TRAM pediküllü flep modelinde, iskemi/reperfüzyon hasarına caffeic-acid-phenethyl ester (CAPE) maddesi etkisinin araştırılması
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2018
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Günümüz Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uygulamasında, doku kayıplarının onarımı için serbest ve pediküllü flepler sık sık kullanılmaktadır. Operasyon sonrası flep cerrahisinde yaşanan problemlerin başında I/R bulunmaktadır. Bu çalışmada, sıçan modelinde TRAM flebinin serbest ve pediküllü uygulamalarında, I/R sonucu gelişen flep kaybına, CAPE'in azaltıcı etkisi araştırılmıştır. Çalışmadaki amaç; CAPE' in I/R gelişme olasılığı olan dokulara uygulandığında dokularda oluşabilecek anormal değişikliklere engel olabileceği, hasarın yayılmaması için aktive olacak içsel mekanizmaların, moleküllerin etkilerini arttırıp arttırmadığı ve ayrıca, flep damarlanmasını arttırarak dokunun iskemiye direncini arttırıp artırmayacağının tespit edilmesidir. Çalışmada 42 adet sıçan randomize olarak, Pedikül/Serbest kontrol, Pedikül/Serbestİskemi, Pedikül/Serbest-İskemi-CAPE adı altında 14 hayvandan oluşan üç gruba ayrıldı. Her gruptaki ilk yedi hayvan pediküllü, sonraki yedi hayvan serbest TRAM flebi tasarlanarak toplamda altı alt-gruba ayrıldı. Tüm hayvanların ksifoid-pubis arası mesafeleri ölçülerek kaydedildi. Sıçanların karnından 4x2 cm ebatta deri ve 4 cm uzunluğunda rektus kas dokusunu içeren, orta hat sınır kabul edilerek iki tarafa ayrılan muskülokütan flepler kaldırıldı. Tüm gruplardaki flepler, bulundukları alt gruba göre kaldırıldı. Grup 1'deki flepler, enjeksiyon ve iskemi yapılmadan yerlerine iade edildi. İkinci gruba ise, klemplemeden 30 dakika önce 2cc intraperitoneal SF enjekte edildi. Üçüncü gruba, klemplemeden 30 dakika önce CAPE (10 mmol/kg, i.p.) enjekte edildi. Arter-ven klemplendikten sonraki ikinci saatte; flepte iskemik bulgular görüldükten sonra flep pedikülündeki superior epigastrik ven ve arter açıldı. Tüm gruplardaki flepler, yedinci gün sonunda (Her hayvandan ikişer adet olmak üzere toplam 84 adet flep) alınarak, hayvanların deri ve kas dokuları sağ taraflı biyokimyasal, sol taraflı histolojik tetkik yapılması için kullanıldı. Makroskopik inceleme yapıldıktan sonra nekroz alanları hesaplandı. Bu alanların karşılaştırmasında, 3. grubun, 2. gruba göre daha az nekroz gösterdiği görüldü. (p<0.01) Histolojik değerlendirme için tüm deneklerin sol TRAM fleplerinden doku örnekleri alındı. H&E ve Mallory Azan ile boyanmış bütün preperatlar, derideki yara yeri iyileşmesini değerlendirmek için nekroz, ödem, PMN infiltrasyonu, kollajen yoğunluğu, damarlanma, sağlıklı sebase gland yoğunluğu açısından histopatolojik olarak Verhofstad Skorlaması ile değerlendirilmiştir. Ayrıca, iNOS, VEGF, BAX ve BCL-2, doku örneklerinde yapılan immünohistokimyasal örneklerle değerlendirilmiştir. Preperatlara Verhofstad skorlaması yapılarak skorların ortalamaları hesaplandığında; 3. grubun, 2. gruba göre daha az I/R skoru aldığı görüldü. (p<0.01) Deneklerin sağ TRAM fleplerinde çalışılan biyokimyasal veriler toplandı. Alınan dokularda SOD, MDA ve CAT düzeyleri, ELISA yöntemi ile belirlendi. Sonuçlara göre, MDA artışı en fazla olan 2. grup en yüksek I/R oranına sahip gruptur. 3. grup, 2. gruba göre daha düşük MDA seviyeleri ve yüksek SOD ve CAT seviyeleri göstermiş olup; istatistiksel olarak da CAPE işe yararlığı gösterilmiştir. (p<0.01) Bu bulgular ışığında, I/R gelişmesini önlemek amacıyla dokulara cerrahi öncesi CAPE uygulamasının, reperfüzyon sonrasında gelişen ve dokulara zarar veren patolojik süreçlere anlamlı etkisinin olduğu ve farmakolojik önkoşullama amacıyla kullanılabileceği kanaatine varıldı.;CAPE, iskemi-reperfüzyon, serbest flep, TRAM.;CAPE, ischemia-reperfusion injury, free-flap, TRAM.
Açıklama
Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.B.D. Araştırma Projesi
Araştırma Projesi elektronik ortamda bulunmaktadır.
Araştırma Projesi elektronik ortamda bulunmaktadır.