Dual faz paratiroid sintigrafisinde 99mTc MIBI ve 99mTc tetrofosmin diğer tanısal yöntemlerle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi

Küçük Resim Yok

Tarih

2002

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

ÖZET: Hiperparatiroidizm bir veya daha çok sayıdaki paratiroid bezi tarafından aşın miktarda paratiroid hormonu salgılanması ile oluşan bir patolojidir. Primer, sekonder ve tersiyer hiperparatiroidizm olarak 3 şekli vardır. Ayrıca MEN Tipi ve TipIIa'da izlenen primer hiperparatiroidin ailesel özellik gösteren şekli de mevcuttur. Primer hiperparatiroidizmin en sık görülen sebebi partiroid bezindeki aşırı PTH salınımına neden olan paratiroid adenomlarıdır. Sekonder hiperparatiroidizmde ise çeşitli nedenlerden dolayı oluşan hipokalsemiye bağlı paratiroid hiperplazileri izlenir. Tersiyer hiperparatiroidizmde de hipokalseminin devam etmesi ile hiperplazi zemininde otonomi kazanmış paratiroid adenomu söz konusudur. Hiperparatiroidizmin tedavisi çoğunlukla cerrahi olarak hiperfonksiyon gösteren paratiroid dokularının çıkarılmasıdır. Cerrahinin başarısı da operasyon öncesi anormal paratiroid dokusunun yerleşiminin tespit edilmesine bağlıdır. Paratiroid bezleri genellikle 4 adet olup tiroid bezinin arkasında üst ve alt pollerde yerleşim gösterirler. Bununla beraber sayılan 1 ile 12 arasında, yerleşimleri ise farinks ile mediastinum arasındaki alanlarda değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenlerden dolayı operasyon öncesi hiperfonksiyone paratiroid dokusunun tespiti zor olabilmektedir. Paratiroid dokusun yerleşiminin tespitinde önerilen yöntemler arasında paratiroid sintigrafisi en hassas olanıdır. Paratiroid sintigrafileri çeşitli radyofarmasötiklerle ve değişik çekim protokolleri ile yapılabilir. Bizim çalışmamızda kullandığımız yöntem tek bir radyofarmasötik maddenin kullanıldığı dual faz yöntemidir. "99mTc MIBI ilk olarak kardiak perfüzyon görüntüleme ajanı olarak kullanılmış fakat daha sonra çeşitli malignitelerde de tutulumu gösterilmiş lipofilik katyonik bir ajandır. Hücre tarafından tutulumunu belirleyen membran potansiyel gradienti, dokunun canlılığı, bölgenin kan akımı ve hücrenin mitokondri içeriğidir. 99mTc tetrofosmin de lipofilik, """Tc ile bağlanabilen yeni bir fosfin diokso katyonudur. Bu radyofarmasötik de ilk olarak miyokard perfüzyon ajanı olarak kullanılmıştır. Tetrofosminin hücre içine girişi diğer lipofilik ajanlar gibi pasif diffuzyonla olur. Hücre içinde 99mTc tetrofosminin tutulumu transmembran elektrik potansiyeline yani hücrenin mitokondrium içeriğine ve fonksiyonel durumuna bağlıdır. 99mTc MIBI ve 99mTc tetrofosmin paratiroid ile tiroid dokularında tutulmakta ve daha sonra da özellikle tiroid dokusundan daha erken olmak üzere her iki dokudan temizlenmektedirler. Çalışmamızın amacı bu iki radyofarmasötik ile hastaların laboratuar sonuçlan (serum kalsiyum ve PTH) ve diğer görüntüleme yöntemlerini (USG ve BT) karşılaştırmaktır. Ayrıca yardımcı sintigrafik yöntem olarak tiroid sintigrafisinin yeri araştırılmıştır. 45Hiperparatiroidi ön tanısı ile kliniğimize gelen 34 hastaya bu iki radyofarmasötikle dual faz paratiroid sintigrafileri çekilmiştir. Hastaların tümünden erken (10. dk) ve geç (3. saat) TD kolimatör ve PDYÇ kolimatör görüntüleri alınmıştır. Ayrıca tüm hastalara boyun USG ile serum kalsiyum ve PTH ölçümleri yapılmıştır. Toplam 6 vakaya BT çekimi yapılabilmiştir. Nodüler guatr ayırıcı tanısı yapılması için 6 hastaya tiroid sintigrafisi çekilmiştir. Otuz dört hastadan 22'sinde sintigrafik olarak hiperfonksiyone paratiroid dokusu saptanmıştır. Sintigrafik bulgularda 99mTc MIBI ile "99mTc tetrofosmin görüntüleri arasında herhangi bir farklılık olmadığı dikkat çekmiştir. Çekim parametrelerinin sintigrafik sonuçlan büyük oranda etkilediği bilinmektedir. Çalışmamızda TD kolimatör ile alınacak görüntülerin hassasiyeti belirgin şekilde arttıracağı kanıtlanmıştır. Ancak torakal bölgeyi içine alacak PDYÇ kolimatör görüntülerinin de ektopik yerleşimli paratiroid patolojilerini tespit edebilmek amacı ile gerekli olduğu düşünülmüştür. Sintigrafik olarak pozitif olan paratiroid patolojilerinden 9 tanesinin USG ile saptanamadığı görülmüştür. Ultrasonografik olarak hiperfonksiyone paratiroid dokusu tanısı alıp normal paratiroid sintigrafisi olan vaka sayısı ise 2'dir. Bu 2 vakadan 1 tanesi de ultrasonografik yanlış pozitiflik kabul edilmiş bir hastadır. BT yapılmış hasta sayısı kısıtlı olduğu için diğer verilerle tam bir kıyaslama yapılmamıştır. Ancak BT ile paratiroid patolojisi saptanmamış 3 vakada sintigrafik olarak hiperfonksiyone paratiroid dokusu saptanmış olması dikkat çekmiştir. Ektopik yerleşimli olduğu sintigrafik olarak tespit edilmiş 2 vakada, BT'den operasyon öncesi detaylı anatomik bilgi edinebilmek amacı ile faydalanılmıştır. Tiroid sintigrafisi ile 5 hastada nodüler guatr saptanmış ve paratiroid sintigrafisi yorumunda bu veriler yol gösterici olarak kullanılmıştır. Serum k alsiyum ve PTH ölçümlerinin paratiroid patolojisi saptanan ve saptanamayan hastalar arasında anlamlı farklılık göstermediği görülmüştür. Çalışmamızın sonuçları hiperfonksiyone paratiroid dokusu araştırılmasında dual faz paratiroid sintigrafisinin laboratuar ve radyolojik incelemelerden üstün olduğunu göstermektedir. Dual faz paratiroid sintigrafisi için günümüzde rutin olarak kullanılmakta olan 99mTc MIBI'ye 99mTc tetrofosminin bir alternatif olabileceği sonucuna varılmıştır. 46

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye