Kronik ürtiker hastalarında otolog serum deri testi

Küçük Resim Yok

Tarih

2005

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

ÖZET KİÜ en az 6 hafta süresince meydana gelen ürtiker atakları ile karakterizedir ve etyolojide herhangi bir neden bulunamaz. Genellikle 20-45 yaş arası yetişkinlerin hastalığıdır. Kadınlar erkeklerden iki kez daha sık etkilenir. Etyolojide fiziksel nedenler %12-57 oranında tanımlanmıştır. DPV ürtiker hastalarının %50'sinden fazlasında KİÜ ile beraber görülebilir. Anjioödem ise KİÜ hastalarının %40'ına eşlik etmektedir. NSAİD'lar, enfeksiyonlar, paraziter nedenler etyolojide az bir bölümü oluşturmaktadır. Ürtiker, kutanöz mast ve/veya bazofil hücrelerinin degranülasyonu sonucu meydana gelir. Degranülasyon sonucu salınan vazoaktif aminler vazodilatasyon yaparak eriteme neden olur. Vazoaktif aminler, ürtiker lezyonlarına neden olan küçük ven ve kapillerlerde permeabiliteyi arttırırlar. Kaşıntı ve ağrı ise duyusal sinir stimülasyonu sonucu meydana gelir. Esas vazoaktif mediator histamin, temel effektör hücre ise mast hücreleridir. Mast hücreleri ve bazofillerin hücre membranları üzerinde IgE için FcsRI-alfa reseptörleri bulunmaktadır. Ayrıca KİÜ hastalarının %35-40'ında dolaşımda otoantikorlar ASST, BHRs, western blotting ve son dönemde geliştirilen ELISA yöntemi ile saptanmıştır. ASST ve BHRs fonksiyonel otoantikorları tanıyabilen yöntemlerdir. ASST kolay uygulanabilir ve ucuz olmasıyla pratik bir yöntemdir. Bu otoantikorları n %25'i yüksek affiniteli IgE reseptörlerinin FcsRI kısmının alfa subunitine (FcRlalfa), %5'i ise direkt IgE'ye karşıdır. Bu antikorlar alfa subunitine çapraz bağlanarak hücre aktivasyonuna ve sekresyonuna yol açar (44). IgE' ye kompetetif (yarışmalı) veya nonkompetetif (yansımasız) olarak bağlanan iki tip anti-FcsRIalfa otoantikoru vardır. Bu antikorların IgE' nin FceRI alfa kısmına affinitesi çok yüksektir. Ürtikerin farklı klinik tipleri arasında anti-FcRI otoantikorları araştırıldığında en fazla pozitiflik kronik rekürren ürtikerde saptanmıştır(45). Klinik olarak ASST(+) olgularda ürtika lezyon sayısı daha fazladır ve ürtiker epizodları daha sık olarak meydana gelir. Ayrıca kaşıntı skoru daha yüksektir. Çalışmamıza dahil edilen 60 KÜ olgusunun tümüne ASST uygulanmıştır. Olguların %50'sinde ASST pozitif olarak bulunmuştur ve bu pozitiflik fiziksel 60ürtikeri, ürtikaryal vasküliti ve anjio ödemi olan olgularda da saptanmıştır. Bu da ürtikerin bazı tiplerinde de bu otoantikorların varlığını akla getirmektedir. ASST pozitifliği, olgularda saptanan çeşitli parametreler ile karşılaştırıldığında Tablo 18'deki sonuçlar elde edilmiştir. 61Tablo 18 : ASST ve Bulguların Karşılaştırılması (Özet) 62

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Dermatoloji, Dermatology

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye