Kardiyak hastalığı olan gebelerde sezaryende uygulanan anestezi yöntemlerinin petrospektif değerlendirilmesi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2013

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Araştırmamızın amacı kalp hastalığı olan gebelerde sezaryende uygulanan anestezi yöntemlerinin anne ve yenidoğan üzerine olan etkilerinin retrospektif olarak incelenmesidir. Bu çalışmada, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde Ocak 2006- Haziran 2012 tarihleri arasındaki dönemde kardiyak hastalığı olan, sezaryen operasyonu geçiren gebelerin anestezi yönetimi ve yenidoğan kayıtları retrospektif olarak incelendi. Kalp hastalığı olup sezaryen operasyonu geçiren toplam 107 hastanın demografik verileri (yaş, kilo, boy), gebelik sayısı ve haftası, paritesi, sezaryenin acil ya da elektif olması, kardiyak hastalığı, yandaş hastalıkları, operasyon süresi, yenidoğan Apgar skoru, yenidoğanın boyu ve kilosu, uygulanan anestezi yöntemi (genel,spinal,epidural), kullanılan anestezik ilaçlar, inotrop kullanımı, monitörizasyon şekli, postoperatif komplikasyon, postoperatif yoğun bakımda kalış süresi, postoperatif mekanik ventilasyon ihtiyacı, NYHA (New York Heart Association sınıflaması), kalp hastalığı için uygulanan medikal veya cerrahi tedavileri, hastanede toplam kalış süresi kaydedildi. Anestezi yöntemi ile yenidoğan APGAR skoru,operasyon süresi, yenidoğan kilosu, post operatif yoğun bakımda kalış süresi, hastanede toplam kalış süresi 2 bağımsız değişkenin karşılaştırılmasında kullanılan Mann Whitney test kullanılarak değerlendirildi. Anestezi yöntemi ile kardiyak hastalık tedavisi, yandaş hastalık, acil yada elektif operasyon, inotrop kullanımı, monitörizasyon ilişkisi ve monitörizasyon ile yandaş hastalık, acil yada elektif operasyon ' Fisher's Exact Test ' ile değerlendirildi. Anestezi yöntemi ile geçirilmiş sezaryen, NYHA ve monitörizasyon ile NYHA ilşikisi Chi-Square Tests kullanılarak değerlendirildi. Hastaların 53'ne (%49.5) genel anestezi, 54 hastaya ise (% 50.5) rejyonal anestezi ( 34'ne (%11) spinal anestezi, 19'una (%17) epidural anestezi ve 1 hastaya (%0.9) kombine spinal epidural anestezi) uygulandığı saptandı. Rejyonal ve genel anestezi uygulananların demografik ve gebelik özellikleri açısından istatistiksel olarak farklılık sadece boy ve gebelik haftalarında saptandı. Gebelik haftası rejyonal anestezi uygulanan grupta 38 ± 2 hafta, genel anestezi uygulananlarda 36 ± 3.5 hafta olarak bulundu. 28 hastanın acil, 79'unun ise elektif olarak operasyona alındığı belirlendi. Acil alınan hastaların 11'ine rejyonal, 17'sine genel anestezi ile elektif alınan hastaların 43'üne rejyonal, 15'ine genel anestezi uygulandığı saptandı. Yalnız kapak hastalığı olan 81 hastanın 38'ine (% 46.9) rejyonal anestezi, 43'üne (%53) genel anestezi uygulandığı belirlendi. Kapak hastalığı ve ve romatizmal kalp hastalığı olan toplam 3 hastanın 2'si (%66) genel, 1'i (%33) rejyonal anestezi ile opere olmuştur. Kapak hastalığı ve konjenital kalp hastalığı olan 8 hastanın 5'i (%62) rejyonal, 3'ü (%37) genel anestezi ile, kapak hastalığı ve ritim bozukluğu olan 1 hasta rejyonal anestezi ile, konjenital kalp hastalığı olan 10 hastanın 8'i (%80) rejyonal, 2'si (%20) genel anestezi, kardiyomyopatisi olan 1 hasta genel anestezi ile, kapak hastalığı ve pulmoner hipertansiyonu olan 3 hastanın 2'si (%66) genel, 1'i (%33) rejyonal anestezi ile opere olduğu belirlendi. Kalp hastalığı ve uygulanan anestezi yöntemi arasında ki ilişki Chi-square test ile değerlendirildi, p=0.28 olduğu için anlamlı bir ilişki olmadığı görüldü. Hastalarda uygulanan anestezi yöntemi ile NYHA sınıflaması arasındaki ilişki araştırıldığında hastaların NYHA sınıflamasındaki derecesi arttıkça genel anestezi oranının arttığı görüldü ve sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.001 ). Yenidoğanlar değerlendirildiğinde genel anestezi grubundaki gebelerin yenidoğanlarının kilosu anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur (p=0.03). Yenidoğan APGAR skoru açısından rejyonal ve genel anestezi arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p0.05). 3 hastaya invaziv monitörizasyon uygulandığı belirlendi; 1 hastaya arteryel kateter,1 hastaya CVP kateteri ve 1 hastaya arter kateteri ile CVP kateteri uygulanmış olduğu, 3 hastanın da genel anestezi altında opere olduğu saptandı. Genel anestezi uygulanmış olan 1 hastada solunum yetmezliği geliştiği ve bu hastanın 2 gün anestezi yoğun bakımda kaldığı görüldü. MY 3,AY 1,TY4 tanılı hasta NYHA III sınıfındaydı. Yaptığımız retrospektif çalışmada kliniğimizde kalp hastalığı olan gebelerde genel ve rejyonal anestezinin benzer oranlarda uygulandığı belirlenmiştir. Son yayınlar kardiyak gebelerde de epidural teknikler ile stabil bir hemodinami sağlanabileceğini ve anestezi seçiminin çoğunlukla bu yönde olduğunu göstermektedir. Bu görüşler doğrultusunda kalp hastalığı olan gebelerde sezaryen için anestezi yöntemini belirlerken kliniğimizde genel anestezi endikasyon kriterlerini daraltarak, çok acil olmayan şartlarda epidural anestezi uygulama olanaklarının arttırılmasının uygun olacağı kanısına varıldı.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye