Atopik çocukta prick deri testi ve çift kör plasebo kontrol oral besin provakasyonu testi ile besin allerjisi değerlendirilmesi
Küçük Resim Yok
Tarih
2004
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
ÖZET Besin allerjisi, herhangi bir besin yedikten sonra IgE 'e bağlı oluşan erken ve geç immünolojik reaksiyondur.. Besin alerjisi, besindeki proteinlere karşı istenmeyen immünolojik yanıt olarak tanımlanmaktadır. Allerjik besinin alınması ile tip 1 IgE aracılı reaksiyonla oluşan hedef organ olarak deri, gastrointestinal, solunum, kardiyovasküler sistem sıklıkla etkilenmektedir. Çocuklarda en sık reaksiyona neden olan besinler inek sütü, yumurta, fiştik, buğday ve hububatlar, balık ve kabuklu deniz ürünleri meyve ve sebzelerdir. Besin intoreransı ise konağa özgü fakat immun olmayan mekanizmalarla oluşmaktadır. Semptomlar karışmasına rağmen hastalıkların ayırıcı tanısında ip uçları bulunmaktadır. Yumurta veya süt proteinlerine IgE bağlı duyarlaşmanın erken gelişmesi veya inhaler allerjenlere erken duyarlaşma, daha sonra gelişecek allerjik hastalık riskini artırmaktadır. Atopik dermatit ve besin allerjili çocukların erken tanımlanması astıatopik hastalık gelişmesini önleme fırsatını sağlamaktadır. Çalışma, EÜTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Allerji ve Solunum Bilim Dalı Polikliniğinde astım, allerjik rinit, allerjik rinit + astım tanılan izlenen 150 olguya prick deri testi ve besinlere karşı Prick deri testinde üç pozitif bulunan 20 olguya, Çift kör placebo kontrollü oral provokasyon testi (DBPCOFC) planlandı. Bu çalışmada amaç, Allerjik rinit, astım, ürtiker tanısı olan olgularda prick deri testi ile besinlere karşı duyarlılık oranının saptamak Prick deri testi ile besinlere karşı pozitif saptanan olgularda tanı açısından 'altın standart' olarak bildirilen DBPCOFC yapmaktır, Prick deri testi sonuçlan ile DBPCOFC sonuçlannı karşılaştırarak besin duyarlılığını doğrulamaktır. Her iki test sonucu oluşabilen erken ve geç reaksiyon saptanan olgularda duyarlı bulunan besini elimine ederek profilaksiyi sağlamaktır. Çalışmaya alman toplam 150 olguda kakao, kahve, zeytin, kırmızı biber, karabiber, çay, mısır, buğday ve unu,yedi hububat karışımı, yumurta, balık ve deniz ürünleri, meyveler; elma, muz, portakal, şeftali, çilek, fiştik, findık, ceviz, sebzeler, patates, domates ve tavuk eti, tam yumurta, yumurta şansı ve beyazına ayrı ayrı pozitif ve negatif kontrol kullanılarak 27 ticari ekstre ile prick deri testi yapıldı. Olguların %42.3'de besin prick deri testi, iki ve üç pozitif ayrıca %16.3 bir besine,%26 ise birden fazla besine reaksiyon gösterdi. Prick deri testinde üç pozitif bulunan 20 olguya buğday unu, mısır, çavdar, yulaf ununa, kırmızı biber, yumurta şansı, portakal ve muza karşı DBPCOFC uygulandı. Duyarlı bulunan besin ile yapılan aktif içecek ve duyarlı besinin rengi, tadı, kokusunu maskelemek için pekmez, portakal suyu ve su konularak pasif içecek hazırlandı,Test besin 250cc sıvı içinde eritildi. Sırası ile 20mg, 50mg, lOOmg, 250mg, 500mg, lgr, 2.5 gr, 675 gr, 10 gr konuldu. DBPCOFC 15cc, 35cc dozunda 15 dakika ara ile ağızda çalkalama ve tükürtülerek oral alerji sendromu yönünden izlenerek ve sonra yutma olmak üzere iki aşamada yapıldı. Her bir besin karışım sıvısından 15 dakikada bir doz aralıkları ile 5cc, lOcc, 25cc, 50cc, 100 cc içirilerek doz iki katına çıkarıldı. Klinik semptom gözlendiğinde test durduruldu. 10 gr ulaşıldığında rinit, solunum, deri, gastrointestinal sisteme ait objektif veya sübjektif semptom gözlenmediğinde test sonlandırıldı. Tansiyon, nabız, solunum sayısı, nasal PÎFve PEF 15 dakika ara ile ölçüldü. Sonuçlar, DBPCOFC yapılan toplam 20 olgu üzerinden yüzde (%) hesaplanarak verilmiştir. DBPCOFC ile hastaların %40'ında (sekiz olgu) buğday ununa karşı test yapıldı. %25 (beş olguda erken reaksiyon, %15 (üç olguda) reaksiyon olmadı, %5 (birinde) test durduruldu. Mısıra karşı %20 (dört olguda) DBPCOFC testi uygulandı, mısır ile %10 (iki olguda) erken, %5 (bir olguda) geç reaksiyon saptandı ve %5 (bir olguda) reaksiyon olmadı. ÇavdardaDBPCOFC ile erken ve geç reaksiyon görülmedi. Yulaf unu ile sübjektif gastrointestinal semptom ve deri döküntüsü gözlendi. Yumurta sarısı ile %10 (iki olguda) DBPCOFC testi yapıldı. %5 (birinde) erken reaksiyon gözlendi. % 5 (birinde) reaksiyon gözlenmedi. Kırmızı biberle %10 (iki olguda) test yapıldı. Olguların %10 (ikisinde) kırmızı bibere karşı erken reaksiyon, %5 (birinde) ise TA, ve nasal PİF düşmesi üzerine test durduruldu. Portakal suyu ile geç reaksiyon olarak wheezing oluştu. Muz ile yapılan testte %5 ( bir olguda) oral alerji sendromu gelişti. DBPCOFC yapılan 20 olguda, oral allerji sendromu:%65, rinit ve göz bulgular.%20, deri belirtileri %20, gastrointestinal sistem yakınması %10, kardiyovasküler sistem bulgusu olarak %5 olguda hipotansiyon erken reaksiyon bulgusu gelişti. Geç reaksiyon olarakta, solunum, deri, gastrointestinal yakınma gelişti. Besin allerji tanısında yakınma, öykü, laboratuvar testlerinden total. IgE ve besin spesifik IgE ile birlikte besinlerin taze ve ticari ekstreleri ile prick deri testleri tanı konulsada, zaman alıcı, riskli altın standart test olarak değerlendirilen DBPCOFC yapılma gereği duyulmaktadır 68
Açıklama
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases