde çağın gerisinde kalmamak adına yeni nesil sanatı anlama ihtiyacı doğmuştur. Bu noktada yeniyi kabul edilebilir kılmak için en çok işin düştüğü kesim olan sanatçılar kimi zaman yapıtlarıyla ya da söylemleriyle günah keçisi ilan edilmişlerdir. Yine de sanat, her devirde olduğu gibi üzerine atılan toprağın altından filiz vermeyi başarmıştır. Artık sanatın sınırları hayatın sınırlarıyla iç içe geçmiş; sanat, onu boyunduruğu altına almayı deneyen her türlü tanımlamadan uzaklaşmıştır. Kırılmaya başlayan geleneksel sanat algısıyla beraber sanat literatürüne kavramsal sanat, hazır nesne, obje sanatı, enstalasyon, video art, performans sanatı gibi yeni terimler girmiş, bu terimler sanat tarihinde etkisini hissettirmeye başlayan yeni çağın taşıyıcısı olmuştur. Bu çağda sanat yalnız ortaya konulan işe göre değil, yapılan işin kavramsal boyutuna ve izleyici-mekân ikilisiyle girdiği etkileşimlere bakılarak da değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu noktada yapıtın sergilendiği mekân, mekânın fiziksel, kültürel, tarihi özellikleri ve mekânda bulunan izleyici bir bütün olarak üretilen işin varlığına katılmaktadır. Günümüze yaklaştıkça sanatın bu çok katmanlı halini ortaya koymak için galerilerden çıkmak ve hayatın içine karışmak ihtiyacı doğmuştur. Tam da bu noktada bienaller, sanatı galerilerin sadece sergilemeye yönelik cansız ve hayattan kopuk ortamlarından çıkartarak yaşayan mekânlara taşıma görevini üstlenmiştir. Türkiye için bu işi uluslararası çapta İstanbul Bienalleri yapmaktadır. İstanbul Bienalleri Türkiye'nin uluslararası sanat camiasında söz sahibi olması için önemli olduğu kadar çağdaş sanatı gündelik mekânlara taşıyarak halkla buluşturması bakımından da kritik bir noktada bulunur. Bienallerle birlikte sanatın, var olmak için onu seyirlik bir nesneye dönüştürecek sergi salonlarına ihtiyaç duymadığı görülmüştür. Yeni nesil sanatta mekân, eserin kendisi kadar önemli bir noktaya taşınmıştır. Artık sanat işleri, yerleştirildikleri mekânlar ve orada bulunan izleyicilerle bir bütün halinde eserin kendisini oluşturmaktadır. Bu mekânlardan olan Türk hamamları gerek Türklere ait sosyal, kültürel ve tarihi bir kimlik taşımaları gerekse sahip oldukları mimari özelliklerle İstanbul Bienalleri içinde yerlerini almıştır. Böylece Türk hamam yapısı, bienaller kanalıyla günümüze bir sanat mekânı olarak taşınmış ve farklı bir işlevle yeniden canlandırılmıştır. Araştırmanın amacı, İstanbul Bienallerinde mekân olarak kullanılan hamamların kavramsal sanat işleriyle ilişkisini inceleyerek literatüre katkı sağlamaktır. Bu kapsamda İstanbul Bienallerine mekân olarak seçilen beş hamamın kavramsal sanat işleriyle kurduğu ilişki ve bu hamamlarda sergilenen işlerin yerleştirme sanatı aracılığıyla kazandığı anlam araştırılmıştır. Veriler arşiv ve literatür taraması yoluyla elde edilmiştir. Ayrıca, araştırma sürecinde düzenlenen 17. İstanbul Bienali'ne dair görsel veriler, araştırmacı tarafından bizzat belgelenmiştir. Elde edilen veriler nitel veri analizi yöntemiyle de erlendirilmiştir. Araştırma sonucunda hamamların yerleştirme sanatı yoluyla günümüzde yeniden işlevlendirildiği ve bu yeni işlevle Türk sanatında ayrı bir yere konumlandırılması gerektiği görülmüştür. Bununla birlikte, hamamların kavramsal sanat işleriyle beraber ele alındığında çok katmanlı anlamlar üretebilen bir yapıya sahip olduğu ortaya konmuştur. Bu bulgular ışığında araştırmanın ardından yapılabilecek yeni çalışmalara dair öneriler sunulmuştur.

Since the early 20th century, the work of art has ceased to be a valuable entity solely because of its aesthetic nature and has evolved into an intellectual process. The attitude of erasing the art object, initiated under the influence of Marcel Duchamp, continued with the perception of art as a concept created in the mind of the artist before the materialization of the work itself. In a period where the definition of art was being redefined4or at times deemed undefinable4the need to comprehend the new generation of art arose to avoid falling behind the times. At this point, artists, who bore the greatest responsibility for making the "new" acceptable, were often scapegoated, either through their works or their discourses. Nevertheless, as in every era, art managed to sprout anew from the soil under which it was buried. The boundaries of art have now intertwined with the boundaries of life, distancing art from any attempt to define or constrain it. With the traditional perception of art beginning to fracture, terms such as conceptual art, readymade, object art, installation, video art, and performance art Entered the art lexicon, becoming carriers of a new era that began to leave its mark on art history. In this era, art came to be evaluated not only based on the work itself but also on its conceptual dimensions and its interactions with the viewer and the space. At this point, the space in which the artwork is exhibited, along with its physical, cultural, and historical characteristics, as well as the viewers present in the space, collectively contribute to the existence of the artwork. As we move closer to the present, there has emerged a need to step outside galleries and merge art with life to reveal its multi-layered nature. Biennials have thus assumed the role of removing art from the lifeless and detached environments of galleries, which are solely intended for display, and bringing it into living spaces. In Turkey, this role on an international scale has been undertaken by the Istanbul Biennials. The Istanbul Biennials hold a critical position, not only in ensuring Turkey's presence in the international art scene but also in bringing contemporary art into everyday spaces and making it accessible to the public. Through the biennials, it has been observed that art does not need exhibition halls that transform it into an object of display in order to exist. In the new generation of art, space has become as significant as the work itself. Artworks now form a unified whole with the spaces in which they are placed and the viewers who interact with them. Among these spaces, Turkish hammams have found their place in the Istanbul Biennials due to their social, cultural, and historical significance for Turkish identity, as well as their unique architectural features. Through the biennials, the structure of the Turkish hammam has been brought into the present as an art venue and has been revitalized with a new function. The aim of this research is to contribute to the literature by examining the relationship between Turkish hammams, used as venues in Istanbul Biennials, and conceptual artworks. Within this scope, the relationships established by five hammams, selected as venues in Istanbul Biennials, with conceptual artworks, as well as the meanings gained by the works exhibited in these spaces through installation art, have been analyzed. The data were obtained through archival and literature reviews. Additionally, visual data on the 17th Istanbul Biennial, held during the research process, were personally documented by the researcher. The data obtained were analyzed using qualitative data analysis methods. The research concluded that hammams have been refunctionalized in the present day through installation art and, with this new function, should be positioned in a distinct place within Turkish art. Moreover, it has been revealed that hammams, when considered together with conceptual artworks, possess a structure capable of producing multi-layered meanings. In light of these findings, suggestions for future studies have been presented.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kavramsal Sanat, Enstalasyon, İstanbul Bienalleri, Bienal, Türk Hamamları.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye