Koklear implantasyonda hasta seçim kriterleri ve klinik uygulamalarımızın sonuçları
dc.contributor.author | Totan, Seçil | |
dc.date.accessioned | 2024-08-19T19:48:45Z | |
dc.date.available | 2024-08-19T19:48:45Z | |
dc.date.issued | 2002 | |
dc.department | Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description | Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz. | en_US |
dc.description.abstract | ÖZETÖZET: Bu çalışmaya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Buran Boğaz Anabilim Dalı'nda Nisan 1998-Şubat 2002 tarihleri arasında Anabilim Dalımız bünyesindeki koklear implant takımı üyeleri varlığında haftada 1 kez yapılan koklear implant heyetine çıkarılmış olan 100 hasta dahil edilmiştir. Retrospektif olarak yapılan bu çalışmada, heyette tartışılıp koklear implant uygulanmasına karar verildikten sonra Nisan 1998-Ekim 2001 tarihleri arasında implantasyon uygulanan 1 1 hastaya ait bazı bilgiler de sunulmuştur. Çalışmaya katılan 100 hastadan 46 'sı erkek (%46), 44 'ü kadın (%44) olup yaş ortalaması 19.49 (1-75 yaş) olarak saptanmıştır. Koklear implant uygulanmış olan 1 1 hastadan 3'ü erkek (%27), 8'i kadın (%73) olup yaş ortalaması 39.2 (3-67 yaş) olarak saptanmıştır. Çalışmaya katılan 100 hasta işitme kaybının başlangıcına göre sınıflandırıldığında, hastaların 57'sinde (%57) prelingual, 14'ünde (%14) periungual, 29'unda (%29) postlingual işitme kaybı ; koklear implant uygulanmış olan 1 1 hastadan l'inde (%9.2) prelingual, 2'sinde (%18.1) periungual, 8'inde (% 72.7) ise postlingual işitme kaybı saptanmıştır. Anabilim Dalımızda yapılan çalışmaya katılan 100 hastada işitme kaybı etiyolojisüıe göre en sık görülen nedenlerin %20 genetik/akrabalık, %20 idiyopatik, % 1 9 ansefalit/menenjit olduğu; koklear implant uygulanmış olan 1 1 hastada ise etiyolojide en sık görülen nedenlerin 4'ünde (%36.3) ani işitme kaybı, 2'sinde (%18.1) ansefalit/menenjit olduğu bulunmuştur. Polikliniğimize işitme kaybı şikayetiyle başvuran erişkinlerde veya konuşamama şikayeti ve işitme azlığı şüphesiyle ailesi tarafından tetkik amaçlı olarak getirilen çocuklarda, yapılan tetkikler sonrasında ileri-derin işitme kaybı saptananlar ilk olarak koklear implant takımındaki sorumlu uzmanlık öğrencisine yönlendirilmekte, heyet öncesi gerekli rutin KBB bakıları ve tetkikleri tamamlanmakta ve koklear implant heyetine sunulmaktadır. Bir başka yol, medya yoluyla ya da implante hastaların yönlendirmesi ile direkt olarak koklear implant takımı üyelerimize başvuran hastaların aynı aşamalardan geçerek belirtilen koklear implant heyetine çıkarılmasıdır. Anabilim Dalımızda, cihazın maliyetinin çok yüksek olması ve implantasyon sonrası eğitimin çok önemli olması nedeniyle koklear implant endikasyonunun konulmasında aday seçimi kriterleri titizlikle uygulanmaktadır. Bunun tabii sonucu olarak Nisan 1998- Şubat 2002 tarihleri arasında Anabilim Dalımız bünyesindeki koklear implant heyetine çıkarılmış olan 100 hastanın 17'sine koklear implant uygulanmasına karar verilmiş, bunun 11 'ine implant uygulanmıştır. 6 hastaya ise implant uygulanması planlanmaktadır. Bu 100 hastanın 30'una çeşitli nedenlerle koklear implant endikasyonu konmamıştır. 100 hastanın 12'sine 96koklear implant endikasyonu konmuş, fakat 8 tanesi kurumlarından sevk işlemini gerçekleştirememiş ve bu nedenle kliniğimizde öpere edilememiş, tedavi için bağlı oldukları koklear implantasyon uygulayabilen kurum hastanelerine gönderilmişlerdir. 