1990 sonrası Türk-Amerikan ilişkileri ve iki ülke basınında temsili: Karşılaştırılmalı söylem çözümlemesi

Küçük Resim Yok

Tarih

2004

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

ÖZET Türk dış politikasının temel taşlarından birini, Avrupa ve Batı ülkeleri ile uyum içinde olma çabası oluşturmuştur. Türk-Amerikan ilişkileri kısmen Türkiye'nin Batlılaşma çabasının bir parçası olmakla birlikte daha çok siyasi ve ekonomik çıkarlar ya da beklentiler üzerine kurulmuştur. Türkiye için ABD, himaye ve desteğine her zaman ihtiyaç duyulan büyük ağabey konumundadır. Bu yaklaşım, Uluslararası İlişkiler ve medya kuramlarıyla açıklamaya çalıştığımız Türk-Amerikan ilişkilerinin hegemonik yapışım temsil eder. Bu çalışmanın temel tezi iki ülke ilişkilerinin, eşitler arası bir ilişki değil, ABD'nin talepleri ve Türkiye'ye verdiği rollerle biçimlenen, karşılığında da -her zaman umulan düzeyde olmasa da- ekonomik, askeri ve siyasi bazı çıkarlar elde edilen bir ilişki olduğudur. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD, dünya siyasetinin baskın gücü olma politikasını uygulamaya başlamış ve 1990'larda Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından da tek hegemon güç haline gelmiştir. 11 Eylül saldırıları ise ABD 'ye kürsel ölçekteki hakimiyetini arttırmak için askeri güç kullanma fırsatı vermiş, ABD "önleyici darbe" adı altında "terörle savaş" çerçevesinde gerekli gördüğü ülkelere saldırabileceğini açıklamıştır. Çalışma, hegemonyayı askeri, ekonomik, politik ve kültürel olmak üzere çok boyutlu bir biçimde ele almış, bu çerçevede Amerika'nın kültür ürünleri ve daha özelde medya içeriklerinin üretim ve dağıtımı konusundaki hakimiyeti üzerinde durmuştur. Amerika'nın enformasyonun dağılımı konusundaki baskın konumunu göstermek amacıyla Afganistan ve Irak müdahalelerin Türk ve ABD'deki ana-akım içinde yer alan gazetelerde çerçeveleniş biçimleri karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma, incelemeye dahil edilen gazetelerdeki durum tanımlan ve haber çerçevelerinin örtüştüğünü göstermiştir. İncelenen Sabah ve Hürriyet gazeteleri, bölgede kendi muhabirleri de bulunmasına rağmen haber kaynaklan olarak büyük ölçüde Amerikan ajansları ve medyasına bağlı kalmışlardır
ABSTRACT Turkish-American relations have been part of Turkey's Westernization effort, and been built on political and economic interests and expectations. Turkey sees USA as a country whose support and protection it can rely on. This perspective represents the hegemonic structure of Turkish- American relations, which this study tries to examine by looking at theories on international relations and media. The main thesis of this study is that the relations between two countries are constructed on an inequal basis, and shaped by the demands of the USA from, and the roles it assigns to Turkey in return of economic, militaristic and political interests, even though they do not always meet the expectationsof Turkey. After the Second World War, the USA has started to implement its policies of being the the only dominant power of world politics, and after the collapse of the Soviet Union in the 1990s it has become the only hegemonic power. The attacks on September 11th has given the USA the opportunity of using military power to increase its global hegemony. The USA has told the wold that it can attack countries under the name of " preemptive strike" and within the framework of "the war with terror" when it is necessary. The study deals with the concept of hegemony in terms of economic, political and cultural aspects, within this framework it gives special attention to the hegemony of the USA over the cultural production, and particularly over the production and the diseemination of the media products. To show the USA's dominant position in the information flow, the news frames on Turkish and American mainstream newspapers about the USA's interventions in Afghanistan and Iraq were compared. The comparison demonstrates that the descriptions about both events and the news frames on the newspapers chosen for the analysis overlap. The Turkish newspapers, Sabah and Hürriyet mainly depend on the American news agencies and media for their news despite the fact that they both had their own correspondents in that regions.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Gazetecilik, Journalism, 1990 sonrası, After 1990, Amerika Birleşik Devletleri, United States of America, Basın, Press, Gazeteler, Newspapers, Söylem, Discourse, Söylem analizi, Discourse analysis, Türk-Amerikan ilişkileri, Turkish-American relations, Türkiye, Turkey, Uluslararası ilişkiler, International relations, Yazılı basın, Written press

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye