Pediatrik beyin tümörü vakalarında kraniyal radyoterapinin yaşam kalitesi psikososyal uyum ve bilişsel işlevlerle ilişkisinin değerlendirilmesi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
AMAÇ: Beyin tümörleri çocukluk çağında görülen en sık solid tümör tipidir
ve bu yaş grubundaki çocuklarda görülen kanserlerin %20'sini oluşturur. Onbeş yaş
altında görülen malign hastalıklar içinde lösemilerden sonra ikinci sırayı alır.
Ülkemizde ise lösemi ve lenfomalardan sonra 3. sıklıktadır. Çocukluk çağı beyin
tümörlerinde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi tedavi yaklaşımlarıdır. Pediyatrik
beyin tümöründen sağ kalan olgularda, çok yönlü tedaviler uzun dönem sağ kalım
oranını arttırdığından, ruhsal ve fiziksel sorunlar, bilişsel işlevlerdeki değişiklikler ve
yaşam kalitesi konularını gündeme getirmiştir.
Çalışmamızın amacı, pediatrik beyin tümörü nedeniyle radyoterapi almış,
remisyonda olan olgularda psikopatolojinin, yaşam kalitesinin ve bilişsel işlevlerin
değerlendirilmesidir.
YÖNTEM: Çalışmamıza, Beyin Tümörü tanısı ile tedavi edilmiş 6-18 yaş
arasında olan, radyoterapi uygulanmış 38 olgu, radyoterapi uygulanmamış 23
olgudan oluşan iki alt çalışma grubu ve 38 sağlıklı kontrol vakası alınmıştır. Hasta
grubu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı,
Nöroşirürji Anabilim Dalı ve Pediyatrik Onkoloji Bilim Dalı kliniklerince Beyin
Tümörü tanısı ile tedavi edilmiş olgulardan oluşturulmuştur. Araştırmaya alınan
olguların psikiyatrik değerlendirmesinde, Okul Çağı Çocukları için Duygulanım
Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu
çocuk psikiyatrisi asistanı Dr. Ebru Erol tarafından uygulanarak DSM-IV eksen 1
tanıları belirlenmiştir. Yapılan görüşmede hastaların ÇDŞG-ŞY ile taranamayan
tanıları araştırmacının DSM-IV tanı ölçütlerine dayalı klinik görüşü ile
değerlendirilmiştir. Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği çocuk ve anne- baba
formları, Çocuklar için Depresyon Envanteri, Çocukluk Çağı Anksiyete Tarama
Ölçeği ebeveyn ve çocuk formları uygun şekilde hasta ve ailesi tarafından
doldurulmuştur. Olgulara Wechsler Çocuklar için Zeka Testi (WISC-R), Görsel
İşitsel Sayı Dizisi Testi B Formu (GISD B), Bender- Gestalt Görsel Motor Algılama
Testi, Stroop Testi, Wisconsin Kart Eşleme testi, Sözel Akıcılık Testi uygulanmıştır.
SONUÇLAR: Çalışmamızda en az 2 yıldır remisyonda olan izlemdeki beyin
tümörlü çocuk ve ergenlerin ruhsal durumları, yaşam kalitesi, zihinsel işlevleri ve bu
durumları etkileyen değişkenlerin belirlenmesi amacıyla sağlıklı kontrol grubuyla
karşılaştırması yapılmış ve literatürdeki çalışmalarla birlikte tartışılmıştır. RT almış
hasta grubunun %76,3’ünde, RT almamış hasta grubunun %65,2’sinde psikopatoloji
saptanmıştır ve gerekli tedavileri başlanmıştır. RT almış hasta grubunun
%57,6’sında, RT almamış hasta grubunun %36,4ünde mental retardasyon
saptanmıştır. RT almış ve almamış hastalardaki psikopatoloji durumu, bilişsel
işlevler ve yaşam kalitesi karşılaştırılmıştır ve radyoterapinin hem psikopatoloji hem
bilişsel işlevler hem de yaşam kalitesini olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır.
TARTIŞMA: Sonuç olarak çalışmamızda beyin tümörü nedeniyle RT almış ve RT
almamış vaka gruplarında psikopatoloji görülme oranının yüksek olduğu fakat iki
grup arasında anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür. Sosyodemografik veriler,
hastalıkla ve tedavi ile ilgili değişkenlerin psikopatoloji ile ilişkisi araştırılmış
sosyoekonomik durum, cinsiyet, remisyon süresi, serebellar mutizm varlığının
psikopatolojiyi etkilediği saptanmıştır. Beyin tümörü nedeniyle RT almış ve almamış
hastaların bilişsel işlevlerinin bozulduğu ve sağlıklı kontrollerden anlamlı düzeyde
düşük olduğu saptanmıştır fakat RT almış ve almamış gruplar bilişsel işlevler
açısından istatistiksel anlamlı düzeyde farklılaşmamışlardır. Beyin tümörü nedeniyle
RT almış ve almamış hastaların yaşam kalitelerininbozulduğu ve sağlıklı
kontrollerden anlamlı düzeyde düşük olduğu saptanmıştır fakat RT almış ve almamış
gruplar yaşam kalitesi açısından istatistiksel anlamlı düzeyde farklılaşmamışlardır.
Hem hasta hem kontrol grubundaki vakaların sayısının arttırılarak çalışmanın
tekrarlanması, daha sağlıklı ve güvenilir sonuçlar elde edilmesine olanak
sağlayacaktır. Psikopatoloji ve bilişsel bozukluklar açısından risk altında olan bu
popülasyonda Nöroşirürji, Çocuk Onkolojisi, Çocuk Nörolojisi, Radyasyon
Onkolojisi, Çocuk Psikiyatrisi, Çocuk Endokrinolojisi bilim dalları multidisipliner
bir bakış açısıyla çalışmalarını yürütmelidir. Bu hastaların belirlenmesi ile yapılacak
tıbbi ve/veya psikososyal müdahaleler ile bu olgularda daha ciddi ruhsal sorunların
yaşanmaması veya ek psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkmaması açısından önemli
görülmektedir.