4 tanesi ise implant için psikolojik olarak hazır olmamaları nedeniyle şimdilik operasyon düşünmediklerini bildirerek adaylıktan çekilmişlerdir. Çalışmaya katılan 100 hastanın arta kalan 4 Tinden 1 'ine Almanya'da 1 yıl önce sağ kulağına koklear implant uygulanmış, ancak gerekli takip ve fitting' i çeşitli nedenlerle yapılamadığı için hasta cihazdan fayda görmediğini belirterek başvurmuştur. Hastaya ilk önce fitting ve takip önerilmiş, fayda görmediği belirlendiği taktirde diğer kulağa implant uygulanması düşünülmüştür. Geriye kalan 40 hastanın 21 'i heyette değerlendirildikten sonra cihaz kullanmamış olmaları nedeniyle şimdilik ileri tetkik önerilmeyip cihaz önerilerek takip ve rehabilitasyona alınmış; 7 'sinden HRCT ve MRI istenmiş, sonuçlan beklenmekte; geriye kalan HRCT ve MRI tetkikleri yaptırılmış olan 12 tanesine ise elektriksel stimülasyon testi planlanarak gün verilmiştir. Çalışmaya katılan 100 hastanın 1 1 'i implante, 6'sı implant planlanan, 2 1 'i endikasyon koymak için tetkik amaçlı olmak üzere (ki bunların 9 tanesi çeşitli nedenlerle daha sonra adaylıktan çıkarılmıştır) toplam 3 8 'sına HRCT ve/veya MRI yaptırılmıştır. Bu 9 hastanın 3 'üne radyolojik bulgularından dolayı implant endikasyonu konmamıştır. Hastaların hepsine çok kanallı Med-El implantı uygulanmıştır. İlk üç hastaya 8 elektrotlu C40 modeli, diğerlerine 12 elektrotlu C40+ modeli kullanılmıştır. 4 hastada konuşma işlemcisi olarak C40+, diğerlerinde Temp+ kullanılmıştır. Hastaların 5 'inde elektrodlann tam insersiyonu sağlanmıştır. HRCT bulgusu olarak kokleanın tepe kısmının sklerotik olduğu saptanan iki olguda da 1 elektrod eksik insersiyon gerçekleşmiş, split veya sıkıştırılmış elektrod kullanılmasına gerek kalmamıştır. Koklear implant uygulanan 1 1 hastadan 8 tanesine operasyondan 3-9 ay sonra implantlı olarak serbest alan odyometrisi yapılarak işitme durumları değerlendirilmiştir. Buna göre tüm hastalarda implantasyon öncesi konuşma frekanslarında havayolu eşikleri >1 10 dB iken, implantasyondan sonra konuşma frekanslannda havayolu eşiklerinde ort. 58,75 dB'in üzerinde kazanç sağlanmıştır. İmplante hastalarımızdan 10'una yaşam kalitelerini değerlendirmek üzere ortalama 3 ay sonra bir anket formu doldurtulmuştur. En son implante edilen hastaya, yeterli süre dolmadığı için anket uygulaması erken bulunmuş ve anket doldurtulmamıştır. Bu anketten elde edilen sonuçlara göre hastaların %90'nı doğru karar verdiğini belirtmiştir. Bu oran, literatürdeki oranlarla uyumlu saptanmıştır. Bu anketin sonucunda hastaların implantasyon sonrasında yaşam kalitelerinde belirgin artış saptanmıştır. 97Kokleer implantlar maliyeti yüksek olmasına karşın etkin işitsel protezlerdir. İleri derecede ve derin.işitme kayıplı çocuk ve yetişkinlerde emniyetli olarak yüksek kalitede işitme duyusunu sağlayabilmektedir. Koklear implantasyon için aday olma durumunu etkileyen en önemli faktör "nöral plastisite" dir. Cihazın maliyetinin çok yüksek olması, bazı aileler ve hastaların beklentilerinin gerçek dışı olması" vb. nedenlere" dayanarak, koklear implantasyon için hasta seçimi deneyimli bir koklear implant takımı tarafından gerçekleştirilmeli; implantasyon sonrasında ise sıkı bir takip ve rehabilitasyon yapılmalı; uygulanacak olan anketlerle hem hastaların yaşam kaliteleri değerlendirilmeli, hem de bu hastaların katkı Ve önerileri sayesinde bundan sonra implant uygulanacak hastalara yaklaşımda düzenlemeler yapılmalıdır. 98 | en_US |
dc.identifier.endpage | 103 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/87691 | |
dc.identifier.yoktezid | 123644 | en_US |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/closedAccess | en_US |
dc.subject | Kulak Burun ve Boğaz | en_US |
dc.subject | Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) | en_US |
dc.title | Koklear implantasyonda hasta seçim kriterleri ve klinik uygulamalarımızın sonuçları | en_US |
dc.type | Specialist Thesis | en_US |