Selvi polen duyarlılığı ve klinik etkileri

Küçük Resim Yok

Tarih

2005

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

VII. ÖZET Alerjik rinit, nazal mukozanın IgE aracılığıyla gelişen enflamatuvar bir hastalığıdır. Başlıca semptomları; burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve burunda kaşıntıdır. Alerjik rinit tüm dünyada oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Hayatı tehdit eden bir hastalık olmamakla birlikte yaşam kalitesini bozması, okul ve iş devamını olumsuz etkilemesi açısından önem taşımaktadır. Son yıllarda alerjik enflamasyonun tek bir hedef organı değil, tüm solunum sistemini içine alan bir klinik tablo şeklinde seyrettiği görüşü giderek yaygınlık kazanmakta ve " birleşik hava yolları" kavramı kabul görmektedir. Alerjik rinitin en klasik sınıflaması; mevsimsel, yıl boyu ve mesleksel rinit olarak bilinmektedir. Mevsimsel ve yıl boyu ayırımı alerjene maruz kalınan zaman dilimi esas alınarak yapılan bir sınıflandırmadır. MAR, polenler ve mantar sporları gibi dış ortam alerjenlerinin, yıl boyu alerjik rinite ise ev tozu akarları, hamamböceği, küf mantar sporları ve ev hayvanlarından kaynaklanan alerjenler gibi iç ortam alerjenlerinin neden olduğu kabul edilmektedir. Polenlerin alerjiye neden olabilmesi için çevrede yaygın olarak bulunmalı, konsantrasyonu çok olmalı, çapları 35 mikrondan küçük, kuru, ve yuvarlak biçimde olmalı, rüzgarlarla uzak mesafelere taşınabilmeli, antijenik gücünün fazla.olması gereklidir. Genetik faktörler, hava kirliliği, sigara, ve viral enfeksiyonlar gibi birçok ekstrensek faktör bu alerjenlerin immun sistem tarafından tanınmasına katkıda bulunur. Hava kirliliğinin giderek artması, sigara içilmesi, ozon, sülfür ve azot oksitlerin solunum yolu epitelinde yaptığı hasarlar daha çok alerjenin immün sistemle karşılaşmasına neden olmaktadır. Alerjik rinit tanısından deri prick testi büyük önem taşımaktadır. Fakat kesin tanı koymada tek başına yeterli değildir, özellikle çok sayıda alerjene karşı cilt testi pozitifliği gösteren kişinin hastalığında hangi alerjenin rol alıp almadığı göstermek için o polenin ekstratı ile NPT yapılması uygun olur. Akdeniz havzasında yaygın olarak bulunan Cupresseceae türü ağaçların polenlerine karşı oluşan kışın görülen alerjik rinit nedenleri arasında selvi polen alerjisi son yıllarda özellikle güney avrupa ülkelerinde hızlı bir artış gösterdiği birçok yayında gösterilmiştir. Ege bölgesinde yer alan İzmir'in doğal bitki florası içinde özellikle park ve bahçelerde yaygın olarak cupressus sempervirens türü ağaçlar 39-bulunmaktadır. İzmir'de Kasım 1998 ve Ekim 1999 tarihleri arasındaki yapılan ölçümlerde cupressaceae/ Taxaceae türünün atmosferde yüksek konsantrasyonda bulunduğu fakat polen alerjik derecesinin düşük olduğu gösterilmiştir(39). Havadaki toplam polen miktarını oluşturan ağaçlar arasında 4' üncü sırada yer almaktadır. Selvigiller bütün yıl polenisazyon yapmalarına rağmen cup arizonica avrupada ekim ayından itibaren polenisazyonu başlar ve giderek artar şubat veya mart ayında polenisazyonu biter. Cup sempervirens ise avrupada ocakta polenisazyona başlar nisanda polenisazyonu biter. Izmirde Kasım 1998 ve Ekim 1999 tarihleri arasındaki yapılan ölçümlerde cupressaceae/ Taxaceae türünün polenisazyonunun ocak ayında düşük seviyelerde olduğu şubat ayından itibaren arttığı ve mart ayında yükselerek nisan mayıs aylarında en yüksek seviyelere ulaştığı ağustosa kadar azalarak devam ettiği görülmüştür. Avrupada yapılan yayınlarda selvi polen alerjisinin ülkelere ve bölgelere göre değişmesine rağmen % 10 - 20 arasında değişmektedir. Avrupa'nın bazı bölgelerinde % 30 kadar çıkmaktadır. Epidemiyolojik bilgiler selvi polen duyarlılığının yıllar içinde artacağını göstermektedir. Yaptığımız çalışmada alerjik rinit ve/veya astım şikayetleri ile kliniğimizi başvuran 455 hastada, cup sempervirens ekstresi ile yapılan deri prick testin sonuçlarına göre % 12.5 selvi (cup sempervirens ) polen duyarlılığı saptanmıştır. Bu hastalarda sadece bir tanesi selvi polenine karşı monosensitif olarak saptandı. Hastaların geriye kalanında selvi poleni duyarlılığı yanında ağaç polenleri, ot polenleri, yabani ot polenlerine karşı duyarlı olduğu saptandı. Cup sempervirens poleni duyarlığı avrupadaki ülkelerde görülenlere benzer bulunmuştur fakat hastaların çoğu polisensitize olduğu için alerjik rinit veya astım semptomlarından cup sempervirens poleni sorumlu olduğu söylenemez. Özellikle cup sempervirens polen ekstratı ile yapılan nasal provakasyon testinde hastalarda hiçbir semptom ve rinometrik değişiklik oluşmamıştır. Bu polisensitize olan hastaların duyarlı oldukları zeytin veya ot polen karışımları ile yapılan nazal provakasyon testi sonuçlarına bakıldığında selvi ve/veya ardıç deri prick testi pozitif ve zeytin poleni deri prick pozitif 6 hastanın 5' inde zeytin poleni ekstratı ile yapılan nazal provakasyon testi pozitif saptandı, selvi ve/veya ardıç deri prick pozitif ve ot polen deri prick pozitif 1 1 hastanın T sinde ot polen karışımı ekstratı ile yapılan nazal provakasyon pozitif saptandı. Bizim çalışmamızda selvi 40-polen duyarlılığı olan hastalarda semptomların selvi poleninden çok diğer polenlerle ilişkili olabileceğini desteklemektedir. Sonuç olarak deri prick ve rast sonuçlarına göre cupressus sempervirens duyarlılığı olan hastalara cupressus sempervirens ekstratı ile yapılan nazal provakasyon testleri negatif bulunduğu için izmir bölgesinde cupressus sempervirens polenleri mevsimsel alerjik rinit semptomları oluşturmamaktadır. Fakat bu konuda kesin bir yargıya varmak için her yıl İzmir bölgesinin polen haritasının düzenlenmesi ve daha fazla kişiyle yapılmış çalışmalara gerek vardır. -41

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Allerji ve İmmünoloji, Allergy and Immunology

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye