Süt molar dişlerin sınıf II kavitelerinde art tekniğinin tek başına ve carisolv ile kullanılmasında çürük uzaklaştırmadaki etkinliğinin karşılaştırılması
Yükleniyor...
Tarih
2005
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Atravmatik Restoratif Tedavi, (ART), sadece el aletleri kullanarak demineralize diş dokusunu uzaklaştırması ve komşu pit ve fissürlerin flor içeren adeziv bir materyal (CİS) ile örtülenmesi esasına dayanır. 1980ʼlerin ortalarında Atravmatik Restoratif Tedavi tanıtıldığında sadece alan çalışmalarıyla sınırlı olup, gelişmekte olan ülkelerde, elektrik, su, dental ekipman, sağlık hizmetinde görevli personel eksikliğinin görüldüğü yerlerde uygulanan bir tedavi yöntemi olarak tanımlanmaktaydı. Özellikle sınıf I kavitelerde elde edilen yüksek başarı ve yöntemin daha az travmatik olması gibi avantajlarından dolayı klinik ortamlarda da uygulanmaya başlanmıştır. ARTʼnin sınıf II kavitelerdeki başarısızlığı ise kullanılan restorasyon materyallerine bağlanmıştır. ARTʼnin pedodonti kliniklerinde kullanımının gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bunun başlıca nedenleri yöntemin, süt dişlerinin daha zayıf mine dokusunda uygulanabilme kolaylığı ve dental anksiyeteyi tetikleyici lokal anestezi ve ağrı gibi unsurları ortadan kaldırması olarak sıralanabilir. Minimal invaziv yaklaşım içerinde yer alan ART, sadece demineralize dokuyu uzaklaştırılması ve remineralizasyon potansiyeline sahip dokuyu bırakarak sağlıklı dokunun korunmasını hedefler. ART ʻnin çürük uzaklaştırma etkinliği halen tartışma konusudur. Yeterli madde kaldırılmamasından dolayı görüş kısıtlığı ve el aletlerinin kullanımına bağlı olarak gelişen el bilek yorgunluğu, çürük dokunun etkin bir şekilde uzaklaştırılmadığına dair şüphe uyandırmaktadır. Kemomekanik çürük temizleme ajanları da, günümüzde minimal invaziv yaklaşımlar arasında yer alan, çürük dokuyu seçici bir şekilde uzaklaştırarak sağlıklı dokuyu koruyan bir tedavi yöntemidir. Çürük dokuyu etkin bir şekilde uzaklaştırıldığı çalışmalarla gösterilmiş olup pedodonti kliniklerinde de daha ağrısız ve konforlu bir tedavi olduğu için kabul görmüştür. Çalışmamızda ARTʼnin tek başına ve en son geliştirilen kemomekanik çürük temizleme ajanı olan Carisolv ile beraber kullanımının çürük uzaklaştırmadaki etkinliği, iki yöntemle hazırlanan süt molar dişlerin sınıf II kavitelerindeki kompozit restorasyonların başarısıyla değerlendirilmiştir. Yaşları 6-7 arasında değişen süt molar dişlerinde arayüz çürüğü bulunan toplam 120 hasta çalışmamızda yer almıştır. İki farklı gruba iki farklı yöntemin uygulandığı çalışmamızda tedaviler rastgele belirlenmiştir. ART ile 112, ART ile birlikte Carisolvʼda toplam 103 restorasyon yapılmıştır. Restorasyonlar için, Adper prompt-L pop (3M ESPE, Almanya) ve Filtek Z250 (3M ESPE, Almanya) kompozit rezin kullanılmıştır. İki farklı tedavi yönteminin preparasyon ve restorasyon süreleri kaydedilmiştir. Tedavi bittikten sonra dental anksiyeteyi ölçmek için her çocuğa bir kez Venham Resim Testi uygulanmıştır. Restorasyonların klinik kontrolleri 6. ay, 1. yıl ve 2. yılda Modifiye Ryge kriterlerine göre değerlendirilmiş. Değerlendirmeler tecrübeli iki dişhekimi tarafından tedavi grubunu bilmeksizin yapılmıştır. İki farklı tedavi yönteminin çürük uzaklaştırma etkinliği restorasyonların 6. ay 1. yıl ve 2 yıl klinik başarıları açısından değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. İki yöntem, preparasyon, restorasyon süreleri ve dental anksiyete açısından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Carisolv ile tedavi edilen gruptaki hastalara tedavi sonrası Carisolvʼun tadı ve kokusu ile ilgili anket yapılmış ve kabul edilebilir olduğu bulunmuştur.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Pedodonti A.B.D.