Helikopterlerin planlı bakım-onarım işlemlerinin iş güvenliği açısından değerlendirilmesi
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Kayalar ve topraklar, radyoaktif soy gaz olan radonun ana kaynağını oluşturur. Ek olarak, faylar ve kırıklar radon gazının taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle radon, dünya'nın tektonik aktivitesi hakkında bilgi sağlayan en kullanışlı ve üzerinde en çok çalışılan doğal radyoaktif gazdır. Bu çalışmada manisa fayı boyunca yatay ve dikey istasyonlarda radon gazı konsantrasyonları izlenmiştir. Radon konsantrasyonları, LR-115 tip II radon dedektörleri kullanılarak iki yıl boyunca her ay ölçülmüştür. Meteorolojik parametrelerin (sıcaklık, basınç, toplam yağış ve nem) toprak gazı radon konsantrasyonları üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Toprak örneklerindeki doğal radyoaktivite (uranyum, toryum, potasyum) konsantrasyonları gama spektroskopisi kullanılarak belirlendi. Ölçüm alanı çevresinde oluşan sismik aktiviteler ve radon verileri arasındaki ilişki araştırıldı. Bu çalışma, bölgenin literatürdeki ilk toprak gazı radon konsantrasyonlarını vermektedir. Faya en yakın radon seviyeleri, faydan uzak olanlara göre yaklaşık 5-10 kat daha yüksektir. Ayrıca toprakların doğal radyonüklid ortalama aktivite konsantrasyonlarının dünya ortalamasının altında olduğu tespit edildi. Ortalama radon konsantrasyonu ve sıcaklık arasında yüksek bir pozitif korelasyon bulundu. Radon konsantrasyonu ile toplam yağış, basınç ve nem gibi meteorolojik parametreler arasında önemli negatif korelasyonlar bulundu. Sismik olayların neden olduğu radon anomalilerini art ortamdan ayırt etmek için standart sapma yöntemi kullanıldı. Sonuç olarak, bazı ölçüm istasyonlarında radon ve sismik aktivite arasında bir ilişki bulunmuştur. Dolayısıyla bu çalışma, toprak gazı radon ölçümlerinin deprem habercisi olan sinyallerin araştırılmasında kullanılan en güvenilir araştırma araçlarından biri olduğunu göstermiştir.
The aviation industry is one of the industries that is constantly developing and at the same time continues to grow. In addition, the maintenance and repair of helicopters has also been an important issue. While maintenance and repair works are carried out in the helicopter sector, it is considered appropriate to carry out studies to establish their own centers. In addition, certain studies should be carried out in order to protect the workers who are engaged in maintenance and repair works for rapid development in the sector in terms of occupational health and safety risks and to prevent them from being exposed to certain risks. In this study, regular maintenance and repair works were observed for helicopters and information was obtained from company officials. In addition, with the information received, physical hazards, mechanical hazards, chemical and electrical hazards, fire and explosion risks, and finally ergonomic hazards were examined. Another reason for this study was the increase in the number of helicopters in Turkey and the increase in maintenance and repair needs. As a result, it is aimed to determine the occupational health and safety risks beforehand and to take the necessary precautions in the regular maintenance and repair works of the helicopter.